It ain't me translate Turkish
881 parallel translation
Someone is about to get schooled... and it ain't gonna be me.
Biri naşlanacak ve o kişi ben olmayacağım.
"Well if it ain't me old cell-mate"
"Vay, eski hücre arkadaşım değil misin"
"Well, if it ain't me old pal Bill!"
"Pekala, eğer ben değilsem eski dostum Bill!"
- l certainly ain't trying to make... a gentleman out of you, but I'm gonna be a lady if it kills me.
- Seni kibar bir bey yapmak gibi bir niyetim... kesinlikle yok. Ama öleceğimi bile bilsem, bir hanımefendi olacağım.
It took me 20 years to build up this moustache and I ain't gonna have nobody monkey with it now.
Bu bıyığı bu hale getirmek 20 yıIımı aldı benim. Kimsenin onunla uğraşmasına izin vermem.
Ain't it, after you run out on me?
İlgilendirmez mi Demek benden bıktın?
It ain't so important to you, but it may be to me.
Senin için önemli değil fakat benim için önemli.
It ain't doing me any good having you here in stir.
Senin burada hapiste olman bana hiç iyi gelmiyor.
It's a good thing you phoned me to trail you, ain't it?
Telefon edip izlenmeni istemen iyi olmuş, değil mi?
- It ain't me you got to worry about.
- Beni bırakın.
Sure - It ain't so funny about me and Lennie traveling together -
Elbette.
I ain't got no cramp, neither. Cabbage does it to me
Lahanadan oldu.
Maybe if I give you guys more money... you'll let me hoe in the garden, even after I ain't no good at it.
Eğer paramı size verirsem, elimden geldiği kadar bahçede çalışmama izin verirsiniz belki.
You ain't going to give it to me?
Onu bana vermeyecek misin?
- It ain't my fault. He sold it to me.
Bu benim suçum değil.
Ain't nobody gonna get it away from me.
Kimse onu benden alamayacak.
And it ain't gonna take very long either if the Lord keeps a-showering his blessings on me.
Tanrı benden lütfunu esirgemezse bunların olması fazla da zaman almayacak.
It ain't no use you niggling at me.
Bana yılışman faydasız.
Them and their ma's all the time bawling me out because they ain't got nothing to eat, as if I had anything to do with it.
Anneleriyle bir olup kafamı şişiriyorlar yiyecek bir şeyleri yok diye. Sanki benim kabahatim!
- No, it ain't, to me.
- Hayır, bana göre değil,
Well, if it ain't "Sock me again" Beaumont.
Bu gelen "bir daha vur" Beaumont değil mi?
- It ain't me that's cockeyed.
- Şaşı olan ben değilim.
It ain't so clear to me.
Benim için hala açık değil.
Fella wanted me to tell you that it ain't raining.
Şu adam sana yağmur yağmıyor dememi istedi.
I ain't no general, but it seems to me that's one way to win.
Ben general değilim, ama kazanmanın tek yolu bu gibi geliyor bana.
It ain't me, Mr. David.
Benim suçum değil. Bay David.
For the life of me, I don't know what you're trying to talk yourself into, but I got a feeling it ain't right.
Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamıyorum ama hislerim iyi olmadığını söylüyor.
- They ain't paying me for it.
- Bana bunun için para vermiyorlar.
Then he says he ain't sure it was me he seen.
Sonra gördüğü kişinin ben olduğumdan emin olmadığını söyledi.
But it ain't very practical. Give me that towel.
Ver şu havluyu bana.
And I'm fatter than you, and it ain't gonna be me! Now, just a minute.
- Ben senden şişmanım ama o yemek ben olmayacağım!
It ain't gonna be me!
- Ben olmayacağım dedim!
You better give me that gun, it's hard to keep your temper if you ain't used to them.
Silahını bana versen iyi olur,... sinirlerine hakim olmalısın, buna alışık değilsin.
You don't get it, there ain't enough money in the world to keep me there.
Beni anlamıyorsun,... orada kalmam için senin paran bile yetmez.
Michael, darling, if it ain't, I'll kick the door down with me bare fists.
Michael, hayatım, açık değilse bile yumruklarımla kapıyı kırarım.
Look, you ain't selling it to me.
Onu bana satmıyorsun.
And don't tell me it ain't your department.
Sakın görevin olmadığını söyleme.
What's mine is mine, but I ain't gonna let it make me sick.
Benim olan benimdir, ama bu yüzden moralimi bozmayacağım.
It ain't like me to interrupt two gentlemen like you.
Sizin gibi iki beyi bölmek istemezdim.
I ain't scared of no Union soldiers, it's them Redlegs that worries me.
Hiçbir Birlik askerinden korkmuyorum beni rahatsız eden Kırmızı Çizmeliler.
You'll have to excuse me, I ain't so used to it.
Beni affetmelisin, böyle şeylere alışık değilim.
I'd do anything for Anderson, but it ain't up to me.
Anderson için her şeyi yapardım ama bana bağlı değil.
Don't con me, that ain't all. Come on, let's have it.
Beni kandırmaya çalışma, hepsi bu değil.
It ain't been no picnic for me neither.
Bu benim içinde hiç kolay değil.
But it ain't easy for me to keep my men from hightailing out of there.
Fakat adamlarımı burada tutmak benim için kolay değil.
You're leading me to my money and I ain't particular who does it.
Beni paraya götüreceksiniz, hanginiz olursa.
- It ain't with me, Wilson?
- Benimle değil mi, Wilson?
It ain't the money with me, it's you, you know that?
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu?
Top it off, she tries to pick me up, as if I ain't got enough troubles now.
Bir de, beni cezbetmeye çalışıyor, başka derdim yokmuş gibi.
I know what you want me to do but I ain't doing it, so forget it.
Ne yapmamı istediğini biliyorum, ama yapmayacağım, unut bunu.
Better let me come along Curt. A million to one it ain't black.
Curt ile ben gitsem daha iyi olacak milyonda bir ihtimal siyah değildir.
it ain't 131
it ain't right 63
it ain't worth it 25
it ain't easy 18
it ain't over 16
it ain't gonna happen 45
it ain't much 23
it ain't happening 25
it ain't like that 34
it ain't my fault 18
it ain't right 63
it ain't worth it 25
it ain't easy 18
it ain't over 16
it ain't gonna happen 45
it ain't much 23
it ain't happening 25
it ain't like that 34
it ain't my fault 18
it ain't working 22
it ain't pretty 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285
it ain't pretty 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
mercedes 285