English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I said wait

I said wait translate Turkish

688 parallel translation
I said wait at the bar.
Barda bekle demiştim.
DRIVE ON. I SAID WAIT A MINUTE!
- Bir dakika bekleyin dedim!
I said wait!
Bekle dedim!
- I said wait.
- Bekle dedim!
I said wait.
Bekle demiştim.
- I said wait.
- Bekleyin dedim.
I can remember when they'd wait all day if Mr. Kane said so.
Bay Kane istediği vakit trenin bütün gün beklediğini hatırlıyorum.
This afternoon? I've had it for some time, but something always said, "Wait till he crashes through. Wait till he's made one success."
- Epeydir aklımdaydı ama içimden bir ses devamlı "İşleri yoluna koyana şeytanın bacağını kırana kadar bekle" deyip duruyordu.
As we were going out, he said that he had a surprise for me... and that if I would wait in the lounge for five minutes, he'd show me what it was.
Çıkarken, bana bir sürprizi olduğunu söyledi salonda beş dakika beklersem bana ne olduğunu gösterecekti.
I said, wait in the car.
Arabada bekle dedim.
They said all you had to wait was seven years and I waited.
Sadece yedi yıl beklemem gerektiğini söylediler, ben de bekledim.
I told him you said to come up and wait.
Ona beklememi söylediğini söyledim.
Madam said that she might be rather late and that I needn't wait up.
Hanımefendi, geç kalabileceğini ve beklememe gerek olmadığını söyledi.
- She said not to Wait in my room while I see Paul
Ben Paul ile konuşurken sen de odamda bekle.
I said, may I wait in the lobby until noon?
"Öğlene dek lobide bekleyebilir miyim?" dedim.
I said, "I'll wait for you".
Söyledim "seni bekliyeceğim"
He said I'd have to wait my turn - that he wants to ask you himself first. Ah.
Sıramı beklemem gerektiğini, önce kendisinin sormak istediğini söyledi.
You asked me to wait, and I said I would wait.
Benden beklememi istedin, ben de bekleyeceğimi söyledim.
They said you were in surgery, so rather than wait, I came on over.
Böylece, beklemektense, buraya geldim.
I said for you to wait outside.
Sana dışarıda beklemeni söyledim.
I looked him right in the eye. I said, "Now wait a minute, Dave, don't kid me."
Tam gözlerinin içine baktım ve dedim ki, "Bir dakika Dave benimle dalga geçme."
Even though people say they'll wait... - I'd have said the same thing. - Without believing it?
İnsanlar "bekleyecekler" dese bile ben derim ki "her şey bitmiştir."
Mr. Clark said I should wait for an answer from thee.
Bay Clark sizin cevabınızı beklememi istedi.
He said I should wait.
Bana, cevabı bekle dedi.
But I told her, I said "Wait till you meet that nag."
Ben de ona "O dırdırcıyla tanışana kadar bekle biraz." dedim.
I said, "Wait for the marshal?"
Dedim ki, "Şerifi beklemek mi?"
Your little daughter opened the door to me on the way to her piano lesson and she said I was to wait in here until your arrival.
Bana kapıyı küçük kızınız açtı... piyano dersine giderken... Siz gelene kadar burada beklememi söyledi.
I said I would wait. I didn't want to disturb you at lunch.
Yemekte rahatsız etmek istemedim sizi.
I have said we will wait until Orb shines again.
Küre tekrar doğana dek bekleyeceğiz.
I say, "Where did you wear?" And he said : "Wait."
Ona "bunu nereye koyayım" diye soruyorum, bütün dediği : "şimdi olmaz." - Tekrar soruyorum ve bütün dediği :
I said "Wait a minute" to them!
Ben onlara "bir dakika durun" dedim!
She's gone now, but she said I could wait.
Kadın gitti, ama bekleyebileceğimi söyledi.
Even if I asked her to wait for me even if she said she would I couldn't be sure.
Beni beklemesini söylesem bile hatta bekleyeceğini söylese bile bundan emin olamam ki
I told him you were resting but he said it couldn't wait.
Dinlendiğini söyledim ama acil olduğunu söyledi.
I said five minutes, but she'll wait a lifetime.
Ona 5 dakika dedim ama... daha çok bekler o.
You said you weren't prepared for the responsibilities of a child and that I'd have to wait. Well, I have waited.
Bir çocuğun sorumluluğunu almak için hazır olmadığını ve beklemek zorunda olduğumu söyledin.
I said, wait!
Bekle dedim!
"Now wait a second," I said. "We are men, not beasts."
Durun bir dakika, dedim, biz insanız, hayvan değiliz.
I didn't say that you weren't ready to have a baby. I said that you wanted to wait.
Bir bebeğe hazır olmadığını söylemedim, tek söylediğim beklemeyi tercih ettiğindi.
Wait, I said!
Dur dedim!
Wait, I said!
Bekle, diyorum!
Davey said I should wait here, and Davey gets pissed off if I'm not where I'm supposed to be.
Davey burda beklememi söyledi, ve olmam gereken yerde değilsem, Davey'in tepesi atar.
Couldn't you say you had to wait for me? Couldn't you do as I said?
Beni beklediğini söylemedin mi?
I said I'll wait and I meant it
Sana bekleyeceğimi söylemiştim ve bunda ciddiydim.
- I don't know. Colonel said wait.
Bilmiyorum, Albay bekle dedi, bekliyorum.
I said "Wait a minute, Chester, you know I'm a peaceful man"
Dedim ki bekle bir saniye Chester biliyorsun ki ben sakin birisiyim
- I said "wait"!
- Sana "bekle" dedim!
At which point, dear Gregory said that the world could wait for any play I might turn out but the summer sun waits for no man.
Sevgili Gregory dedi ki dünya yazacağım oyunu bekleyebilirmiş ama yaz güneşi kimseyi beklemezmiş.
Wait a minute. You said, "Can I ask something?"
Bir dakika, "Bir şey sorabilir miyim?" demiştin.
Then he said he'd rent a little apartment for me, and I wanted to wait and see if he really would.
Sonra benim için küçük bir daire kiralayacağını söyledi ben de gerçekten yapacak mı diye beklemek ve görmek istedim.
She wants to do something. She wants to get a job and I said : " Hey, wait a minute.
Bir şey yapmak, bir işe girmek istiyordu ki ben :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]