English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It comes and goes

It comes and goes translate Turkish

213 parallel translation
It comes and goes.
Arada gelip gidiyor.
You see, ma'am, how it comes and goes?
Görüyor musunuz, bayan, nasïl da gidip geliyor?
It comes and goes, comes and goes.
Evet. Gelip gidiyor, gelip gidiyor.
It comes and goes.
Gidip geliyor.
Oh, it comes and goes.
Ah, arada gelip gidiyor.
Love, you know, it comes and goes.
Bildiğin gibi aşk bir görünür bir kaybolur.
The tidal kind... it comes and goes.
Gel-git misali gelip gidiyor.
It comes and goes.
Gelip, geçiyor.
It comes and goes.
Gelip gider.
It comes and goes.
Gelir ve gider.
- Well, it comes and goes.
- Gücüm böyle gelip gider.
- Well, it comes and goes.
- Gelip gidiyor.
It comes and goes... as softly as a goose's feather, right?
Uçan bir kaz tüyü gibi gidip geliyor haksız mıyım?
I think she means it comes and goes.
İkisi de. Gelip gittiğini kastediyor.
It comes and goes.
Geliyor ve gidiyor.
Well, it comes and goes.
Gelip gidiyor işte.
It comes and goes.
Gelip gidiyor.
- It comes and goes.
Bazen gelir gider.
So I don't forget. It comes and goes.
Hayır, unutmamak için periyodik olarak yokluyor.
And evil, it comes and goes.
Kötülüğe gelince, gelir ve gider.
If ever I fall in love, it'll be with a guy who goes out at 9 : 00 to a nice, safe office... and comes back at 6 : 00.
Benim âşık olacağım kişi saat dokuzda evden çıkıp güvenli ofisine gider. Saat altıda da evine gelir.
Now, these little cards create electronic impulses, which are accepted and retained by the machine so that in the future if anybody calls up and wants a quotation from Hamlet, the research worker types it into the machine here, Emmy goes to work, and the answer comes out here.
Şimdi bu küçük kartlar elektronik itkiler yaratıyor,... makine de bunları alıp içinde saklıyor böylece gelecekte biri Hamlet'ten bir alıntı istediğinde araştırma görevlisi bunu makineye buradan giriyor Emmy iş başına geçiyor ve yanıt buradan çıkıyor.
It comes... and then it goes
Gelir, geçer!
Angel Foam goes down like liquid gold... and it comes up like slow dynamite... for the man of taste. If you can afford it.
Ağzının tadını bilenler için yağ gibi gider tadı da çok güzeldir, karşılayabilirsen tabii.
Anyway, her time comes and into the hospital she goes to have it.
Neyse, vakit gelince hastahaneye gitmiş.
Oh, and you say you have a bad memory Well, listen It comes and it goes, you know?
Bir de kötü bir belleğin olduğunu söylüyorsun. Peki, dinleyin. Gelip gidiyor, bilirsiniz?
It goes round and round in there and comes out here, decoded in Japanese.
Buradan ve şuradan dolaşmakta ve buradan da Japonca deşifre edilmiş halde çıkmaktadır.
It goes in here and comes out in back.
Alnından girerse, arkadan çıkar.
It comes and it goes.
Bir hatırlıyorum, bir unutuyorum.
It comes and it goes.
Gelip gidiyor.
It comes, it goes, and back again
Gelir, gider, yine gelir
Hey, Paulie, money comes, and it goes. Things are gonna work out.
Hey, Paulie, para gelir ve gider bu işler böyle.
It comes right out of the ground and goes right for it.
Yerden fırlıyor ve hedefe gidiyor.
You men draw a mug and solve your problems as the beer goes down, but when it comes to the practical matters, it always falls to women to make your dreams come true.
Siz erkekler tüm sorunları, biranızı mideye indirirken çözüveriyorsunuz, ama iş pratik konulara geldiğinde, büyük hayallerinizi gerçeğe döndürmek, yine biz kadınlara kalıyor.
Then, it flies off, quite a long way, catches a grasshopper, and then brings it back then goes down into the burrow, comes back out, picks up the grasshopper and takes it in.
Sonra uzun bir uçuş sonrası bir çekirge yakalayıp geri geliyor. Ardından çekirgeyi getirerek yuvaya iniyor dışarı çıkıp, çekirgeyi alarak içeri giriyor ve sonra bir başka çekirge yakalamak için yola çıkıyor ve bu böyle devam ediyor.
I told you, when the digger wasp comes back with its grasshopper, it briefly leaves it on the side of the burrow and then it goes down the burrow, and what it seems to be doing there is checking that the burrow is clear, that there's nothing in the way.
Kazıcı eşekarısı çekirgeyle döndüğünde kısa bir süre çekirgeyi dışarı bıraktığını ve sonra yuvasına girdiğini ve orada yuvanın güvenli olup olmadığını ve önüne çıkan bir şey olmadığını kontrol eder gibi yaptığını söylemiştim.
It just goes to show that we're a mighty nation, and we'll be there no matter what comes along.
Kölelik kaldırıldı, demokratik devrimler oldu, aklınıza ne gelirse hep bu şekilde olmuştur.
He goes to the gate, stays there until it's dark then comes back inside and say : "Tomorrow I leave".
"Eve gidiyorum" der. Kapıya gider, sabaha kadar bekler sonra içeri girip, "Yarın gideceğim." der.
It just comes, ruins everybody, and goes away.
Geliyor, herkesi berbat ediyor ve gidiyor.
I know where it comes in and I know where it goes out.
Tüm girişlerini ve çıkışlarını biliyorum.
- It comes and it goes.
- Gelir ve gider.
You think they'll buy it that a guy goes to Melilla,... kills his wife, comes back... to Madrid and kills himself in your house?
Adam Melilla'ya gidiyor, karısını öldürüyor, geri Madrid'e dönüyor senin evinde intihar ediyor, öyle mi?
It comes and it goes. Is it happening right now?
- Hayır, ama birkaç dakika önce vardı.
And then you see something good come down on you. It comes right at you. And if you want to grab it, it goes to another.
Sonra bir umut ışığı gördüğünde, işte şansım açıldı derken beklediğin şey başkasının oluverir.
When the barometric pressure reaches all that cold, cold wind that comes from ol'Canada, it goes through a process that Tom knows well is classified information, and it forms what we meteorologists like to call...
Barometrik basınç soğuğu gösterdiğinde ve Kanada üzerinden soğuk geldiğinde, Tom'un da tanımını gayet iyi bildiği bir gelişme oluşur, ve biz meteorologların bildiği o beyaz şey meydana gelir.
This one comes from our race and goes back to it saying like this :
Bu gece hepimiz çok iyiyiz! Bu bütün insanlar için! Hep birlikte!
It comes from them, and goes back to them. lt all stays at home.
Para onlardan çıkıp onlara geri döndü.
Well, now I'm convincedthat your breakdown is in progress because that is the most ridiculous thing - --- But every time that elevator goes "ding," the doors open and something comes out, you're hoping maybe it'll be your Life. Oh.
İşte şimdi, sinir krizi geçirdiğine ikna oldum.
It goes in here and it comes out there. The Harper is good.
Harper iyidir.
Outside Chicago, at the chicane it goes up... and comes down right where you got Brandenburg...
Chicago'nun dışında, virajlar bir yukarı bir aşağı gider, Brandenburg'u yakalayacağın...
I mean, for Chri... you weren't like someone who you ask to drop by who comes by, and fucks, and goes, and just for the thrill of it. What was I meant to feel? Who was I supposed to be like?
Git deyince giden gel deyince gelen onun bunun altına yatan biri gibi durmuyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]