I'm doing well translate Turkish
1,578 parallel translation
Well, I'm doing it for him, not you.
Ben de onun için yapıyorum senin için değil.
I get what you guys are doing. Okay. Well, I'm going to...
Senin derdin ne?
I'm glad to see you doing so well.
Bu kadar iyi olmana çok sevindim.
Well, why do you think I'm doing this?
Peki sence ben bunu neden yapıyorum?
I'm doing well.
Ben iyiyim.
Yeah, well, what should I be doing?
Öyle mi, ne yapmalıydım?
Well, you both understand that I'm doing this for your father, don't you?
Yani, her ikinizde bunu baban için yaptığımı biliyorsunuz, öyle değil mi?
Well, in the last few days he has fixed me coffee, bought me these pitiful little flowers and just now, called just to see if I'm doing okay.
Şu son bir kaç günde bana kahve yaptı, uyduruk çiçekler aldı ve şimdi de iyi olup olmadığımı öğrenmek için aradı.
I'm doing well.
Ben gayet iyiyim?
I hope your parents are doing well.
Umarım aileniz de iyidir.
If you show me your knickers, I will do all your work for you, as well as doing mine.
Eğer iç çamaşırını gösterirsen, senin için bütün işlerini yaparım.
And my doctor says I'm doing well, you know.
Doktorum da gayet iyi gittiğimi söylüyor.
I'm not doing very well, am I?
Pek iyi gitmiyorum, değil mi?
I'm gonna tell father how well you're doing.
Ne yaptığını Pedere'e anlatacağım.
Well, with respect, I'm not doing it for you.
Aslına bakarsan, senin için değildi.
Yeah. I'm doing really, really well.
Evet, gerçekten ama gerçekten çok iyiyim.
Well, I hope you're doing OKdown there too.
Umarım senin de işlerin yolunda gidiyordur.
No, I have a pal who's doing well in business.
Hayır, işleri çok iyi giden bir arkadaşım var.
Sure I can! The company's doing well, and I'm making good money.
Şirketin işleri iyi gidiyor ve güzel para kazanıyorum.
Yeah, well, I'm not doing that great either.
Onun için çok endişelendim. Genelde çevrede dolanır, sonra da eve dönerdi.
- Well, it took some doing, but I finally got him to admit he was paid off
- Baya uğraşmak zorunda kaldım ama sonuçta Jill Button'ın plastik cerrahi...
Well, I am doing the dirty work.
Şey, işin pis kısmını ben yapacağım.
Well, maybe she was just doing it to take the edge off, but what I can't figure out is how she managed it because every time I throw one in here, it turns into spongebob squarepants.
Tamam, belki de bunu iştahını kapatmak için yapıyordu, ama anlayamadığım, bunu nasıl başardığı. Her deneyişimde... şu şey, Sünger Bob'a dönüşüveriyor.
I'm sure he's doing well.
Ben aslında 22 yaşındayım.
Okay, well, it's the only reason I'm doing too.
Peki, benim de yapmamın tek sebebi bu.
Well, I'm here for at least a month doing the play.
Ben oyunu sergilemek için en az 1 ay buradayım.
I'm glad to hear the band is doing well without me.
Grubun bensiz devam etmesine çok sevindim.
Well, it says I was in my bedroom, doing my homework.
Odamda ödevimi yaptığım yazıyor.
Well, that's good. Because I would have disliked doing that.
Bu iyi, çünkü bunu yapmaktan hoşlanmazdım.
Well, I got a job doing some demo on a big house off of route 18.
18. yoldan büyük bir evden iş aldım.
I'm memorizing the cards. Yes, well, Mr. Jane, we don't like people doing that.
Evet, bakın Bay Jane, bunu yapan insanlardan hoşlanmayız.
Well, you see, since Team Gibbs was not assigned a recruit, I am just doing my best to teach and inspire where I can, when I can, McKilljoy.
Gibbs Takımı yeni eleman istemediği için elimden geldiği kadar ilham vermeye çalışıyorum.
Well, I'm from missouri, but I'm doing my residency here.
Ben Missouri'liyim ama burada yaşıyorum.
Well, that just means i'm doing my job.
Bu işimi yaptığımı gösterir.
