English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / It was a mistake

It was a mistake translate Turkish

2,188 parallel translation
It was a mistake, self-defense.
Meşru müdafaa. Kaza değildi.
Well, maybe it was a mistake on officer Taylor's part.
Belki de memur Taylor'ın yaptığı işte bir hata vardı.
It was a mistake I have regretted my whole life.
Tüm hayatım boyunca pişmanlık duyduğum bir hataydı.
It was a mistake, but we can't go back now.
Bir hataydı, ama şimdi geçmişe dönemeyiz.
It was a mistake to come.
Gelmemiz bir hataydı.
It was a mistake.
Kazayla oldu.
I-I-I knew it was a mistake.
Bir hata olduğunu biliyorum.
It was a mistake.
O bir hataydı.
- It was a mistake.
- O bir hataydı.
It was a mistake to come here, M'Baku.
Buraya gelerek bir hata yaptın, M'Baku.
it was a mistake. It must be mistake.
Hayır, bu bir hayal, hayal olmalı.
It was a mistake.
Hata yaptın.
Once the Obama's found out it was a mistake they were totally chill.
Obama'lar ortada bir yanlışlık olduğunu anlayınca gıcık gitmediler.
It was a mistake. I gave it back.
Hataydı, geri verdim.
Clearly it was a mistake coming over.
Buraya gelmekle hata etmişim.
An innocent man would ignore a text like that, assuming it was a mistake.
Eğer telefonu başka biri bulsaydı, böyle... bir mesajı görmezden gelirdi.
I'm sorry but maybe it was a mistake to bring you in here.
Ben de sizi buraya getirmenin bir hata olduğunu düşünmeye başlamıştım.
You said it was a mistake.
Hata yaptığını söyledin.
I don't think it was a mistake.
Bir suç işlediğimi de düşünmüyorum.
It was a mistake when he was young.
Çocukken yapılan bir hataydı.
I don't know if it was a mistake or intentional, but this all happened because he couldn't tie the knot.
Hata veya kasıtlı olup olmadığını bilmiyorum ama tüm bunlar evlenemediği için oldu.
I know now it was a mistake to lock up the beast.
Canavarı kilit altında tutmanın bir hata olduğunu biliyorum.
We'll both agree afterwards that it was a mistake, of course.
Elbette yaptıktan sonra ikimiz de bunun bir hata olduğunu kabul edeceğiz.
It was a mistake, Judy.
Bir hata yaptım, Judy.
It was a mistake.
Hata ettim.
It was a mistake coming back here.
Buraya geri gelmen bir hataydı.
It was a mistake.
Bir hataydı.
Tell her it was a mistake, tell her it was an oversight.
Hata olduğunu söyle dikkatsiz davrandığını söyle.
Stephanie, it was a mistake, an oversight.
Stephanie, bu bir hataydı, bir gafletti.
Sydney, it was a mistake!
Sydney bir hataydı!
So Beth made me invite you here, even though I knew it was a mistake.
Lafın kısası bunun bir hata olduğunu bilsem de Beth seni davet etmem için beni zorladı.
It was a mistake...
Bir hataydı.
It's just this entire party was a huge mistake.
Sadece bu parti büyük bir hataydı.
When I was a little girl, Granny gave me that key, said she'd made a terrible mistake by taking it, and told me to bring it to the place in this article, on this very day.
Ben daha küçük bir çocukken, büyükannem bu anahtarı verdi ve bunu alarak büyük bir hata yaptığını ve belirtilen günde onu buraya getirmemi söyledi.
And from there, it's a short step to the inevitable conclusion that all of this... Was a mistake.
Buradan sonra da bütün bunların tamamen bir hata olduğu sonucuyla yüzyüze geleceksin.
Maybe it was a rookie mistake.
Belki de bir çaylak hatasıdır.
It did happen, but it was a horrible mistake, and it can never happen again.
Bu oldu fakat korkunç bir hataydı, ve asla tekrar olmamalı.
No, no, it was a mistake.
Hayır, hayır, o bir hataydı.
Given our legs were in a tangle, and we'd all had a lot to drink, it was an understandable mistake.
Herkesin bacağı karışmıştı ; ayrıca çok da içmiştik anlaşılabilir bir hataydı.
It was a mistake.
Bu bir hataydı.
You know, my dad was so convinced that me coming here was a mistake that he almost had me believing it.
Babam buraya gelmemin bir hata olduğuna kendini inandırmış ve neredeyse beni de inandıracaktı.
'So when I said...'Oh, Abby. 'It was a genuine, horrible mistake.'
Abby'nin adını söyleyişim içten gelen, çok büyük bir hataydı.
You made a terrible mistake but it was a genuine mistake.
Korkunç bir hata yaptın. Ama gerçekten bir hataydı.
Was it a mistake for us to take on that Japanese whalers'case?
O Japon balina avcılarını temsil etmemiz bir hata mıydı?
It was a mistake to build something out of place like that in the village.
Pencereyi aç lütfen.
Was it a mistake?
Bilgisayar sisteminde bir hata mı var? Seni aptal şey!
Why don't you move on? Let it go. It was a horrible mistake but that is all.
Git burdan aş artık bunu Korkunç bi hataydı
- Please tell me it was all a big mistake
- Tamam, tamam. Lütfen bana olanların sadece büyük bir hata olduğunu söyle.
Yep, it was all a big mistake, but I'm alive.
Her şey bir hatadan ibaretti, yaşıyorum.
And that once you got here, you realized that it was all a foolish mistake, that you lost your heart to see Katie.
Ve ilk kez buraya geldin, aptalca bir hata yaptığının farkına vardın, ki Katie'yi görmek için isteğini kaybettin.
I've just been so wrapped up in all of this, it was only a matter of time before I made a mistake.
Bu işle uzun zamandır uğraşıyorum. Bir hata yapmam artık an meselesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]