English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inclusive

Inclusive translate Turkish

144 parallel translation
Oh, would to God that the inclusive verge... of golden metal that must round my brow... were red-hot steel, to sear me to the brain.
Tanrım, keşke alnımı saracak olan o altın kasnak kor gibi kızgın çelikten olsa da beynime kadar işleyip yaksa beni.
Items 4 to 9 inclusive cover a bicycle tour I took with a group of exchange students through the Pyrenees.
4'den 9'a kadar..... yabancı öğrencilerle çıktığım bir bisiklet gezisinde yer alan..... bazı kişiler var.
Items 4 to 9 inclusive....
4'den 9'a kadar...
Items 4 to 9 inclusive, cover a bicycle tour I took with a group of exchange students through the Pyrenees.
4'den 9'a kadar, yabancı öğrencilerle..... çıktığım bir bisiklet gezisinde yer alan bazı kişiler var.
I might be forced into something a good deal more... inclusive.
Belki de daha yararlı şeyler yapmak için zorlanırım.
The best capes, from 300 to 3,000 guineas inclusive.
En iyi pelerinler bile dışarı da 300 ile 3.000 Sterlin arası.
Particularly when we have to charge you an all-inclusive price...
Özellikle de, size her şey dâhil bir hesap çıkarmak zorunda olduğumuz... -... bir zamanda.
Time check 0-1-4-7 inclusive.
Tarih : 0-1-4-7. Çok özel.
And from Mile Forty, Saskatchewan, where he now runs a doughnut shop, number 15, former penalty-minute record holder of the Federal League for the years 1960 to 1968 inclusive, Gilmore Tuttle!
Ve Mile Forty, Saskatchewan'dan, kurabiyeci işlettiği yerden, 15 numara, 1960-1968 yıllarının Federal Lig eski penaltı tutanakları rekortmeni, Gilmore Tuttle.
it shows our whole family, aliens inclusive... and when we can use the phone.
- Bütün ailenin, uzaylılar dahil, telefonu ne zaman kullanabileceğini gösteriyor.
They're more inclusive and open.
Daha kapsamlı ve açık fikirliler.
Thirty pound a week inclusive, but I'm a bit worried'cause... what does "must have G.S.O.H." mean?
Her şey dahil haftada otuz pound. Ama biraz endişeliyim çünkü "E.A." ne demek bilmiyorum.
Bring with you who you like, all inclusive.
Kimi isterseniz buraya getirebilirsiniz. Her şey dahil yani.
A god that is inclusive, not exclusive, in a world we envision, not in a world of fences and walls, things to keep people out because they are different but in a world that loves.
tanri icin hepimiz esitiz bu dunya icinde, suclar ve tabular var. farkli insanlari kabul etmek iyi bir baslangic ancak sevgi dolu bi dunyada
All inclusive, of course.
Tabii her şey dahil.
An, how's about we try being a bit less prejudiced and a bit more inclusive?
Anya. Biraz daha az önyargıIı, biraz daha fazla açıklayıcı olabilir miyiz?
that's inclusive of family members, right?
Bu aile üyelerini de kapsıyor değil mi?
Buddhism is an outgoing, inclusive religion and they seem happy to let me take part in a ceremony whose purpose is a complete mystery to me.
Budizm herkese açık bir din ve ve bu amacını anlayamadığım ayine katılmama memnun olmuşlar gibi görünüyor.
But the Heritage Hill series is very inclusive.
Ama Heritage Hill'in serisi herkese hitap ediyor.
That is a totally inclusive story.
Kimsenin ihtiyacı olmayacak şekilde.
It's to establish an open field within which both sexes, all different sexual positions, sexual identities, cultural identities inclusive, will be allowed to thrive freely, so that one will not articulate itself at the expense of others.
İki cinsiyetin, tüm farklı cinsel konumların, cinsel kimliklerin kültürel kimlikler dahil, özgürce gelişmesine izin veren açık bir alan oluşturmaktır. Böylece kimse başkalarının pahasına düşüncelerini dile getiremeyecektir.