Well, that just means i'm doing my job.
Bu işimi yaptığımı gösteriyor.
Well, I'm doing it properly this time.
- Bu sefer doğru yoldayım.
Stabilize him. - That's what I'm doing. Well, do it faster.
Benim için en iyi olanı fark etmiş.
She knows very well I shall be dependent on Mr Meagles'wealth and generosity when I marry Pet, but she needs to make out she's doing the world a favour by condescending to have anything to do with it.
Pet'le evlendiğimde Bay Meagles'ın servetine ve cömertliğine ihtiyacım olacağını gayet iyi biliyor. Fakat, bununla ilgilenmeye tenezzül göstererek dünyaya bir iyilik yaptığını fark etmesi gerek.
Well, there I was, doing 17,000 miles an hour.
Evet, oradaydım ve saatte 17000 mil hızla yol alıyordum.
I'm doing well.
İyi kazanıyorum.
Well, I'm doing a series of columns on high-profile New York marriages.
New York sosyetesindeki evlilikler ile ilgili bir yazı dizisi hazırlıyorum.
Well, I'm doing just fine, thank you.
Çok iyiyim, teşekkür ederim.
Well, I should have been doing this long time ago, well, you knew that.
Bunu çok daha önceleri yapıyor olmalıydım, aslında bunu biliyordun.
Well, I've written a little book, and I'm doing some talks.
Bir kitap yazıyorum da konuşmam gereken birkaç kişi var.
I think we're doing pretty well.
Sanırım, fena gitmiyor.
I was doing well to the world.
Ben bunu dünya için yapmıştım.
Well, yeah. Well, I'm curious to know how everyone's doing after all these years.
Evet... yani bilirsin bunca yıldan sonra kim nerdedir diye merak ettim.
But now the doctors say that by doing all the right things, - ignoring my ghosts, - trusting my safe people... Parks and, well, you... that I have a pretty good chance at leading a more or less functional life.
Ama şimdi, doktorların söylediğine göre doğru şeyleri yaparak hayaletlerime aldırmayıp sağlam dostlarıma güvenerek Parks'a ve size iyi kötü, normal bir yaşam sürebilme şansım oldukça yüksekmiş.
Um, well, I was a starving writer doing freelance work that no one ever read until one day, I met a guy on a train.
Hiç kimsenin okumadığı yazılar yazan ağzı kokan, serbest bir yazardım ta ki trende bir adamla tanışana dek.
Well, I don't know what you mean by that. You had me doing all this at a flip of a coin, and then I'm going to have to pay her fare, too?
Ne demek istediğini anlamadım ama, yazı turada kaybettim diye başıma bu işler açıldı, bir de üstüne kadının yol parasını mı ödeyeceğim?
I'm glad you're out, and doing well.
Çıkmış olmana sevindim. Durumunun iyi olmasına da.
i'm doing great 97
i'm doing my best 94
i'm doing good 49
i'm doing okay 46
i'm doing just fine 28
i'm doing something 18
i'm doing my job 82
i'm doing fine 89
i'm doing it again 23
i'm doing everything i can 50
i'm doing my best 94
i'm doing good 49
i'm doing okay 46
i'm doing just fine 28
i'm doing something 18
i'm doing my job 82
i'm doing fine 89
i'm doing it again 23
i'm doing everything i can 50
i'm doing it now 24
i'm doing all right 35
i'm doing it 340
i'm doing you a favor 62
i'm doing 69
i'm doing the best i can 88
i'm doing the right thing 28
i'm doing this for me 18
i'm doing this for you 68
i'm doing this 75
i'm doing all right 35
i'm doing it 340
i'm doing you a favor 62
i'm doing 69
i'm doing the best i can 88
i'm doing the right thing 28
i'm doing this for me 18
i'm doing this for you 68
i'm doing this 75
i'm doing what i can 24
i'm doing that 20
i'm doing it for you 27
i'm doing this for us 19
i'm doing this for your own good 21
doing well 31
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
i'm doing that 20
i'm doing it for you 27
i'm doing this for us 19
i'm doing this for your own good 21
doing well 31
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well in that case 21
well now 184
well yeah 97
well i 89
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well in that case 21
well now 184
well yeah 97
well i 89