English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Life crisis

Life crisis translate Turkish

174 parallel translation
Lately the strangest things have been going through my mind... because I turned 40, and I guess I'm going through a life crisis.
Yani, biliyorsunuz... Son zamanlarda hep düşünüyorum... Kırk yaşına geldim ve galiba bir tür bunalım filan içindeyim.
Was I the first guy to ever go through a mid-life crisis and react that way?
Bir orta yaş krizi geçirip bu şekilde davranan ilk erkek ben miyim?
I'm having a mid-life crisis.
Orta yaş krizi yaşıyorum da.
I am gonna head off your mid-life crisis.
Senin orta yaş krizinin önüne geçeceğim.
Hey. "Straight single man experiencing extreme mid-life crisis."
Şu nasıl? " Aşırı derecede orta yaş bunalımı geçiren heteroseksüel bekar erkek...
Sounds like a mid-life crisis.
Duyan da orta yaş bunalımına girdin sanacak.
On our 20th wedding anniversary, it hits mid-life crisis... Major!
Vücut geliştirmeye, bıyık bırakmaya başladı.
Y-you're packing your bags, you're jumping into the unknown because some conceptual artist who teaches at a community college is having a mid-life crisis and he wants to sleep with some girl half his age, so he tells you you have talent.
- Daha fazla dinlemek istemiyorum. - Aslında bilinmeyene balıklama dalmanın sebebi orta yaştaki bir üniversite hocasının yarı yaşındaki kızı becerebilmek için sana yetenekli olduğunu söylemesi.
- I'm having a mid-life crisis.
- Bir orta yaş bunalımı geçiriyorum.
I think it's some sort of quarter-life crisis. I just...
Ben... sanırım bu bir çeşit çeyrek yaş krizi.
You know, Morris, most men when they have a mid-life crisis they go out and buy themselves a sports car.
Biliyor musun Morris, çoğu erkek orta yaş krizine girince gidip kendilerine spor araba alırlar.
- I'm afraid his mid-life crisis isn't going to end.
- ne yazık ki orta yaş bunalımı bitmeyecek..
It seems to me you're describing a classic mid-life crisis.
Bana öyle geliyor ki, klasik orta yaş krizini tanımlıyorsunuz.
And I won't buy a red sports car when I have my mid-life crisis.
Ve orta yaş krizine girdiğim zaman kırmızı spor araba almayacağım.
You want to have a mid - life crisis?
Bir orta yaş krizin olsun ister misin Crais?
Shove your mid-life crisis up your ass!
Çok değerli orta yaş krizi arabanı al ve popona sok.
Well, if you're not feeling suicidal, now is a bad time for a mid-life crisis.
Şey, eğer intihar modunda değilsen, orta yaş krizi için yanlış zamanlama.
- Jean calls those mid-life crisis cars.
- Jean, orta yaş krizi arabası diyor.
Chalk it up to my pre-mid-life crisis.
Orta yaş krizime ver.
Why don't I just handle my mid-life crisis... with hair plugs and a Ferrari like any other normal person?
neden sadece yarı-hayat krizlerim başa çıkamıyorum... diğer normal insanlar gibi saç ektirme ve ferrari'yle mi?
WOMAN : It's like he's sort of going through a mid-life crisis but it's been lasting about 10 years.
10 yıldır devam eden bir kriz gibi.
and I get none? He's having a life crisis.
- Büyük bir kriz geçiriyor.
- What about the mid-life crisis?
- Orta yaş krizin ne oldu? - Tatlım, kim orta yaşlı?
Mid-life crisis.
Orta yaş krizi.
Honey, men start having their mid-life crisis in their early 20s... and they keep on having them every three to five years after that.
Tatlım, erkekler 20'li yaşlarının başında orta yaş krizine kapılır... sonra da üç beş yılda bir tekrar bunalıma girerler.
RIGHT. THEN IT MUST BE A MID-LIFE CRISIS.
O zaman orta yaş krizi olmalı.
I feel like Nancy Drew in The Mystery of the Mid-life Crisis.
