I read the report translate Turkish
226 parallel translation
I read the report and frankly, I think that what you've done stinks.
Raporu okudum ve bu yaptığınızı çok berbat buldum.
I read the report.
Raporu okudum.
I read the report on the new staff member.
Yeni ekip üyesi hakkındaki raporu okudum.
I read the report you did with Dr. Arantes.
Dr. Arantes ile birlikte onun hakkında yazdığınız raporu okudum.
I read the report and looked at the pictures.
Raporu okuyup, resimlere baktım.
- You know why he's in solitary? - Yeah, I read the report.
- Neden tecritte olduğunu biliyor musun?
Mi. What I'm about to read now is a report on the market survey of Shanghai.
Bundan sonra okuyacaklarım Şangay Krallık pazar araştırmasıyla ilgili olacak.
Well, finish the report and I'll read it.
Öyleyse, raporunuzu bitirin ki, okuyayım.
I've read the report on the nameless prisoner.
İsimsiz tutuklunun raporunu okudum.
I've read your medical report, I've talked to her relatives... and to all the people that could inform us... regarding Mrs. Gerard's life during these past few months.
Tıbbi raporlarınızı okudum. Bayan Gerard'ın... son birkaç aydaki hayatına dair bize bilgi verebilecek olan herkesle... ailesiyle, akrabalarıyla görüştüm.
May I read the concluding paragraph of the probation officer's report :
Gözlemci memurun sonuç raporundan bir paragraf okuyabilir miyim? :
Yet I read in your report you checked to determine if spermatogenesis was occurring in the body at the time of death.
Ama raporunuzda okuduğuma göre... vücudun sperma üretebilir durumda... olup olmadığına da bakmışsınız.
I move the committee report be accepted as read.
Komite raporunun okunduğu şekliyle kabul edilmesini öneriyorum.
I read your report on the supervision of colonial labor.
Raporunu okudum. İşgücü yönetimi hakkında olan...
I read the doctor's report, Miss Marple. It was not unexpected.
Doktorun raporunu okudum, Bayan Marple, kriz bekleniyordu.
I'll read the enclosed report.
Size ilişikteki raporu okumak istiyorum.
I haven't read the report, so please tell me what to do.
Raporu okumadım, bu yüzden bana ne yapmam gerektiğini anlatın lütfen.
Look, I've read the fbi report.
FBI'ın raporunu okudum.
And, by the way, the next time I send an audience research report around you'd all better read it, or I'll sack the fucking lot of you, is that clear?
Ve bu arada, bir dahaki sefere size izleyici araştırma raporu gönderdiğimde okusanız iyi olur yoksa hepinizin kıçına tekmeyi basarım, anlaşıldı mı?
I did not read such testimonies in the Heiniger report...
Heiniger Raporu'nda ben öyle ifadelere rastlamadım.
What I really want to do is to make a detailed report for the Executive Committee to read on conditions in America.
Yürütme Komitesi için Amerika'daki durumu anlatan detaylı bir rapor sunmak istiyorum.
I read the hospital report on your client.
Müvekkilinizin hastane raporunu okudum.
I read the arrest report and made a calculated guess.
Tutuklama raporunu okudum ve biraz tahmin yürüttüm.
No, I've got to start doing better. I've got this book report due, and I haven't even read the book.
Kitap ödevimi vermem lazım ama ben hâlâ kitabı okumadım.
You read the hospital report, I didn't.
Hastane raporunu sen okudun ben değil.
It was in Kitty's report. I don't have the time to read every single line in every report.
Her raporun her satırını okumak zorunda değilim.
When I read my testimony in the Warren Report it was a total fabrication.
Notun yok edilmesinin tek nedeni bu olabilir. Hosty'nin dediği gibi bir tehdit olsaydı, saklarlardı.
I read a book report in the fourth grade in front of Mrs. Gardner's class and I passed out right in front of the whole room.
Dördüncü sınıfta, Bayan Gardner'ın dersinde kitap özeti okudum ama tüm sınıfın önünde bayılacak gibi olmuştum.
