English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intermediary

Intermediary translate Turkish

129 parallel translation
We were only able to film these virtual savages with the help of a friend from Las Hurdes, who acted as intermediary.
Bu, neredeyse vahşi olanı, Hurdesli arkadaşlarımızdan birinin aracılığı sayesinde filme çekmeyi başardık.
Moyzisch tells me you'll be the new intermediary.
Moyzisch bundan böyle yeni aracının siz olacağını söyledi.
God chose a simple girl as intermediary.
Tanrı, aracı olarak basit bir kızı seçti.
I'm his intermediary.
Onun aracısıyım.
Through an intermediary.
Bir aracı kullandılar.
As for doing business, it's being transacted this very moment by an intermediary.
Bu iş için bir arabulucu olması gerekir.
It's your intermediary, what's left of him.
Bu senin gönderdiğin arabulucu.
Gentlemen, under no circumstances whatsoever are you to follow any instructions from an intermediary.
Baylar, bu koşullar altında talimatları benden alacaksınız. Acil bir durum çıktığında bana danışacaksınız.
And since we are all martial artists I just hope to be an intermediary
Şef Chang seni anlattı adamlarını yaralamışsın..... ve burada kalarak seni görmemi özellikle istedi.
And unlike most revolutionary south american states They've an intermediary size In between the two-pound and five-pound jars.
Diğer devrimci Güney Amerika devletlerinden farklı olarak burada orta boy kavanozlar da var.
To Wagner I owe my strength, my willingness to do something in life to be useful to somebody in the world even if he has the modest role of an intermediary.
Kuzenim, Bavaria'nı ne yapmak istiyorsun? Bir müzisyenler ülkesi mi? Benimle alay mı ediyorsun?
The namoradas ones of the soldiers wrote letters on the quotas of production. or they wrapped up orders onward. e delivered them for intermediary of messengers special.
Sevgililerin üretim kotaları hakkında mektuplar yazdıklarını ya da cephe için koliler paketlediklerini ve özel kuryelerle onlara gönderdiklerini.
Bureaucratic ownership, in fact, is itself concentrated in the sense that... the individual bureaucrat has a relation to the possession... of the global economy... only through the intermediary of bureaucratic community, and only as a member of this community.
Bürokratik mülkiyet bizzat yogunlastirilmistir ; bürokrat olan birey, yalnizca bürokratlar topluluguna olan üyeligi araciligiyla tüm ekonominin mülkiyetine katilir. Ve mülkiyet üretimi bürokratik kapitalizmin altinda daha az gelismis oldugu için o da yogunlastirilmis bir biçim kazanir :
I'll offer my Swiss company as intermediary for the funds
İsviçre'deki şirketimi aracı olarak sunacağım.
If it is on behalf of our lord's mother, I shall serve as intermediary.
Bu, efendinin annesi namınaysa ben aracı vazifesi göreceğim.
But, sir, Lord Asano has already committed to serving as intermediary.
Ama Efendim, Efendi Asano zaten aracı olarak görevlendirildi.
In the meantime, a replacement for the intermediary must be appointed.
Bu süre zarfında, aracının yerine yenisi atanmak zorunda.
Asano, after being appointed intermediary for the Emperor's envoy, you drew your sword on Kira, disregarding your being in the castle.
Asano, İmparatorun temsilcisinin yerine atanmadan evvel, Kalede olduğuna aldırmadan Kira'ya kılıç çekmişsin.
If you would allow me, I would be happy to act as intermediary with Mr. Emerson.
Eğer bana izin verirseniz, Bay Emerson'la size aracılık etmekten memnuniyet duyarım.
An intermediary but necessary step... before becoming man's perfect complement :
Geçici, ama gerekli bir adım. Erkeğin mükemmel tamamlayıcısı yani kadın olmak için.
I could serve as an intermediary, a bridge back.
Bir aracı olarak görev yapabilirim.
I did not understand that you were merely an intermediary, who is the principal?
Anlayamadım, siz bir aracısınız, Asıl olan kim?
Bek was a pawn, an intermediary.
Bek, bir kukla, bir aracıydı.
But I can still serve as intermediary between you and Shakaar.
Ama senin ve Shakaar'ın arasında arabulucu olarak çalışmaya devam edebilirim.
