English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I read about that

I read about that translate Turkish

528 parallel translation
Yeah, I read about that kind of fishing once in a magazine.
Evet, öyle balık tutulduğunu bir dergide okumuştum.
Yes, I read about that somewhere.
Gazetede okumuştum.
I read about that dam you're building.
Bir baraj inşaa ettiğini duydum.
I read about that.
Bununla ilgili okumuştum.
I read about that, a dancer.
Okumuştum, bir dansçı.
Yes, I read about that in the paper.
Evet gazetede okumuştum.
I read about that cemetery business.
Mezarlıkta olanları okudum.
I read about that.
Bununla ilgili bir şeyler okumuştum.
I read about that in the papers.
- Evet. Gazetelerde okumuştum.
I read about that.
Ben de okudum.
I read about that.
Bunu okumuştum.
I read about that Codex deal in Business Week. Congratulations!
Business Week'de yeni bilgisayar sistemiyle ilgili haberi okudum.
I took one look at that light and all I read about England came to light.
O ışığa bir kez baktım ve İngiltere hakkında tüm okuduklarım ortaya çıktı.
I'm gonna read you something about that.
Sanan, bununla ilgili bir şey okuyacağım.
I thought I'd seen or... read about everything... that one man can do to another.
Bir insanın diğerine yapabileceği... her şeyi görüp... okuduğumu düşünmüştüm.
I want to read about that murder.
Cinayet haberini okumak istiyorum.
Just the other day I read in a magazine that a writer must write only about things he knows.
Daha geçen gün bir dergide, yazarların, sadece bildiği konular hakkında yazması gerektiğini okudum.
I read the official announcement in the ship's newspaper I'm a way over about six months ago That Maria D'Amata was going to marry Count Torlato-Favrini
Maria D'Amata'nın kont Torlato-Favrini ile evleneceğine dair resmi açıklamayı... 6 ay önce buraya gelirken geminin gazetesinde okudum.
I have just read an article right here on the editor's desk about your husband and that dancer.
Editörün masasındaki bir makaleyi okudum. Kocan ve şu dansçıyla ilgili.
That was a fine series of articles, the best things I've read about the island.
Güzel bir yazı dizisiydi, ada hakkında okuduklarımın en güzeli.
That's where I read all about Rio.
Rio hakkındaki bunca şeyi orada okudum işte.
In every respectable desert island that I've read about... they have everything except electricity and main drainage.
Her önemli çöl adanın böyle olduğunu okudum... onların elektrik ve kanalizasyon dışında her şeyi vardır.
I read about somebody who asphyxiated himself that way.
Bu şekilde kendini boğan birini okumuştum.
I was sorry to read about that thing in the paper.
Gazetede okuduğum şeye çok üzüldüm.
I'll bet they've been practicing some of that Freud on her. I've read about him.
Tedavisini Freud yöntemleriyle yaptıklarından eminim.
Once, when I complained about my pains keeping me up nights you suggested that I read to distract myself.
Bir keresinde geceleri beni uyutmayan ağrılarımdan yakındığımda dikkatimin dağılması için bir şeyler okumamı önermiştiniz.
Well, I don't know too much about my uncle... except what I've read in the newspapers and magazines. - One certainly mustn't judge by that.
Sadece gazetelerden okuduğum kadar biliyorum, ama bununla yargılamamak gerek.
Ever since that night, I've read almost everything they've ever printed about you.
O geceden beri hakkınızda basılan her haberi okudum.
Read about Dr. Schweitzer, or books about democracy or something like that.
Dr. Schweitzer'i oku demokrasi veya onunla ilgili şeyler.
But if you don't mind, first I'd like to read the rest of that psalm about the thousand hills.
Ama... Eğer sizin için bir sakıncası yoksa son duamı okumak istiyorum. Bin tepeler hakkında olanı.
Works I've read about, second-hand descriptions that don't do them justice.