I see from her wristband that you were at a Sandals all-inclusive resort. Hmm!
Bilekliğinden her şey dahil bir tatil olduğunu çıkartıyorum.
They have this thing where they send a bus, right, for free. Picks everybody up, you head down there, get to the hotel, room is comped, and they give you a big pile of chips. And your food, everything, just kind of all inclusive, free kind of weekend.
Böyle birşey var, otobüs yolluyorlar, herkesi topluyorlar, otele götürüyorlar, oda hazır oluyor, yiyecek veriyorlar, herşey dahil, bir çeşit bedava hafta sonu.
No, I, I was just thinking of "clique" or, or "circle" might be more, inclusive, don't you think?
- Ben sadece takım ya da grup kelimesinin daha kapsayıcı olabileceğini düşünüyordum, sence de öyle değil mi?
"'Your service is inclusive of this testing ground, your soul.'"
"Senin hizmetini kapsayan toprağı ve ruhunu test eden"
It's all-inclusive.
Her şeyi içeriyor.
An inclusive hiring policy...
Kapsayıcı bir işe alım politikası...
I like to be inclusive.
Farklı olmayı seviyorum.
Then I'll tell him you're the new guest... and booked "all inclusive".
O zaman ben de, senin yeni gelen bir müşteri olduğunu ve "Her Şey Dahil" hizmet aldığını söylerim.
All inclusive. Intercourse, oral and foreplay.
Her şey dahil, ön sevişme, oral seks ve sınırsız seks.
All-inclusive.
Herşey dahil.
And it's all-inclusive.
Ve herşey dahil.
She knows what's going on with her patients, and she's inclusive.
Hastalarının ne durumda olduğunu biliyor, ve her şeyle ilgili.
All inclusive, meals, snorkeling, dolphins.
Hepsini dahil edersek, yemekler, şnorkelle dalmak, yunuslar.
There the spirit is very big, and very holistic, and very inclusive word.
her şeyin birbirine bağlı olduğu dev bir maneviyat.
- Inclusive or exclusive of your fee?
Ücretinin haricinde mi dâhilinde mi olacak bu?
- But you're always telling us, "be inclusive."
- Katılımcı olun diyen sizdiniz.
It's just kind of all-inclusive.
Sadece herşey dahil gibi birşey.
That's my therapist, and it's cost me the equivalent of a seven-day all-inclusive singles cruise to the Caribbean.
kendisi terapistim, ve bana yaklaşık olarak, tek kişilik 7 gün süren karayip adalarına tekne turuna mal oldu..
There're 7 inclusive of you and Kusanagi.
Patron ve seninle birlikte yedi kişi oluyoruz.
That's why I thought an inclusive approach to spirituality would work well in a place like this.
Bu yüzden böyle bir yerde maneviyata kapsayıcı bir yaklaşımın iyi olacağını düşünmüştüm.
Two weeks, all-inclusive. Nothing but surf, sun and skimpy bikinis as far as the eye could see.
İki hafta, sürf, güneş, ve gözün zorlukla görebileceği ufacık bikiniler haricinde hiçbir şeyin olmadığı...
Our hotel is all inclusive. So let me put that on.
Efendim, otelimiz herşey dahil olduğu için size şunu bir takayım.
And yet paradoxically, how can there be anything external in an all-inclusive universe?
Çelişkili olarak, herşey dahil bir evrende nasıl bir dış gözlemci olabilir?
I mean, doesn't that suggest it's inclusive?
Adı üstünde değil mi?
Okay? It's six nights, seven days and it's all inclusive.
Altı gece, yedi gün ve her şey dahil.
Consider it an all inclusive apology.
Hepsini kapsayan bir özür olarak düşün bunu.
Fiftyfive passports inclusive of Visa.
55 pasaport hepsi de vizeli.
"How To Be Inclusive". Holy Mother of divine shite, who makes up this shit?
"Nasıl Kapsamlı olunur?" Vay amına koyayım, kim çekmiş ki bu boku?
Um, it's all-inclusive.
Herşey dahil.
Yeah, that's all inclusive.
Evet her şey dahil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]