English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intermittently

Intermittently translate Turkish

58 parallel translation
Maybe you try to control him only intermittently
Belki de gerekli çabayı göstermiyorsunuz.
- The ghost appears intermittently.
- Hayalet aralıklarla beliriyor.
- Intermittently.
- Süreksiz olarak.
There are at least nine intermittently active plumes and hundreds, maybe thousands, of extinct ones.
Yaklaşık 9 aktif, yüzlerce de sönük volkan keşfettik.
The floor is intermittently electrified.
# Zemine ara sıra elektrik verilmektedir.
The fluorescent light directly above us was faulty... because it flickered on and off intermittently.
Tam bizim üstümüzdeki lamba arızalıydı çünkü aralıklarla yanıp sönüyordu.
Flux capacitance is spiking intermittently, but I don't think that's the problem.
Değişim kapasitörü, kesik, kesik çalışıyor, ama asıl sorunun bu olduğunu zannetmiyorum.
Then please tell us, is she less intermittently explosive?
Bunu görüyor musunuz?
And if I'm right, one end is opening intermittently inside Voyager
Ve eğer haklıysam, bir ucu Voyager'a doğru, aralıklar halinde açılmakta.
Well, the link drops out intermittently, but it should be reestablished in a few minutes.
Link bağlantısı arada sırada kopuyor,... Ama bir kaç dakika sonra tekrar bağlanıyor.
No, someone'll come out and tell you intermittently. Excuse me. Oh!
Özür dilerim, şimdi birisi gelip size bu konuda detaylı tüm bilgileri verecek.
You know, just intermittently, if I can, if you'll have me, I hope you will.
Belli aralıklarla, eğer gelebilirsem, sen de kabul edersen, umarım kabul edersin.
Do you have an idea what it's like to be awakened intermittently throughout a night? I have a 3-year-old.
Aralıklı olarak tüm gece boyunca uyandırılmak nedir bilir misin sen?
And then release them intermittently.
Sonra da bu bilgileri parça parça serbest bırakırlar.
He's intermittently conscious.
Şuuru gelip gidiyor.
Then please tell us, is she less intermittently explosive?
O zaman lütfen bize söyleyin, daha mı az aralıklı taşkın?
Okay. Is the Dradis guarded continuously or intermittently?
- Radar devamlı mı, aralıklı mı korunuyor?
Sharp needles, intermittently poking into your left ventricle?
Sol karıncığına sivri iğneler batıyormuş gibi oluyor mu?
That only intermittently secrets insulin...
Sadece zaman zaman insülin salgılar.
The right drive pod is intermittently switching to reverse thrust.
Sağ sürücü podu arada bir ters itici güce geçiyor. Kes onu.
Intermittently, and without warning, I will attack you whenever and wherever it is least expected.
Arada bir, uyarmadan, sana saldıracağım en beklenmedik yer ve zamanda.
I felt intermittently that beauty, like a dagger...
Bir hançer gibi.
Three-month-old, intermittently crying times three months.
Üç aylık bir bebek. Üç aydır aralıklı ağlama nöbetine giriyormuş.
From now on, I promise I'll only complain intermittently.
Bundan böyle söz veriyorum nadiren şikayet edeceğim.
I'm doing this because my patient had dyspnea on exertion, headaches, fever, myalgia, a confluent rash intermittently over his entire body.
Bunu yapıyorum çünkü hastam her hareketinde nefes darlığı çekiyor, başağrısı, ateşi, krampları ve bütün vücudunda bölgesel kızarıklıkları var.
We were able to D.C The levofed, and he's intermittently awake and lucid.
Levofed vermeyi kesebildik, ve ara ara bilinci yerinde olarak uyanıyor.
- Intermittently.
- Sürekli değil.
Kendrick is intermittently shutting down power plants, limiting supply to drive up prices.
Kendrick zaman zaman enerji santrallerini kapatıyor böylece üretimi azaltıp fiyatları yükseltiyor.
Now, so far, I've only experienced a few symptoms and only intermittently- -
Şu ana kadar sadece birkaç belirti görüldü.
The pressure is applied intermittently between bleedings to preserve the animal's blood in its own body and ensure the freshness of samples.
Hayvana kesim sırasında aralıklı olarak basınç uygulanmaktadır. Böylelikle kanın ette kalmasını sağlanır. Buda ürünün taze kalmasını sağlanmaktadır.
She was my girlfriend in high school, and intermittently through college.
Lisedeyken daimi, üniversitedeyken aralıklarla kız arkadaşımdı.
It intermittently releases an excess of adrenaline, causing a rise in heart rate, blood pressure.
Aralıklı olarak aşırı adrenalin salgılıyor ve kalp atış hızı ile tansiyonu artırıyor.
Rachel Solando was on a combination of drugs meant to keep her from becoming violent, but it was only intermittently effective.
Rachel Solando, onu şiddetten uzak tutmaya yönelik bazı ilaçlar alıyordu. Ama ilacın etkisi sürekli değildi.
From now on, the Simpsons are living... intermittently.
Bugünden sonra Simpsonlar kesintilerle yaşayacak.
No, he's staying with me intermittently.
Hayır, geçici olarak bende kalıyor.
- Intermittently humorous.
- Yer yer nükteli.
Are you the guys that keep staring at me and intermittently yelling out, "books"?
Siz sürekli bana bakıp, arada "kitaplar" diye bağıranlar mısınız?
Okay, so how did you shoot down intermittently swollen lymph node?
Peki şiş lenf bezlerini nasıl saf dışı bıraktınız?
And all that day, my stereo vision would emerge like intermittently, unexpectedly, and it would be amazing.
Ve tüm gün boyunca, 3 boyutlu görüşüm aralıklı olarak, ve beklenmedik bir biçimde ortaya çıktı. İnanılmazdı.
The swinging motion of the myxoma intermittently blocked the flow of blood through the right atrium.
Miksomanın salıngaç hareketi sağ atriuma kan akımını geçici olarak kesmiş olmalı.
Uh-huh. So I could intermittently relieve his boredom during the three days a week he's off the road.
Şehirden ayrılmadığı 3 gün boyunca adamın sıkıntısını alabilirim.
I programmed the electronics and the lighting. To go haywire intermittently for the rest of the night.
Elektronikleri ve şimşeği gecenin geri kalanında kesik kesik ve düzensiz olarak çalışması yönünde programladım.
And intermittently over the last 21 years.
Ve aralıklı olarak son yirmi bir yıldan.
They send out high-frequency sounds intermittently.
Aralıklı olarak yüksek frekanslı sesler çıkarıyorlar.
It looks like he's choking them intermittently, allowing them to breathe only when he permits it.
Görünüşe göre onları aralıklı olarak boğuyor bıraktığında onlara sadece nefes alma şansı tanıyor.
Complicated and intermittently depressing.
Karmaşık ve ara ara da depresif.
I am super into you, you're... intermittently into me.
Ben kendimi fazla kaptırdım, sen ise fazla oralı değilsin.
[drums beating intermittently ] [ indistinct conversations ] [ heavy metal music playing] ♪ Is it sick of me ♪
dost ateşi yok, hata yok.
I have a home, intermittently.
Benim evim var. Aralıklı olarak.
and her urine is intermittently dark.
Ayrıca idrarı da ara ara koyu renk geliyor.
[Tires screech intermittently]
Debriyaj.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]