English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intersect

Intersect translate Turkish

724 parallel translation
Unit is on course to intersect with the target.
Birim, hedefle çatışma rotasına girdi.
They intersect, overlap, twist in and out, to form a jumble of mazes.
Labirenti şekillendirmek için sokaklar ; ayrılır, birleşir sağa sola kıvrımlar yaparlar.
I am not unaware that your labyrinthine path lies far removed from our own, though they intersect.
Labirent yolunuzun bizim kendimizinkinden çok uzak olmadığından bihaber değilim,... her ne kadar kesişiyorlarsa da.
Intersect those names.
İsimler kesişiyor.
It is a place where many roads and many lives intersect.
Burası, birçok yolun ve hayatların kesiştiği bir yer.
My scanner indicates that you are vectored to intersect the mine area in 24 millicentons.
Tarayıcım, yönünüzün 24 milicenton sonra, maden alanıyla kesişeceğini gösteriyor. - Olumlu, 038.
My scanner indicates that you are vectored to intersect the mine area in 24 millicentons.
Ederiz, Kaptan. Tarayıcılarım sizin maden arazisinin üzerinden geçeceğinizi belirtiyor... 24 milicenton içinde.
By that, I mean, if you would imagine these sticks extending all the way down to the center of the Earth they would there intersect at an angle of seven degrees.
Yani demek istedigim, eger çubuklarin dünyanin merkezine dogru izdüsümlerini uzatirsak, merkezde her birisi birbirinden 7 derece ile ayriliyordu.
Head him off at desert highway intersect.
Çöl otobanı kesişiminde yolunu keselim.
I want to check out these coordinates, see if they intersect.
Bu koordinatlar uyuyor mu bir bakayım.
Intersect one hour, 16 minutes, 33 seconds.
Karşılaşmaya 1 saat, 16 dakika, 33 saniye.
Intersect ocean side 1-0-0.
Okyanus sahili 1-0-0 üzerinden geçin.
The fourth intersect in Jefferies tube 25.
Burası Jeffries tüpü 25'deki 4. kesişme noktası.
The parabola of the arcing ball must intersect with the pyramid of the pins at precisely this angle of attack.
Topun çizdiği kavis, piramit şeklinde dizilmiş lobutlarla... tam bu hücum açısında kesişmeli.
If my calculations are correct our flight path will intersect with the phenomenon's trajectory... Now.
Eğer hesaplamam doğru ise, uçuş rotamız fenomen'in yörüngesiyle kesişecek... şimdi.
If you draw a line between all the sightings, they intersect right here.
Tüm görülen yerler arasına bir çizgi çekersen, hepsi burada kesişiyor.
All of the nodal connections intersect in holodeck three.
Tüm düğüm bağlantıları sanal güverte üçte kesişiyor.
All the nodes intersect there.
Tüm düğümler orada kesişiyor.
It's going to intersect with the conduit wall.
Reaktör duvarı ile kesişecek.
How can the same street intersect with itself?
Nasıl olur da cadde kendisiyle kesişir?
Names of people whose fiscal interests intersect with your own.
Mali çıkarları seninkiyle kesişenlerin adlarını verdi.
Of course, we've committed all the corridors to memory- - every multifold, every spatial intersect.
Elbette koridorları hafızamızda sakladık- - her çoklu kıvrımı, her uzaysal kesişmeyi.
Apparently, it's changing course to intersect with ours.
Görünüşe göre bizimle buluşmak üzere rota değiştiriyor.
Canal and Mott intersect.
Canal ve Mott Caddesi kesişir.
And we write that in, and then we also have your life intersect... with other people's in the soap opera in some typical soap opera fashion.
Onu yazıyoruz, sonra senin hayatını alıp tam pembe dizi tarzında diğerlerininkiyle kesiştiriyoruz.
- That for women... intercourse and sexual fulfiillment were never intended to intersect.
- Kadınlar için... cinsel ilişki ve cinsel tatminin kesişmesinin hiç düşünülmediğini.
Wormholes are the one feature that traverse both our realms, which adjoin, though never intersect.
Solucan delikleri aslında birbirine bitişik olup asla buluşmayan, dünyalarımızın içerisinden geçen bir özellik.
A magical realm where fantasy and technology intersect on my every whim because I'm the King.
