English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intervened

Intervened translate Turkish

295 parallel translation
The Witch intervened
Cadı olaya müdahale etti.
The count intervened on your behalf to accord you an unlimited leave.
Kont süresiz izinde olduğunuzun kabul edileceğini bildirdi.
Had I known it wasn't, I'd have intervened.
Partinin bir parçası sandım. Yoksa müdahale ederdim.
So the Allies intervened, giving orders for the creation of provisional repatriation centres, set up in requisitioned barracks, factories and houses.
Bu nedenle, müttefik güçler. resmi binalarda, fabrikalarda, evlerde... geçici dağılma merkezleri oluşturmak için müdahale ettiler.
Priest Takuan, realizing that Takezo ia a man of exceptional qualities, has intervened on his behalf.
Rahip Takuan, Takezo'nun olağanüstü niteliklerde bir insan olmasını sağladı.
Once more, Fate intervened in a curious way. My plans, though frustrated, were fulfilled.
Bir kez daha kader garip bir şekilde işe karıştı, planlarım hayal kırıklığına uğratsa da yerine getirildi.
Would you have stood a chance if you'd intervened?
Karışsaydın elinden bir şey gelecek miydi?
A patrol car wanted to arrest us, and the colonel intervened.
Bir devriye arabası bizi tutuklamak istedi ama albay araya girdi.
- I intervened on your behalf.
- Namınıza olaya müdahil oldum.
I also intervened on Lida's behalf last night.
Dün gece, Lida'nın namına da müdahil oldum.
- Something intervened.
- Bir aksilik oldu.
I couldn't have if you hadn't intervened.
Müdahale etmesen, dayanamazdım da.
Fate has intervened in the form of Valerno!
Talih, Valerno için elinden geleni yaptı.
Should you faint or cry out, we can only take it that Satan has intervened to spare you your agony.
Bayılır veya bağırırsan şeytanın acını azaltmak için araya girdiğini anlayacağız.
Finally, the cops intervened and tried to get into the car.
Sonunda, polisler müdahele etti ve arabaya girmeye çalıştı.
Sulu's alive because I intervened.
Ben müdahale ettiğim için Sulu yaşıyor.
Then Ventura intervened himself.
Sonra Ventura araya girdi.
After the forces of law and order intervened, work resumed today at the Salumi plant.
Kanun ve nizam güçlerinin müdahalesi sonrasında Salumi fabrikasında işler bugün yeniden başladı.
He tried to kill this man and he would have done, but a stranger intervened.
Bu adamı öldürmeye çalıştı ve başarıyordu da, ama bir yabancı müdahale etti.
The ambassador intervened.
Büyükelçi müdahale etti.
Once again, fate intervened.
Bir kez daha, kader olaylara müdahale etmişti.
Or attack. May I remind my brothers that we did not have conflict with the Cylons until we intervened in their relations with other nations?
Kardeşlerime hatırlatmak isterim ki, biz, onların diğer uluslarla olan ilişkilerine karışana dek Cylonlar'la hiç çatışmaya girmedik.
May I remind my brothers that we did not have conflict with the Cylons until we intervened in their relations with other nations?
Hatırlatırım kardeşlerim biz Cylonların diğer uluslarla olan ilişkilerine karışıncaya kadar onlarla hiç çelişmedik.
Fate intervened, and I ascertained that you are a Columbus of a new age.
Araya kader girdi ve senin yeni çağın Columbus'u olduğunu anladım.
But the prince's councilor intervened, offering Joseph a position at the Optical Institute.
Fakat prensin danışmanı Joseph'e Optik Enstitüsü'nde okuma teklifinde bulunarak bu gidişatı değiştirir.
The Gods intervened. - What happened?
- Belki tanrılar araya girmiştir.
Let's figure out how must we lost... events intervened, sounds,... ships intervened from the raging open sea...
Bu öfkeli açık denizde geçen olayları, sesleri.... gemileri nasıl kaybettiğimizi anlayalım...
Probably it was intending, the next day, to do a new will on behalf of John. But the Death intervened.
Muhtemelen ertesi gün, oğlu John lehine bir vasiyetname yazma niyetindeydi ama araya ölüm girdi.
Before the police intervened, shots were fired inside the house.
Polis müdahalesinden önce, silah sesleri evin içinden geliyordu.
Remember that Hitler intervened personal favor.
Hatırlıyorum. Hitler, bu olaya şahsen, kendisi müdahale etmişti.
If you could have intervened in time, who knows, it was possible to save him.
Yardım, zamanında gelseydi ; kim bilir ; belki de yaşatmak mümkün olabilirdi.
If the Enterprise hadn't intervened, they would have found it.
Eğer Atılgan olaya karışmasaydı, onu rasathanede bulmuş olacaklardı.
I hope the police intervened at once.
Umarım polis bir an önce sorunu çözer.
And then one day, legend has it, the great shoe man in the sky who once scored four touchdowns in a single game, intervened.
Ve efsaneye göre bir gün, gök yüzünden gelen büyük ayakkabı adam - ki kendisi bir maçta dört gol birden atmıştır - sorunu çözdü.
A higher power intervened.
Büyük birisi aracı oldu.
But I intervened.
Ama ben araya girdim.
Then Special Agent Mackleroy entered and intervened.
Sonra Özel Ajan Mackleroy araya girdi. Tutuklandınız mı?
Marines intervened to stop the violence.
TV'de hep aynı saçmalıklar. - Biliyor musun, bıktım artık.
" And the fact that, if the West intervened, it ran the high risk of generating a world war
" Aslında eğer Batı müdahale etseydi bu bir dünya savaşı çıkarma riskini taşımaktaydı.
The CIA then intervened.
CIA daha sonra olaya mudahale etmiştir.
Your father clearly intervened to bring Franz dEpinay back early,... to hasten your wedding
Baban açıkça Franz d'Epinay'ı erken döndürmek ve düğününü oldu bittiye getirmek için nüfuzunu mu kullandı? Bu düğün olmayacak.
- No, I think somebody intervened.
Hayır, bence biri olaya müdahale etti.
You escaped because Father Jacob intervened.
Jacob babanın yanına kaçmıştın.
When I intervened and saved Carter... it skipped him and went to the next person--Billy.
Carter'ı kurtararak o düzeni değiştirdim. Onun sırası bir sonraki kişiye yani Billy'e geçti.
But I intervened and saved her, so it went to me.
Ama onu da kurtardım ve sıra bana geldi.
But in my case, no one intervened, right? I was thrown from that power line... by the explosion, so...
Ve peki neden o kabloyu elime almama rağmen sıra benden geçti ki patlama oldu ama bana bir şey olmadı?
Also wanted is a young woman... who apparently stood watch in the customer area... and later forcibly intervened in the robbery.
Ayrıca soygun sırasında müşteri bölgesinde olayı izleyen ve sonrasında zorla olaya karışan genç bir kadın da aranıyor.
But then fate intervened.
Birden kader tersine döndü.
The way you intervened in that store last night, you did a good thing there, Jack.
Dün gece dükkanda araya girerek iyi bir iş başardın Jack.
Dean Bernal intervened and was appointed JoJo's official warden.
Dean Bernal araya girdi ve JoJo'nun resmi koruyucusu oldu.
We should have intervened earlier.
Daha erken müdahalede bulunmalıydık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]