Intervene translate Turkish
779 parallel translation
What does it do? this will intervene by terminating your life.
Ne demek istiyorsunuz? EVA'ya pilot ederken tüm duygularını bastırabilmeni ve yeni bir uyanış riski gözardı edilemez hale geldiğinde hayatının senden alınmasını sağlayacak.
We must intervene, so I want you to go to him.
Müdahale etmek zorundayız. Bu nedenle, ona gitmeni istiyorum.
It's my duty to intervene.
Müdahale etmek benim vazifem.
I must intervene.
Buna bir çözüm bulmalıyım.
And I am anxious not to intervene again, Mr. Keane.
Araya girmeye meraklı değilim.
I must ask you, Mr. Keane, not to interrupt counsel. I will intervene if I see reason.
Sizden rica etmek zorundayım, Bay Keane, avukatın sözünü kesmeyin.
That is to say, in the event of the present duke dying without issue, I alone intervene between you and the title.
Demem o ki, dükün ani ölümü halinde ünvanla aranda sadece ben kalıyorum.
If justice refuses to intervene, then we will.
Eğer adalet müdahale etmiyorsa, o zaman biz ederiz.
I don't intend to intervene.
Buna bulaşmaya niyetim yok. Saçmalık.
Tell me, Mrs Stroud, why do you think the president should intervene?
Söyleyin, Bayan Stroud, başkan bu işe neden müdahale etsin?
Don't tell me you won't intervene, because you already have.
Buna müdahale edemeyeceğini söyleme, çünkü kontrol zaten sende.
At this precise moment, the 6th infantry corps is going to intervene on the left flank.
Şu anda kesin olan 6. Piyade Kolordusu müdahale için gidiyor.
In theses rough benches you earn... the right to intervene in parliament.
Şu taş gibi sert sıralarda oturarak mecliste olan bitene müdahale etme şansı elde ediyorsunuz.
- You don't intervene?
- Müdahale etmeyecek misiniz?
All member countries officially accepted not to intervene in the war of Spain.
Tüm katılımcı ülkeler resmen İspanya'nın iç işlerine karışmamayı kabul ettiler.
I have to intervene, it'll end in tears.
Müdahale etmeliyim, yoksa bu işin sonu acı bitecek.
Forgive me, but it is impossible to intervene officially.
- Beni affedin, ama bu imkansız bu resmen araya girmek
I need hardly tell you that if we destroy the British and French armies... before the Americans can intervene effectively, we shall have won the war.
Size şunu söylemeliyim İngiliz ve Fransız ordularını.. ... Amerikalılar müdahale edemeden yok edersek savaşı kazanabiliriz.
Because otherwise we are obliged to intervene!
Aksi takdirde müdahale etmek zorundayız!
We can't intervene.
Devrimin sürdürülmesi gerek.
I don't watch unmoved, I intervene and I say that this and this are wrong and I work to alter them and to improve them, because the impo...
İstifimi bozmadan izlemem, müdahale ederim derim ki, şununla şu yanlıştır ve onları değiştirmeye, iyileştirmeye çalışırım, çünkü as...
- Don't intervene right away.
- Hemen ortalığı karıştırma.
Where do I intervene?
Ben nerede araya giriyorum?
Intervene, please.
Dikkat dedim. Ama müdahale etsenize!
It doesn't look like he's gonna intervene, Joey.
Aracılık edecek gibi görünmüyor, Joey.
If you intervene, I'll kill you
eğer karışırsan seni gebertirim
I never intervene with business of the outside world
Ben asla dünyevi meseleleri bulaşmam
On February 23, 1848... the sugarcane cutters enter the city, set it afire... and sack the stores. The army has to intervene.
23 Şubat 1848, şekerkamışı kesicileri şehre girerler, ateşe verirler...... ve dükkânları yağmalarlar.
.. even our future MP so we intervene.
İleride milletvekilimiz olacak. Bu yüzden araya giriyoruz.
- The petition asking you to intervene.
- Aracı olmanızı isteyen dilekçeler.
You know I can't intervene in the decisions of judge Thayer.
Biliyorsunuz, Yargıç Thayer'in kararlarına müdahale edemem.
I did not intervene, because I wanted to see up to what Point Miss Heyndrich who cooperates with the Police, would want to hide from us Potential evidence, or even the murder weapon itself.
Müdahale etmedim çünkü Polis'le işbirliği yapan Bayan Heyndrich'in niyetini görmek istedim ; ... acaba bizden olası bir delili mi saklayacaktı diye ya da hatta katilin silahını.
Believe that we will intervene to say that... would not serve you, but another person.
Ve bunotada ona biraz yardımcı olup... sizin bir işinize yaramıyacağını ama başka birine yarayabileceğini söyleyebiliriz.
You would have made a big mistake if I didn't intervene
Dahil olmasaydım, büyük bir hata yapacaktın!
A bomb attack provokes the crowd and the police intervene.
Provokasyon, polis kışkırtmaları
You don't think your government will intervene?
Sizce olaylara müdahale edemez misiniz?
Due to the excesses, ORMO groups were called in, to intervene.
Aşırılıkları nedeniyle, müdahale etmek için Gönüllü Milis Kuvvetleri çağrıldı.
This reconciliation between State and Church occurred through a Demiurge which brought order to members of State and Church demanding iron discipline and the right to intervene in all aspects of individual life.
Devlet ve Kilise arasındaki bu uzlaşmayı bir Demiurgos sağlamıştır... Devlet ve Kilise organlarına çeki düzen vermiştir... bunu da tabiidir ki demir gibi bir disiplin ve insan hayatının her alanına müdahale hakkını talep ederek sağlamıştır.
We need reliable information and details, if we are to intervene.
Bakın müdahale edebilmemiz için, güvenilir bilgi ve detaylara ihtiyacımız var.
You may not intervene in the internal affairs of France
Fransa'nın iç işlerine karışmayacaksınız.
- Why did you intervene that day?
- O gün neden kendini ateşe attın?
Oh, I said to myself, if I don't intervene now, I won't stand a chance.
Kendime şöyle dedim : "Şimdi harekete geçmezsen işin biter."
He then scolded the merchants, so they sent us beasts for sacrifice from the courtyard to the temple and we did not intervene!
Kurbanlık getiren tacirleri azarladı, biz müdahale etmedik!
We're both advanced in years a pair of senile people it's not worth to intervene in worldly matters
İkimizde yaşlandık artık Bir çift bunak olduk
The raport says you caused three police cars to intervene!
Üç polis arabasının müdahil olmasına sebep olmuşsun.
We'll have to intervene in this area.
Buralara müdahele etmek zorundayız.
As King's vassal His Highness should intervene.
Krala bağlı olan Ekselanslarının duruma müdahale etmesi gerekir.
Officer, intervene here.
Memur bey, müdahale edin.
A member of the Right stated to reporters... that any means is valid to stop Spain plunging into anarchy... and there is a force that has the supreme duty to intervene.
Bir sağcı örgüt üyesi, gazetecilere... İspanya'nın anarşiye sürüklenmesinin önlenmesi için her türlü önlemin alınması ve müdahale için gerekli kuvvetlerin her an hazır olması gerektiğini söyledi.
I forbid you to intervene in my matters, do you understand?
Hayal gücün çok geniş!
Intervene.
Durun.
internet 115
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
inter 39
interior 21
international 47
interpol 81
internal 17
interview 123
interest 156
interested 144
intern 45
intercourse 27
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29
interrupted 16
intercom 16
interesting 2082
interpreter 22
intervention 49
interests 34
interrupt 24
interrogation 38
interference 29