Bu alet hem SRS 5.1, hem de DTS ile çalışıyor. Ses sistemi için, ritim ayarlayıcı ve görüntüyü bozmayan DVD oynatıcı var.
But I believe they will intersect certain pipelines to control them.
Ancak kontrolü ele geçirmek için bazı boru hatlarına gireceklerini sanıyorum.
The way I see it, if we drop down from broadcast here intersect 153, we might surprise them.
Gördüğüm kadarıyla, burada yayından çıkıp 153'ü kesersek onları şaşırtabiliriz.
Pardon me, Professor Chamberlain but how does the study of philosophy intersect with real life?
Özür dilerim Profesör Chamberlain ama felsefe eğitiminin gerçek hayatla kesiştiği nokta nedir?
You know how many lines have to intersect for a thing like this to play out?
Böyle bir şeyin ortaya çıkması için kaç tane çizginin kesişmesi gerektiğini biliyor musun?
The simulation suggests that the anomalies occur... where the waves intersect.
Bu benzetim dalgaların kesiştiği yerlerdeki... meydana gelen anomalileri gösteriyor.
Where those red lines intersect, that's called the "T."
Kırmızı çizgilerin kesiştiği noktaya "T" deniyor.
Ligature marks intersect in the front, but don't double back.
Bağ izleri önde kesişiyor ama arkada çift kat değil.
So how does that intersect with hippies?
Peki bu olayın hippilerle ne gibi bir alakası var?
But my work shows, I think, so far anyway, that at certain angles, two membranes can intersect, you know.
Tezim gösteriyor ki ; en azından şu ana kadar öyle düşünüyorum iki zarın kesişebileceği belli açılar var.
The paths of the victim and shooter would have to intersect in both time and space within a suitable environment.
Kurban ve katilin yolları, zaman ve yer açısından, uygun bir ortamda kesişmeli.
The interior walls formed by the soap's film will intersect to create new vertices, new angles, new lines and points, a Steiner tree, which will reveal the most efficient lines of travel.
İç duvarlar sabunun filmiyle kesişmek üzere tasarlanmış. Yeni köşeler, yeni açılar, yeni çizgi ve noktalar, bir Steiner ağacı- - Yani yolculuğun en etkili yollarını ortaya çıkarıyor.
And pretty soon we won't be able to stand being in the same room as each other, never mind forcing our body parts to intersect.
Ve çok yakın bir zaman sonra aynı odada beraber durmaya tahammül edemeyeceğiz, karşılaşmak zorunda olmamız muhim değil.
Okay, let's see where they intersect.
Bakalım nerelerde kesişiyorlar.
So, if you can get me any information about these women's daily lives, then I can analyze their more traveled routes, and find a location where they and their killer were most likely to intersect.
Yani, bana bu kadınların günlük hayatlarına dair bilgi toplarsan, ben de onların daha sık kullandıkları rotaları çıkarırım, böylece katille rast gelecekleri en muhtemel noktayı buluruz.
In front of the prison, the two streets that intersect with it?
Önündeki peki? Kesişen şu iki yol?
Using the last known location of the missing boat as an origin point, we spiral out, and intersect with the slower boat before completing a full turn.
Teknenin en son bilinen noktasını başlangıç noktası olarak kullanarak, helis çizdiğimizde, yavaş tekne tam dönüşünü tamamlamadan onunla kesişiriz.
Each one of these data points represents a bank that he hit, and this area where the lines intersect give us the best estimate of the unsub's home.
Bu noktaların her biri soyduğu bankaları, kesişen çizgilerin bulunduğu bölgeler de suçlunun evinin yüksek olasılıklı mevkiini gösteriyor.
I just wanted to save those animals while Bart became a drummer, but I never thought the two stories would intersect.
Bart bir baterist haline gelirken, sadece o hayvanlari korumak istiyordum.. Ama hic bu iki hikayenin, kesisecegini dusunmemistim..
Hey, Bryce, why did you send me the Intersect?
Hey, Bryce. Bilgileri neden bana gönderdin?
Why send me the Intersect?
Verileri neden bana gönderdin?
The Intersect.
Intersect'ten.
And they want the Intersect, Chuck.
Taşıdığın bilgileri istiyorlar, Chuck.
- So where these lines intersect.
Yani bu çizgiler bir yerde kesişiyor olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]