I read the probation report, and it's not good.
Şartlı tahliye raporunu okudum, hoşuma gitmedi.
I've read the medical report and been to see Qinglai
Raporu okudum. Qinglai'yi göreceğim.
Captain, I've read the report you submitted to Admiral Brooks last year regarding the Borg you called Hugh.
Kaptan, Amiral Brooks'a geçen yıl teslim ettiğin Hugh diye isimlendirdiğiniz Borg'a ilişkin raporu okudum ve gitmesine neden izin verdiğinizi anlamaya çalışıyorum.
Capt. Sheridan, I've just read the report on your recent arrest.
Kaptan Sheridan, son tutuklama hakkında yazdığın raporu şimdi okudum.
Now, I've read the official report of the inquiry on that mutiny but I want to know your version of what happened.
İsyanla ilgili resmi tahkikat raporunu okudum ama olanları bir de senin ağzından dinlemek istiyorum.
I read the official report.
Resmi raporu okudum.
I just read the report that you wrote and I wanted to thank you.
Biraz önce yazdığın raporu okudum. Teşekkür ederim.
- I gave him the report, I know he read it.
Raporu verdim. Okuduğunu biliyorum.
I read the first draft of the Warren Report.
Warren Raporu'nun ilk müsveddesini okudum.
Yes, sir, I know. I read the report.
Evet efendim biliyorum.
Miss Bancock, as I read the police report you described the area of the assault, the conditions, you knew the exact time.
Bayan Bancock polis raporunda okuduğuma göre saldırı bölgesini, şartları tarif ettiniz, tam saati biliyordunuz.
I read the incident report.
Olay raporunu okudum.
I can't believe you've actually read the report.
Ve gerçekten o raporu okuduğuna inanamıyorum.
Rick, I read the commission's report about a hundred times.
Rick, her halde komisyonun raporunu 100 defa okumuşumdur.
I just read the preliminary draught of your report. - Yeah, what's wrong?
- Raporunun ön taslağını okudum?
I read from the personal report of Colonel Jack O'Neill, dated 23 February.
Albay Jack O'Neill'ın 23 Şubat tarihli kişisel raporundan okuyorum.
I read the original police report from 1970.
1970'deki orijinal polis raporunu okudum.
Let me ask you something. I read the autopsy report.
Şimdi size bir şey sorayım, otopsi raporunu okudum.
I don't read the farm report.
Diğer taraftan, tarım raporlarını okumuyorum.
I read over the report, and there's no indication otherwise.
Rapora göre aksini düşünmeyi gerektiren bir durum yok.
Let's say I had ample time to read the police report you faxed.
Hatta bana faksladığın polis raporunu okuma fırsatı bile buldum.
Mr. Decker, I've read the report from the prison officials, and I believe you're a dangerous man.
Bay Decker, hapishanedeki görevlilerin raporlarını okudum. Sizin tehlikeli biri olduğunuzu düşünüyorum.
I've read klausbach's report on Royce Harmon the first staged suicide.
Klausbach'in Royce Harmonla ilgili raporunu okudum. Birinci derece intihar.
i read you 52
i read a lot 24
i read 118
i read your letter 17
i read it 125
i read your book 53
i read them 17
i read the book 17
i read your report 20
i read the papers 28
i read a lot 24
i read 118
i read your letter 17
i read it 125
i read your book 53
i read them 17
i read the book 17
i read your report 20
i read the papers 28
i read that 37
i read the file 27
i read your file 42
i read about that 24
i read about it 39
the report 19
the reporter 25
i really appreciate it 275
i really do 1223
i really like you 290
i read the file 27
i read your file 42
i read about that 24
i read about it 39
the report 19
the reporter 25
i really appreciate it 275
i really do 1223
i really like you 290
i really miss you 52
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369
i really don't understand 26
i really am 606
i realized 125
i really love you 95
i really don't care 95
i really missed you 63
i really like it 60
i really don't know 273
i really don't 369
i really don't understand 26
i really am 606
i realized 125