Since you're definitely the only one on Voyager, I want you to act as an intermediary.
Sen kesinlikle Voyager'da teksin, ve bu yüzden arabuluculuk yapmanı istiyorum.
Ryoma Sakamoto will serve as the intermediary at the meeting.
Ryoma Sakamoto toplantıda aracı olarak bulunacak.
"as by channelling it through an intermediary."
"onu bir aracıya yönlendirmek."
Mother created me to serve as an intermediary.
Annem beni aracı olmam için yarattı.
The armband's used as an intermediary.
Kolluk sadece bir araç.
Acting as Marilyn's intermediary Dr. Greenson met with Fox to stop Fox from proceeding with its plan.
Dr. Greenson, Marilyn adına Fox'la görüşüp bu planı durdurmaya çalıştı.
Everything was taken care of through an intermediary
Her şey bir şekilde hallediliyordu.
Listen, I've found one of the papers the guy sent me, you know the intermediary
Onların bana gönderdikleri kağıtlardan birini buldum.
Gerhard will be your intermediary.
Gerhard size aracılık edecek.
- Yes, but through an intermediary.
- Evet, ama bir aracıyla.
It's been through an intermediary, but I actually have a meeting with the source in about ten minutes.
Şimdiye kadar bir aracıdan alıyordum, ama kaynakla on dakika içinde bir görüşmem var.
I'll be intermediary between you and the Portuguese army in the purchase of 500,000 sheets for 600 million, which you will then sell to the Spanish Army for 1,200.
Sizinle Portekiz Ordusu arasında arabuluculuk yapacağım, 600 milyon karşılığında 500,000 parça malzeme alacaksınız, daha sonra İspanyol ordusuna 1 milyar 200 milyona satacaksınız.
Is he an intermediary for the Vatican?
Vatikan'a aracılık ediyor mu?
Now Swearengen - runs the saloon - he was intermediary, he brokered the deal.
Aracımız, meyhaneyi işleten Al Swearengen'di. Bize arabuluculuk etti.
The shaman was acting purely as an intermediary between the spirits and people.
Şaman, sadece ruhlarla insanlar arasında aracılık yapıyordu.
In any case, I was an intermediary in this transaction.
Her neyse, bu işlemde ben bir aracıydım.
Or his agent or intermediary.
Temsilcisini veya aracısını da.
He intermediary between Homer and Bart, creating a gravitational lens which has absorbed light reflected by Ray.
Bu anormallik Homer ve Bart'ın arasına girdi ve Tamirci Ray'ın yansıttığı ışığı emen yerçekimsel bir lens oluşturdu.
"I therefore authorize Clifford Irving to act as intermediary " as to any arrangements regarding the publishing of my memoir. "
"Bu nedenle, biyografimle ilgili anlaşmaları yürütmek üzere, vekilim olarak Clifford Irving'i yetkili kılıyorum."
Apparently at 1 : 00 p.m., our time, Howard Hughes is going to call to speak to an intermediary by telephone.
Görünüşe bakılırsa, bizim saatimizle, saat 1 : 00'de, birinin aracılığıyla konuşmak için, Howard Hughes, telefonla bizi arayacak.
Implies it hit an intermediary target.
Bu da başka bir hedeften sektiğini gösterir.
Then they probably used an intermediary.
O zaman muhtemelen bir aracı kullandılar.
You carry the diamond, I'll act as intermediary.
Elması sen al. Ben aracı gibi davranacağım.
which includes on it a scannable bar code with your personal information. However this barcode is only an intermediary step, before the card is equipped with a VeriChip RFID tracking Module, which will use radio frequencies to track your every move on the planet,
Halbuki bu barkod sadece bir geçiş aşaması, bu kimlik kartına daha sonra, radyo frekansları sayesinde gezegendeki her hareketinizi takip edebilecek bir VeriChip RFID izleme modülü eklenecek.
He is the intermediary to our very beings!
Bizim varlıklarımıza bir aracı o!
Intermediary beings par excellence.
Bunların arasında bulunan eşsiz varlıklar.
Through an intermediary, Don.
- Ne zaman ve nasıl iletişim kurdunuz? - Bir aracı vasıtasıyla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]