It helps me translate Turkish
527 parallel translation
I got wise to the fact that it helps me in my work.
İşimde faydası olduğunu fark ettim.
It helps me to sleep.
Uyumama yardım ediyor.
It helps me in my job.
Bu bana işimde yardımcı olur.
No, but it helps me.
- Benim işime yarıyor.
It helps me to concentrate, m'lord.
Konsantre olmamı sağlıyor.
It helps me to concentrate.
Konsantre olmama yardım ediyor.
- It helps me to think.
- Düşünmeme yardım ediyor.
It helps me to be able to talk about it at last.
Sonunda bana konuşma fırsatı verme gibi bir yararı var.
It helps me.
Bana var.
It helps me sometimes.
Bunun bana, bazen yararı olur.
It helps me a lot after what has happened.
Olanlardan sonra bana çok yardımcı oluyor.
It helps me forget everything.
Her şeyi unutmamı sağlıyor.
It helps me think.
Düşünmeme yardım ediyor.
It helps me to make up my mind about things.
İşlerle ilgili karar vermemi kolaylaştırıyor.
SWEETIE, IT HELPS ME IF I CAN SEE YOU. THEN I'LL LOOK THE OTHER WAY.
Başka tarafa bakar mısınız, lütfen?
I told you it helps me fall asleep.
Uyumama yardımcı oluyor demiştim.
- It helps me get the close-ups.
- Daha fazla yaklaşmama yardımcı oluyor.
But it helps me to think.
Kulağımı kaşıyorum çünkü bu düşünmeme yardımcı oluyor.
It helps me to lie.
Yalan söylememe yardımcı oluyor.
- It helps me think.
- Kafamı açıyor.
It helps me.
Bana yardım ediyor.
It helps me in my work.
İşlerimde bana yardımcı olur.
You see, it helps me to think of you as Meg.
Görüyorsun,... sana bakınca Meg'i görüyorum.
- It's not. It helps me.
- Değil, bana faydası olacak.
- It helps me study.
- Çalışırken faydalı oluyor.
But at least it helps me forget this fucking life!
En azından, bu berbat hayatı unutmamı sağlıyor.
It helps me concentrate.
Konsantre olmamı sağlıyor.
I find that it helps me to think, but the real surprise is I enjoy it so much.
Düşünmeme yardımcı olduğunu keşfettim, ama asıl şaşırtıcı olan, ondan fazlasıyla hoşlanmam.
If it helps me figure out this map, I believe.
Eğer bu haritayı çözmeme yardım edecekse inanıyorum.
- It helps me feel Italian.
- İtalyan gibi hissetmeme yardımı oluyor.
Yeah. It helps me be myself.
Evet, kendim olmama yardımcı oluyor.
It helps me make sounds.
Seslendirmeme yardımcı olur.
I just had a smoke. It helps me to forget I'm hungry.
Ben de yeni başladım açlığımı bastırsın diye.
It helps me concentrate.
Konsantre olmama yardım ediyor.
Plus it helps me keep my mind off Amanda.
- Bunu duymuştum. Ayrıca, zihnimi Amanda'dan uzak tutmama yardım ediyor.
It helps me to relax.
Rahatlamamı sağlıyor.
It helps me pass the time until I get better.
İyileşene kadar zaman öldürmeme yardımcı oluyor.
It helps me unwind.
Rahatlamama yardımcı oluyor.
Sometimes, he helps me put it out to dry.
Bazen kurumaya asmak için yardım ederdi.
But it sort of helps me relax when it's lightning and thundering and things.
Bu gökgürültüsü ve şimşeklerden sonra biraz rahatlatır diye düşünmüştüm.
Who helps me make it a fitting memorial to my husband.
Bana yardım eden herkese minnettar kalacağım.
It's just you haven't got anyone to help you like Father helps Anne and me.
Sadece babamın Anne ve bana yardım ettiği gibi sana yardım eden biri yok.
Playing poker helps me take my mind off it, that's all.
Poker oynamak aklımı dağıtmama yardımcı oluyor, o kadar.
Geneviève helps me as much as she can : It has nothing to do with her :
Geneviéve elinden geldiğince yardım ediyor ama ihtiyacımız çok fazla.
- Let me turn, so it helps.
- Dur döneyim, böyle daha iyi.
It helps me remember when I get homesick sometimes Maybe it will help you too.
Belki sana da iyi gelir.
My uncle only helps me to manage it.
Amcam ise sadece bana yardımcı olur
It just kinda helps me think while I'm cooking.
Yemek pişirirken düşünmeme yardımcı oluyor.
It's not like any of this helps, believe me.
Bunların hiçbiri işe yaramıyor, inanın bana.
Anyway, Daddy, if it helps any, when I'm feeling down I just think of this little poem, and it always cheers me up.
Her neyse babacığım, yardımı olur belki, moralim bozuk olduğunda şu kısa şiiri düşünüyorum ve neşeleniyorum.
When I'm with someone new, I pretend like I'm with someone that I love, and that helps me get through it.
Yeni birisi ile olduğumda sanki sevdiğim birisi ile berabermişim gibi davranırım.