Including this one translate Turkish
116 parallel translation
I wrote nine letters including this one to you but I couldn't get any answer if you ask your son Saban thank god I am well...
- Bununla tam 9 sene- - tane yazdım. Sana hiçbirine cevap almadım. Bana mektup yaz, ben oğlun Şaban.
Two. Including this one.
Bu da dahil iki.
- Including this one?
Bizim okul dahil.
Including this one.
Bu dahil.
I have every movement timed down to the final second including this one.
Son ana kadar her saniyeyi kafamda ayarladım. Bu dahil.
- including this one?
- Bunu dahil ettin mi?
Including this one
Bu adamda dahil.
Neelix recorded the appearance of 52 vessels, including this one.
Neelix'in gemisi, bu gemi de dahil olmak üzere 52 geminin varlığını kaydetmiş.
Neelix recorded the sudden appearance of 52 vessels... including this one.
Bu gemi de dahil olmak üzere Neelix'in sensörleri aniden ortaya çıkan 52 gemiyi kaydetti.
It was a job, Ed and it supported you, just like every job I've had including this one!
O bir işti Ed! Sana bakıyordum. Bu dahil her işimde olduğu gibi!
- How many cruises have you been on? - Including this one? That would make it... one.
Bunu da hesaba katarsak, bir ediyor.
Near as we can figure they've hit six or seven homesteads so far, including this one.
Gördüğümüz kadarıyla şimdiye kadar bu dahil altı veya yedi eve saldırmışlar.
There were 300 calls, and about 12 % of them were encrypted, including this one from the day before the murder.
300 arama vardı. Bunun % 12'si şifreliydi. Onlardan biri de cinayetten önceki gün yapılan bu görüşmeydi.
- Every ship, including this one.
- Tüm gemiler, bu dahil.
Sports betting's illegal in 49 states, including this one.
Burası da dahil olmak üzere spor bahisleri 49 eyalette yasadışıdır.
She's probably had sex in every room in this hospital, including this one.
Muhtemelen bu hastanenin her odasında seks yapmıştır bu da dahil olmak üzere.
Including this one? One.
Bununla beraber mi?
The total is $ 15, including this one.
Hesabınız bu da dahil 15 dolar.
including this one and this one.
atışlardan biri buraya, biri de buraya girdiği için.
Not just once but twice, No, including this one, it's three times!
Sadece bir kere değil, iki kere hayır bunu da sayarsak, üç kere!
- Three including this one.
- Bu dahil üç.
I've booked my fair share of jobs, you jerkoff. Including this one right here.
Her şeyimi bu sayede kazandım, çük kafalı gözümdeki de dahil.
Including this one...
- Bunu da sayarsak,
To start with, from tomorrow, all regiments, including the Cossacks, will wear this uniform, the Holstein one.
Yarından itibaren başlıyoruz, bütün Alaylar, Kazaklar dahil, bu üniformayı giyecek, Holstein gibi.
This is the position we are in, each one of us, including me, except that Wally's gone and we are here.
Ben dahil, hepimizin içinde olduğu durum aynı. Sadece Wally gitti ve bizler buradayız.
Radio and TV stations across the eastern part of the country including the one to which you are listening have joined their facilities in an emergency network to bring you this news as it develops.
Toplantı bitimine kadar, işlenen cinayetlerin sayısında artış olma ihtimali çok yüksek görünüyor. Merkezimize ulaşan en son haberlere göre, korku ve panik içindeki halk, kilise, okul ve hükümet binalarına sığınmakta.
Every last one of them, including you is in this together.
En sonuna kadar hepsi bu işin içinde. Sen de dahilsin buna!
This was the description of the first camera... the camera obscura, the prototype of all image-forming cameras, including the one that's bringing you this picture.
Bu, ilk kameranın tasviriydi. Karanlık oda kamerası tüm görüntü oluşturabilen kameraların atasıdır bu görüntüyü size ulaştıranınki de dahil.
Including this caviar, which you now have your elbow in. Well, there's gotta be some reason. I've got one.
Köpeğimi tam kakasını yaparken mi vurdun?
We have about one minute to get that knife out of there... before this hallway's full of people, including Buddy Revell! Mm-hmm.
Mm-hmm.
Well, what I mean by that, sir, is if you was to put me and this here sniper rifle anywhere, up to and including one mile of Adolf Hitler with a clear line of sight, sir...
Bununla kastettiğim, Efendim, eğer Tanrı beni bu dürbünlü tüfekle Adolf Hitler'e 1,5 km.lik bir alan içerisinde, net bir görüş açısına sahip herhangi bir yere koysaydı, efendim :
lmmediately, because there were employees at Security Pacific... that knew Kevin Mitnick, including one ham radio operator... immediately that was attributed to, "Kevin Mitnick did this." And that's howthat rumor spread.
Pasifik Güvenlik Şirketi'nin yöneticileri Kevin Mitnick'in şirkette santral operatörü olmasından dolayı "Bunu Kevin Mitnick yaptı" yalanına inandılar ve nasıl olduysa bu dedikodu yayıldı.
