English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Internalized

Internalized translate Turkish

24 parallel translation
It's the mental or emotional disparities that prove to be much more malignant especially when these disparities are internalized.
Ruhsal ya da duygusal farklılıkların daha yıkıcı olduğu kanıtlanmıştır özellikle de bu farklılıklar içselleştirilmişse.
They wanted to try out their techniques for personal liberation on individuals whose identities were defined by a series of external rules which they had deeply internalized.
Kişisel özgürleşme yöntemlerini, kimlikleri dışarıdan dayatılan kurallarla belirlenen ve bunları çok derin bir şekilde içselleştirmiş olan bireyler üzerinde denemek istediler.
Our self-hatred is only the internalized repression And hatred of the patriarchal culture.
Kendimize olan nefretimiz, sadece ataerkil kültüre olan nefretin ve içselleştirdiğimiz baskının sonucudur.
oh, dear god, i've internalized him.
Tanrım, onu içimde yaşatmaya başladım!
'Cause all this internalized homophobia's giving you away.
Bu içselleşmiş homofobi seni ele veriyor.
Let's say you are sexually frustrated, because you internalized some paternal or other prohibitions, you cannot enjoy sex, and the function of psychoanalysis is to relieve you, release you of the pressure of these internalized prohibitions,
Diyelim ki cinsel olarak hayal kırıklığına uğradınız,... çünkü kimi pederane ya da başka yasakları içselleştirmişsinizdir. Seksten keyif alamazsınız ve psikanalizin işlevi sizi rahatlatmaktır. Bu içselleştirilmiş yasakların baskısını azaltmak.
You've internalized a lot of criticism, haven't you?
Pek özeleştiri yapmıyorsun değil mi?
Self-destruction is the only way to validate powerful voices he internalized as a child.
Çocukluğunda içselleştirdiği güçlü seslerin geçerliliğini onaylamanın tek yolu ise kendine zarar vermek.
And closing all Z-Neutrino relay loops using an internalized synchronous back-feed reversal loop.
Aynı frekanstaki geri besleme iptal devresini kullanıp tüm Z-Nötrino röle devreleri kapatılabilir.
You gotta stay focused. Keep it internalized.
- Odaklan ve öyle devam et.
She's internalized her traits, her memories, her knowledge.
Onun özelliklerini, anılarını, birikimlerini özümsedi.
She's internalized her traits.
Onun bilincini kabul etti.
Which either means she's internalized
Ki bu da ona önerdiğimiz yardımı içselleştirdiği
You know, for example, because women's sexual responsiveness is internalized, sometimes it's exciting for us to see responsiveness externalized, like with a...
Bilirsin, örneğin kadınların cinsel duyarlılığı içselleştirilmiş olduğundan bazen dışsallaştırılmış duyarlılığı görmek bizi heyecanlandırır. Şey gibi...
The latter in internalized.
Bu yüzden dahiliyeyi seçtim.
A feeling of false hope, deeply internalized, preventing the voters from feeling free at the moment of voting, because they're completely repressed.
İçselleştirilmiş bir çaresizlik yaşanıyor bu da seçmenlerin seçim anında kendilerini özgür hissetmemelerine sebep oluyor çünkü tamamen baskı altındalar.
Of course, I internalized it which led to a lot of hair in the sink and blood in the toilet.
Bir şekilde bunu özümsedim bu da küvette bir dolu kıl ve tuvalette kan olarak kendini gösterdi.
They launched their own internalized interrogation program without the knowledge of the conventional US military forces or even the Central Intelligence Agency.
Benimsedikleri kendi sorgulama programlarını izlediler bunu sıradan ordunun ve hatta istihbarat servisinin haberi bile olmadan yaptılar.
Jeffrey Hunter was a very internalized actor.
Jeffrey Hunter rolünü çok içselleştiren bir aktördü.
So here's Jeffrey Hunter playing this quiet, internalized performance, Ah! And I felt the need to help drive something in opposition to it.
Jeffrey Hunter sessiz ve içselleştirilmiş bir performans sergilerken ben de buna karşı bir güç uygulama ihtiyacı duydum.
Accused me of trying to destroy a high status female because I've internalized my own gender oppression.
Beni yüksek mevkideki bir kadını mahvetmekle suçluyorlar. Çünkü cinsiyetime yapılan baskıyı benimsemişim!
Teach them about wage gaps, leaning in, glass ceilings, internalized misogyny, slut-shaming, et cetera.
Onlara gelir eşitsizliği, cinsiyetçilik, önlerine çıkabilecek engellerden falan bahsedeceğim.
She started to really feel like it was her fault and feel like she should have done something different, and... she just internalized all the negativity.
Hepsi onun hatasıymış gibi hissetmeye başladı ve farklı davranmam gerekirdi diye düşündü. Her türlü olumsuzluğu içselleştirdi.
You have internalized society's rules and limits.
Topluluğun kurallarını ve sınırlarını içselleştirmişsinizdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]