I can do translate Turkish
72,593 parallel translation
If I can do anything to help.
Yardım edebileceğim bir şey var mı?
Yeah, I can do that!
Evet bunu yapabilirim!
Yes, I... I can do that. Um...
Evet, ben... bunu yapabilirim.
After everything you've done for my son, I... You know, with his music, it's the least I can do. I insist.
Oğlum için yaptıklarınızdan sonra, ben... yani müziğiyle alakalı, en azından bunu yapabilirim.
♪ ♪'Cause there are so many things ♪ ♪ I can do, but instead I'll say ♪
d d Çünkü çok şey var d d Yapabilirim, ama bunun yerine söyleyeceğim d d Deneyeceğim d
This is the best I can do.
Elimden gelen bu.
Yeah, I can do that.
Evet, bunu yapabilirim.
I can do one too.
Ben de aynısını yapabilirim.
Well, if there's anything I can do, just... please tell me.
Yapabileceğim bir şey varsa lütfen söyle bana.
I know exactly what I can do and what I can't.
Tam olarak ne yapıp, ne yapamayacağımı biliyorum.
What can I do for you?
Senin için ne yapabilirim?
And now he's in trouble, and I want to help him, but I can't do it if I'm using.
Ve şimdi onun başı dertte ben de ona yardım etmek istiyorum, ama hap kullanırken yardım edemem.
What can I do for you, Mr. Andrews?
Sizin için ne yapabilirim Bay Andrews?
Can't I do this one thing just for me?
Sadece bir tane şeyi kendim için yapamaz mıyım?
I want to do an independent study with you, as many mornings a week as you can spare, and I swear that's all it'll be.
Seninle bireysel bir çalışma yapmak istiyorum, sabahları vakit ayırabildiğin kadar, ve yeminle hepsi bu kadar olacak.
Do you think I can use Jason Blossom's death as an excuse to get out of PE?
Sence Jason'ın ölümünü beden eğitiminden kurtulmak için kullanabilir miyim?
If not, I'll respect that and I'll do everything I can to keep you out of it.
İstemezsen, saygı duyarım ve seni katmamak için elimden geleni yaparım.
If Betty's gonna do anything crazy, can you please let me know so I can do something to stop it?
Onu durdurmak için bir şeyler yapayım hiç değilse.
Do you have any songs I can hear?
Duyabileceğim herhangi bir şarkın var mı?
So, what can I do to help?
Peki, yardımcı olmak için ne yapabilirim?
Look, all I want to do is get as far away from here as I can and never come back.
Dinle, tek istediğim şey, buradan olabildiğince uzaklaşıp bir daha geri dönmemek.
Nothing you need to worry about. Just do what you can to shut Payne up.
Endişelenmene gerek yok, sen Payne'i susturmaya bak.
What can I do for you, Captain?
Olay nedir, kaptan?
I can't do my job unless I look at all sides.
Olayı her açıdan değerlendirmeden işimi yapamam.
I just need to know if you can do it, Jay.
Yapabilir misin, onu öğrenmem lazım Jay.
I don't think we can do this alone.
Bence bunu yalnız yapamayız.
I can't believe you'd do this.
Bunu yaptığına inanamıyorum.
You know what? I can't do next week either, Greg.
Biliyor musun, haftaya da gelemeyeceğim Greg.
I mean, we can try to do it karaoke style.
Yani karaoke tarzı yapmayı deneyebiliriz.
What can I do you for?
Senin için ne yapabilirim?
All right, I'm going to do everything I can, okay?
Elimden gelen her şeyi yapacağım, tamam mı?
I can't help but feel that his escape has something to do with him coming back here for some unfinished business.
Kaçışının, yarım kalmış bir işi tamamlamak için olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Do you need a lift? I can pick you up.
- İstersen ben seni bırakabilirim.
- They can't do anything until you notarize those settlement charges. I know, Beth.
- Biliyorum Beth.
What can I do?
Ne yapabilirim?
Why can't I do anything right in your eyes?
Niye sana doğru gelen bir şey yapamıyorum?
And I'm not mad at you, but I just can't let you do any more damage. Okay?
Sana kızgın değilim ama daha fazla zarar vermene izin veremem.
I can't guarantee it'll feel good, but... it's the right thing to do.
İyi bir his olacağının garantisini veremem ama doğru olan bu.
I can't do what you're asking.
İstediğiniz şeyi yapamam.
I can't tell you what to do about your family.
Ailen konusunda ne yapacağını sana söyleyemem.
What can I do for you, Barton?
Senin için ne yapabilirim, Barton?
- I mean, what can we do?
- Peki, ne yapabiliriz?
Yeah, let's just do this'cause I can't take any more of this uncertainty'cause I feel like there's a elephant sitting on my chest.
Sanki böğrüme fil oturmuş gibi hissediyorum.
I can't do this anymore.
Ben artık devam edemem.
I can't do this with you, Jules.
Bunu seninle yapamam, Jules.
I can't do this anymore.
Artık yapamam.
Do you know where I can find her?
Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun?
But tell me, what can I do now?
Ama söyle bana, şimdi ne yapabilirim?
I can't do that.
Bunu yapamam.
Can I do that?
Yapabilir miyim?
Yeah. What can I do for you?
Evet, sizin için ne yapabilirim?
i can do it 822
i can do both 23
i can do whatever i want 63
i can do anything 71
i can do this all day 30
i can do it myself 61
i can do it again 39
i can do this 627
i can do that 843
i can do anything i want 29
i can do both 23
i can do whatever i want 63
i can do anything 71
i can do this all day 30
i can do it myself 61
i can do it again 39
i can do this 627
i can do that 843
i can do anything i want 29
i can do that for you 29
i can do better 56
i can do better than that 48
i can do this on my own 22
i can do what i want 48
i can't 15664
i can 2958
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can do better 56
i can do better than that 48
i can do this on my own 22
i can do what i want 48
i can't 15664
i can 2958
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't breathe 689
i can't see 575
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't breathe 689
i can't see 575
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19