How does he know translate Turkish
603 parallel translation
But how does he know you killed Janice?
Fakat Janice'i senin öldürdüğünü nereden biliyor?
How does he know?
Nereden biliyormuş?
How does he know I live here?
Burada yaşadığımı nereden biliyor ki?
How does he know what's good and what's bad?
Neyin iyi neyin kötü olduğunu nereden bilecek?
How does he know they're lost?
Kaybolduklarını nereden biliyormuş?
How does he know you got psychology?
Senin psikolojin olduğunu ne biliyor?
How does he know how long 15 seconds is?
15 saniyenin ne kadar sürdüğünü nerden bilebilir ki o?
How does he know all that?
Bunların hepsini nasıl bilebilir?
Your father, Mr. Mikami, how does he know my boss?
Baban Bay Mikami, patronumu nereden tanıyor?
How does he know what's gonna happen, throwing two together like that?
O, bir erkek ve bir kadın karşılaştığında ne olacağını nasıl bilecek?
How does he know you?
Sizi nasıl tanıdı?
How does he know that?
- Bunu nasıl biliyor?
How does he know that?
- Bunu nereden biliyor?
- How does he know?
- O nereden biliyormuş?
Then how does he know?
Öyleyse nereden biliyor?
- How does he know whether she's sick? - I guess he felt her nose.
Bence uzun zamandır kamyonda olduğu için.
How does he know that?
Nereden biliyor?
How does he know?
- O nereden biliyormuş.
He says, how does he know you know God's will?
O zaman Tanrı'nın isteğinin ne olduğunu nasıl bilebiliyorsunuz diye soruyor.
- How does he know? - He reads about them.
Nereden bilecekmiş onları?
- Does he know how to work it?
- Nasıl çalıştığını biliyor muymuş?
Because that's what he does. - How do you know?
Çünkü öyle yapması gerek.
- How much does he know?
- Ne kadarını biliyor?
How much does he know?
Ne kadar biliyor?
- How much does he know?
- Ne kadar biliyor?
How much does he know about you and Mrs. Wendice?
Bayan Wendice'le ilişkinizden haberi var mı?
How does a guy know what he wants to be, especially someone like me?
Bir insan ne olmak istediğini nasıl bilir, özellikle benim gibi biri?
Gunner Thorgerson alive, I don't know how he does it.
Gunner Thorgerson yaşıyor. Bunu nasıl başarıyor bilmiyorum.
I don't know how he does it without fingers.
Onu parmaksız nasıl yapıyordu, bilmiyorum.
- How much does he know?
- Ne kadar bilgisi var?
I don't know how he does it, I really don't.
Bunu nasıl yapıyor bilmiyorum, gerçekten.
Not only does he know how to steal state secrets, but he understands the meaning of the gods as well.
Sadece devlet sırlarını çalmayı bilmekle kalmadığı gibi tanrıların anlamını da anlıyor.
Don't know how he does it.
Nasıl beceriyor bilmiyorum.
What does he know how to do?
Elinden gelen bir iş var mı?
You know how he does.
NasiI bakar biliyorsun.
How much does he know?
Arkadaşın ne kadarını biliyor?
This Captain Ferraday how much does he know?
Şu Kaptan Ferraday ne kadarını biliyor?
How does he know?
O nasıl biliyor?
But how does he get away with it? That's what I'd like to know.
Ama nasıl paçasını kurtarıyor, ben onu merak ediyorum.
- He does not know how to fall.
- Nasıl düşeceğini bilmiyor.
How does he know where the yacht went? He can taste it.
Suda bıraktığı izin tadını alabiliyor.
Why? How much does he know?
Ne biliyordu ki?
- He does not know how to read.
- Okumayı bilmiyor.
I don't know how he does it.
Nasıl yaptığını bilemiyorum.
Lois, Clark Kent may seem like just a mild-mannered reporter but not only does he know how to treat his Chief with the proper respect not only does he have a snappy, punchy prose style but he is, in my 40 years in this business, the fastest typist I've ever seen.
Lois, Clark Kent yumuşak başlı bir muhabir olabilir... ama hem şefine gereken saygıyı göstermeyi biliyor... hem dikkat çekici ve dokunaklı bir tarzı var... hem de 40 yıllık meslek hayatımda onun kadar hızlı daktilo yazan birini görmedim.
Everybody's an authority. How does she know he's good-looking?
Yakışıklı olduğunu nerden biliyor?
- You know how he does it?
- Nasıl yaptığını biliyor musunuz?
He does not know how to relax.
O dinlenmeyi bilmiyor.
I know how he does that stuff.
İşi nasıl yaptığını gayet iyi biliyorum.
He does not know how close it was.
Ne kadar ölüme yaklaştığını bilmiyor galiba.
No, I don't think he does know how it is.
Hayır, bildiğini sanmıyorum.
how does he know that 18
how does it feel 296
how does that sound 179
how does it go 44
how does it work 242
how does it make you feel 33
how does he do it 43
how does it look 112
how does she do it 17
how does that work 156
how does it feel 296
how does that sound 179
how does it go 44
how does it work 242
how does it make you feel 33
how does he do it 43
how does it look 112
how does she do it 17
how does that work 156