I never knew that translate Turkish
900 parallel translation
I never knew that a day would come when I'd be impressed by Tae Yi Ryung's acting.
Bir gün Tae Yi Ryeong'un oyunculuğundan etkileneceğim hiç aklıma gelmezdi.
I never knew that anyone could be so vile.
Bir insanın bu kadar alçak olabileceğini bilmezdim.
I never knew that old Kong had a son.
Yaşlı Kong'un bir oğlu olduğunu bilmiyordum.
I never knew that one long year could seem like one short moment.
Koca bir yıl göz açıp kapayıncaya kadar nasıl geçti anlamadım.
I never knew that.
Bunu hiç bilmiyordum.
- I never knew that.
- Bunu hiç bilmiyordum.
- I never knew that, either.
- Onu da bilmiyorum.
You know, Lalage, I never knew that planning a murder could be so much fun.
Bilirsin, Lalage, bir cinayet planlamanın bu kadar eğlenceli olabileceğini hiç bilmezdim.
- I never knew that.
- Bunu bilmiyordum.
I never knew that I'd miss you.
Seni özleyeceğimi hiç düşünmemiştim.
Well, I never knew that.
Bak bunu hiç bilmiyordum.
The Han Na that I knew was a very kind and bright child. She would never have done something like that.
Tanıdığım Han Na asla böyle bir şey yapmayacak iyi ve parlak bir çocuktu.
Didn't i always say, ted, that anybody who knew her never could've thought it for one moment?
Bunu hep söylemez miydim, Ted? Onu tanıyan herkes bunu asla düşünmezdi.
I learned a number of things that I never knew before.
Daha önce bilmediğim bir kaç şey öğrendim.
I never knew anyone that can aggravate me the way he does.
Asabımı ondan daha fazla bozabilecek birini tanımıyorum.
- Yes-- I was afraid, but I knew that in your heart you knew... that I never suspected you.
- Evet... Korktum, ama biliyorum ki senden asla şüphelenmediğimi biliyorsun.
I never knew there were so many places to go that didn't cost anything.
Para vermeden eğlenebilecek o kadar çok yer olduğunu bilmiyordum.
But, Mr. Kirby, I never dreamed that you knew these people.
Ama Bay Kirby, bu insanları tanıdığınız aklımın ucundan bile geçmezdi.
I knew I'd never get that through.
Yazıyı asla geçiremeyeceğimi biliyordum.
- I knew that Daniel would never withstand the rigors of Army life.
- Dayanamayacağını biliyordum.
That's funny. I never knew you to lose that much before.
Komik, daha önce bu kadar para kaybettiğini bilmiyordum.
I never knew her name, but I found out that most of the nurses came from Yorkshire, and the West Riding.
İsmini bilmiyordum ama öğrendiğim kadarıyla, hemşirelerin bir çoğu Yorkshire, West Riding'den gelmiş.
I never knew a gambler yet that didn't go broke
Meteliğe kurşun atmayan bir kumarbaz görmedim henüz.
But not under that name. I never knew anything about who he was until I saw his picture in the paper, after he was killed.
Resmini gazetelerde görünceye kadar onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
One, that I knew I'd never go back to that drugstore.
Birincisi, parfümeri mağazasına asla geri dönmeyecektim.
I never knew until tonight about your aunt or that man.
Bu geceye kadar teyzene ve o adama ne olduğunu bilmiyordum.
I learned some things that even I never knew before.
Benim bile daha önceden bilmediğim şeyler öğrendim.
If I only knew you're coming... To tell you the truth, I never dared to hope that you could've managed so soon.
Aslında geleceğinizi bilseydim aslını söylemek gerekirse bu kadar çabuk gelebileceğinizi tahmin etmemiştim.
I knew in my heart that I will never be until, until and unless, Jennie returns.
Kalpten inanıyordum ki hiçbir şey yoluna girmeyecekti ta ki Jennie dönene kadar.
I knew I'd never be able to remember what Ellie wore that day.
Ellie'nin o gün ne giydiğini asla hatırlayamayacağımı biliyordum.
You're being so clever, so logical. I never knew you could handle words so well. That's not an answer, El.
O kadar zeki, o kadar mantıklı davranıyorsun ki kelimeleri böylesine iyi kullanabildiğini bilmiyordum.
But even if I had, Lottie would never have gone for a deal like that... in a thousand years, and I knew it.
isteseydim bile, bin yıl geçse de Lottie asla kabul etmezdi. Biliyorum.
I knew that little ol'someday was never gonna come.
Ve o gün asla gelmeyeceğini anladım.
But I never knew, until now, who kept them that way : me "!
Meğersem, gemileri temiz tutan benmişim. "
He never told me what it was, but I knew from the moment I saw him, that something was wrong.
Ne olduğunu bana hiç anlatmadı, fakat onu gördüğüm anda bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim.
I stopped that morning at the jewelers and picked up the ring I had ordered weeks before, a ring I knew I would never place on the finger of any woman other than Stella.
Bu yüzük Stella'dan başka bir kadının parmağında asla yer almayacağını bildiğim bir yüzüktü.
I never knew anything like that.
Böyle bir şey bilmiyorum.
I knew I never should have put them in that room.
Onları asla o odaya yerleştirmemem gerekirdi.
That footslogger knew all the time he was gonna have her up there. I'll never be able to...
Bu ayakçı onun her an kızın yanında olduğunu biliyordu.
It seems to me that we never knew Henry quite as well as we thought.
Görünen o ki, Henry'i sandığımız kadar iyi tanımıyormuşuz.
Now that is somethin'I never knew.
Şimdi benim bilmediğim bir şey.
I never knew it would come to that.
Bu noktaya geleceğini bilmiyordum.
I never knew him really, not as a daughter, but I know that he was kind.
Onu klzl olarak hic ; tanlyamadlm. Ama iyi biri oldugunu biliyordum.
I-I never knew Sylvie felt like that about me.
Sylvie'nin benim hakkında böyle düşündüğünü hiç bilmiyordum.
I never knew how to do that.
Bunun nasıl yapıldığını asla öğrenemedim.
He said he always knew that Jules could never keep Catherine.
Jules'ün gizli değerlerini saydı, ta başından Jules'ün Catherine'i elinde tutamayacağını hissettiğini söyledi.
But when we were on our honeymoon abroad I knew that I'd never felt married until I heard myself addressed as "Senora."
Ama yurtdışında balayımızı geçirirken... bana "Sinyora" diye hitap etmeselerdi kendimi evli hissetmezdim.
I never knew what that meant.
Bunun anlamını hiç bilemedim.
'Cause I found out something that I never knew.
Çünkü bilmediğim birşeyi öğrendim.
When you saved that woman last night, I knew you could never be a beast.
Geçen gece şu kadını kurtardığında asla bir canavar olamayacağını anladım.
- I never knew that.
- Bunu biliyorum.
i never loved you 31
i never lie 31
i never want to see you again 115
i never told you 44
i never stopped loving you 42
i never meant to hurt you 82
i never doubted you 28
i never left 34
i never saw it 34
i never did 142
i never lie 31
i never want to see you again 115
i never told you 44
i never stopped loving you 42
i never meant to hurt you 82
i never doubted you 28
i never left 34
i never saw it 34
i never did 142