I don't know, how about like--like this one here? "If I have no reasonable hope for normal functioning, " withhold life-sustaining treatment, including nutrition and anyhydration. "
Şu nasıl? "Normal işlevleri yerine getirme ihtimali yoksa gıda ve su dahil hayat sürdüren tedavileri durdurun." Bunu sil.
One incident in 2005, two in 2006 five from 2007 to date including this
Bu güne kadar 2005 de 1 vaka, 2006 da 2,2007 de 5 bu dahil.
But no one, including Jim Corbett, for a time, seemed to understand or even care for that matter, what the future consequences of this reckless over-hunting would be.
Jim Corbett dahil hiç kimse uzun zamandır, bu patavatsızca avlanmanın gelecekte doğuracağı sonuçları ve bu konuyu önemsiyor ya da anlıyor görünmüyordu.
Everybody's used this one, including me.
Bunu herkes kullandı, ben de dahil.
Manhattan's body count this morning topped 21 4... including Union Official Robby Jones who was just one week... short of his 46th birthday, survived by wife and 3 children. His wife... Just a moment.
Bir saniye.
There isn't a single one of us back in Flint, any of us including us, who ever stopped to think, this thing we do for a living, the building of automobiles, is probably the single biggest reason
Flint, Michigan'dan. Orada Flint'te birimiz bile yoktur biz dahil hiç kimse durup düşünen geçinmek için yaptığımız bu iş otomobilleri üretmek muhtemelen kutup buzullarının erimesinin ve bildiğimiz şekliyle uygarlığın sona ermesinin tek başına en büyük nedenidir.
No one from the CIA can know about this, including your husband.
Yani kocan dahil CIA'den kimse bunu bilmemeli.
This one network, Al Qaeda, that's receiving so much discussion and publicity make have activities in 50 to 60 countries, including the United States.
Pek çok tartışmaya konu olan ve iyi bilinen bu şebeke ; El Kaide ABD'de dahil, 50 ila 60 ülkede aktivitelerini sürdürüyor olabilir.
We have only found a handful of people who are genetically compatible with the ancient technology, and despite your heroic efforts to interface ours with theirs, we need every one of them to sit in this chair, including Dr. Beckett.
Kadimlerin Teknolojisiyle genetik olarak uyumlu sadece birkaç tane adamımız var. ... onlarınkini bizimkilerle karıştırmak için olan kahramanca çabalarınıza rağmen. ... hepsinin bu koltuğa oturması gerekiyor, buna Doktor Beckett da dâhil.
HEY, SO DID THE LEFTOVERS MAKE IT TO THE REFRIGERATOR, OR DID THIS ONE SWALLOW EVERYTHING, INCLUDING THE FOIL?
Artanlar dolaba varabildi mi yoksa bizimki paketiyle beraber yedi mi?
This one has plenty of square footage, offices with excellent views, generous support areas including a conference room, uh, kitchen, uh, executive washroom, and plenty of underground parking.
Bu oldukça geniş bir yer, harika ofisleri var, konferans odasını da içeren bir çok kullanım alanı var. Mutfağı, umumi tuvaletleri ve yer altında geniş bir otoparkı var.
This is biodiversity, the planet's full, wide range of life forms, and it benefits every single species, including the human one.
Bu biyoçeşitlilik gezegenin tüm değişik yaşam formları ve bunun insan dahil, her türe faydası var.
We're installing this as fast as we can in all of our banks including the one that holds your gold deposits.
Sizin altınların da bulunduğu banka dahil, bütün bankalarımıza, bu sistemi elimizden geldiğince hızlı bir şekilde kuruyoruz.
I got to put out this morning, including... one that you might be interested in.
Bu sabahkini halletmem gerekiyor, mesela biri ilgini çekebilir.
Including many of the smaller ones, like this one.
Birçok küçük bankadan, örneğin burası gibi...
You had time to make a label for everything in this apartment including the label maker, but you didn't have ten seconds to make one that said "urine cup"?
Bu binadaki her şeyi etiketlemek için vaktin vardı. Hatta etiketleme makinesini bile etiketledin ama şunun üzerine "idrar kabı" yazacak on saniyen yok muydu?
Snakes have become adapted to almost every environment including even the sea as this one has.
Yılanlar hemen hemen tüm ortamlara uyum sağlamışlardır. Hatta aynı bunun gibi denize bile.
And naturally, I dismissed it out of hand, but then I realized that, including the original designer, not one, but two versions of myself have failed to make this thing work.
Ve doğal olarak, onu işe yaramaz görüp geri çevirdim ama sonra farkettim ki, bunu dizayn edende dahil bir değil tam iki tane ben bu şeyi çalıştırmayı başaramadı.
Including this little one?
Buradaki küçük olanda mı?
this one 1756
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's on me 62
this one's for you 107
this one's on the house 18
this one's nice 16
this one right here 36
this one here 92
this one is for you 16
this one's different 27
this one's my favorite 23
this one's special 17
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
this one does 25
this one says 29
this one too 30
this one's called 26
this one's mine 73
this one time 84
this one's yours 39
this one's 37
this one's good 21
this one does 25
this one says 29
this one is 58
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29