Hakkında, onlara haksızlık eden ikinci el tabirleri okuduğum eserler.
That's the only positive thing I read about in your profile.
Bu dosyanızdaki tek pozitif şey.
I read that poem of his about the nightingale.
Bülbülle ilgili şiirini okudum.
Ah. So this is the papyrus that I've read so much about.
Demek hakkında çok şey okuduğum meşhur papirüs bu.
Yes, I've heard and read some of you gentlemen speculating about that a bit.
Evet, siz beyefendilerden bazılarının o konuda biraz tahminlerde bulunduklarını duydum ve okudum.
The second time, when I told a novice, who was reading "The Seven Joys of the Holy Virgin", to throw that book away and read books about the lives of our Holy Fathers.
İkinci yargılanma nedenim : "Kutsal Bakire'nin Yedi Mutluluğu" nu okumakta olan bir rahibe adayına, bu kitabı atmasını ve Papa'nın hayatı hakkında kitaplar okumasını söylememdi.
Several months ago, I read an article... about Elmyr de Hory... and I was so impressed... that I decided to come from Minnesota... to Ibiza... in the hope of meeting Elmyr.
Birkaç ay önce, bir makale okumuştum... Elmyr de Hory hakkında... ve çok etkilenmiştim... Elmyr ile tanışmak ümidiyle...
I return the compliment by admitting that I have read about you.
Ama aynı keyfi ben de size yaşatacağım : - Ben de sizden çok sık konuşulduğunu duydum.
I didn't know that you two had teamed up, though, till I read about it in the papers.
Aslında, gazete haberini okuyana dek, onunla senin aranda bir şeylerin geliştiğini bilmiyordum.
I read about this crash that took 45 seconds to hit the ground.
Şu yere düşmesi 45 saniye süren kaza hakkında bir şeyler okumuştum.
And about Ljupce, from what I read in those files and time spent in this institution, I think that boys'silence represents protest against the environment he lives in.
Ljupce konusunda, okuduğum dosyalardan ve enstitüde geçirdiğim zaman sonucunda... anladığım kadarıyla, çocuğun suskunluğu bulunduğu ortama karşı bir çeşit protesto.
Yeah, I think I read something about that.
- Evet, okumuştum.
It wouldn't be about that murder I read about in the papers.
Gazetede okuduğum cinayetle ilgili olmamasını diliyorum.
That I will, Mrs L. If they do transgress, I'll pop the details on a postcard. You can read all about it before you can say "Marco Polo".
Yanlış bir şey yaparlarsa, tüm detaylarıyla bir karta yazar, size gönderirim.
I read this article in Cosmo about that.
Cosmo'da okumuştum bunu.
I've read about that and it sounds wonderful.
Bir yerde okumuştum.
I'm not talkin'about the kind that has tags on it, that read "machine washable" either.
Öyle, "makinede yıkanabilir" etiketli cinsinden de değil.
I DO THAT BECAUSE YOU GET IN THE BED YOU READ SOMETHING AND YOU GET EXCITED AND ANGRY ABOUT IT.
Sakladım, çünkü yataktayken birşeyleri okuyorsun ve heyecanlanıyorsun ve sinirleniyorsun.
I once read a Greek tragedy about the city of Thebes... that was struck by a calamitous plague... because of crimes committed by its king.
Zamanında Thebes şehri hakkında bir Yunan trajedisi okudum... Krallarının zulmü yüzünden şehir halkı... belalı bir veba hastalığından kırılmıştı.
I read about it in the magazine.. .. that's how you can make sure you don't put on too much perfume...
Bir dergide okumuştum fazla parfüm sıkmadığından emin oluyormuşsun.
I never wanna see that guy again get him outta here and then we couldn't find Seth Cohen so our casting director Patrick Rush said well what about this guy Adam Brody w-I went back in to see Josh an I read for Seth NCIS it was total improv and he finished I was like what was that
Sonra Seth Cohen'i bulamadık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]