English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intersected

Intersected translate Turkish

32 parallel translation
Evidently, you've intersected a line of narco-finance and...
Öyle ki bir çeşit narkotik-finansmanı hattını kesmişsiniz ve...
The moor is intersected with paths.
Bozkır yollara ayrılmış.
We have apparently intersected with... something.
Görünüşe göre, en sonunda... bir şeyle karşılaştık.
Your shuttle intersected one of our time-streams and... boom!
Senin mekiğin, bizim zaman akışlarımızdan birisi ile kesişti ve... bum!
"A semicircle is a figure contained within a diameter and the circumference intersected by the diameter."
Yarım daire ise, tüm bir dairenin ortasından geçen çizgi sonucu oluşan iki eşit parçadan her birine verilen addır.
So were we. Our magic must have intersected. And none too soon, I might add.
Yani biz Bizim sihirli kesişen olmalı ve hiçbiri çok kısa bir süre, ben ekleyebilirsiniz Biz yardımına ihtiyacım var
The entrance site intersected this junction between two skull bones...
- Giriş görünüşü, bu iki kafatası kemiği arasında görünüyor.
The query intersected with my subject, Sir.
Şüpheli, deneklerle karşılaştı efendim.
The line intersected, in the moment that I answered it.
Açar açmaz kapandı.
Remember that mission report? SG-1 stepped through the gate, their wormhole accidentally intersected with a solar flare, and they were sent back to 1969?
O görev raporunu hatırlıyor musun, SG-1 geçitten geçmiş, solucan deliği yanlışlıkla bir güneş patlamasıyla kesişmiş ve 1969'a gitmişlerdi?
You know, can a person be "de-Intersected"?
Eski halime dönebilir miyim yani?
I'm not surprised that their lives never intersected.
Yaşadıkları yerler birbirleriyle kesişmiyorsa bile şaşırmam.
George Mallory and I - our two paths have intersected 75 years apart.
George Mallory ile yollarımız 75 yıl sonra kesişmişti.
It's where their lives intersected.
Hayatlarının kesiştiği yer orası.
And then we find out where he intersected with our killer.
Böylece kurbanımızla nerede kesiştiklerini buluruz.
our... our pee intersected.
Çişimizi birlikte yaptık.
Their lives must have intersected somewhere else.
Hepsinin hayatları bir şekilde, bir noktada kesişmiş olmalı.
But so far, we're unable to find anyone fitting the profile who would have intersected with each of these women.
Ama şu ana kadar bu kadınlarla yolu kesişen ve profile uyan birini bulamadık.
Their lives never intersected.
Hayat tarzları çok farklı.
It seems like their lives never really intersected.
Hayatları kesinlikle kesişmemiş gibi görünüyor.
We must find the place at which their lives intersected and hope to learn from it why they are joined in death also.
Hayatlarının kesiştiği o noktayı bulmalıyız ve umarım böylelikle ölümlerin de neden olduğunu anlayacağız.
We need to find where he intersected with the killer.
Katille yollarının nerede kesiştiğini bulmalıyız.
Each of us whose life intersected Hannibal Lecter lost something.
Hayatı Hannibal'la kesişmiş olan hepimiz bir şeyler kaybettik.
Now we can narrow it down to the folks that actually intersected with Joe Harris,
Şimdi artık sadece Joe Harris, Lianne Sampson ve Rhonda'yla... ilişkisi olmuşlara bakacağız.
Garcia's checking to see if all of our victims intersected at any retail establishments.
Garcia kurbanların gittiği ortak dükkan olup olmadığına bakıyor.
Well, all we know for sure is that in the past at some point, our John Doe intersected with Dan Walsh.
Kesin olarak bildiğimiz tek şey John Doe'muz geçmişte bir şekilde Dan Walsh ile karşılaşmış.
She dug from outside until she intersected the drainage pipe.
Dışarıdan drenaj borusuna ulaşana kadar kazmış.
The warden is moving any inmates that might have possibly intersected with you.
- Teşekkürler. Müdür, herhangi bir tutukluyla birlikte hareket ediyor,... seninle yolu bir yerde kesişebilir.
These three never intersected on auditions or booked the same job.
Bu üçünün yolu bir seçmede ya da aynı işte kesişmemiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]