Orta Yaş Bunalımı Gizemi'ndeki Nancy Drew'mışım gibi hissediyorum.
I've sown my wild oats, and statistically speaking... I'm less likely to cheat on you... or have a mid-life crisis at this point.
Taşlarımı ayıkladım ve yeminle... söylüyorum sana, aldatmak... diye birşey kalmadı hayatımda.
Or maybe I'm having a mid-life crisis.
Belki de orta yaş krizindeyim.
Lis, I think I'm having a mid-life crisis.
Lisa galiba orta yaş bunalımı yaşıyorum.
Your mid-life crisis.
Sen ve orta yaş krizin.
On my fortieth birthday, rather than merely bore my friends by having anything as mundane as a mid-life crisis I decided it might actually be more interesting to actually terrify them by going completely mad and declaring myself a magician.
Kırkıncı doğum günümde arkadaşlarımı alelade orta yaş kriziyle sıkmak yerine bütünüyle delirip onları dehşete düşürmenin çok daha ilginç olacağına karar verdim ve büyücü olduğumu ilan ettim.
Never, in any crisis of your life, have I known you to have a handkerchief.
Hayatının hiçbir kriz anında, mendilin olduğunu görmedim.
Leonardo is going through a decisive crisis in his life.
Leonardo hayatında çok ciddi kararlar alan biri.
All persons who die during this crisis, from whatever cause, will come back to life to seek human victims. Unless their bodies are first disposed of by cremation.
Yaşayan ölülerin işlediği cinayete kurban giden kişilerin cesetleri yakılmadığı sürece, hayata dönerek canlı kurbanlar arayacakları, artık herkesçe bilinen bir gerçek.
- This is a crisis in my life... - One question.
- Bu çok hayati bir mesele.
I simply wondered... whether my arrival might provoke some sort of crisis in your life.
Merak ediyorum da acaba gelişim hayatında bir çeşit krize mi yol açtı?
There's a crisis in her personal life.
Onun kişisel yaşamında bir kriz var.
OK, Carla's in there facing the greatest crisis of her life.
Peki. Carla, içeride hayatının en büyük sorunu ile yüzleşiyor.
We are clearly going through a cultural crisis at the moment it's a phase where we are trying to distinguish values of life people are looking for a solution and perhaps they will find it but the radicality of the search
Şu anda kültürel bir kriz yaşadığımız açık. Hayatın değerlerini ayrımsamaya çalıştığımız bir evredeyiz. İnsanlar bir çözüm arayışında ve belki de bulacaklar.
will change their view of life so there is a cultural crisis?
Ama arayışın radikalliği yaşama bakış açılarını değiştirecek. - Yani kültürel bir kriz var?
SINCE KIRK STARTED THIS CRISIS IN TRUMAN'S LIFE, I CAME TO THE CONCLUSION THAT ONLY HE COULD END IT.
Truman'ın hayatındaki bu krizi KIRK başlattığına göre bitirebilecek kişide yine o olmalıydı.
In the biggest crisis of my life, you lift a line from a movie.
Ben hayatımın en büyük bunalımını geçiriyorum ve sen bana bir filmden replikler söylüyorsun.
- Was there a crisis in her life?
Hayatında bir sorun mu vardı?
Life crisis...
Ya, kriz!
For the first time in my life, there is no packing crisis.
Hayatımda ilk kez valiz toplama krizi yasamıyorum. Bu daha önce hiç başıma gelmemişti.
Must be the mid-life crisis.
Orta yaş krizi olmalı.
It may well be that eventually it was Ahmad's example somebody who would crack the problems of the meaning of life through the love of God and experience rather than through logic chopping was the final straw that broke the camel's back and precipitated the crisis.
Belki de bu Ahmed'in teşkil oluşturduğu örnek mantık değişimi yerine Allah sevgisi yoluyla hayatın anlamını çözmek ve tecrübe etmek yaşadığı krizi yatıştırdığı bardağı taşıran son damla olmuştu.
The whole planet is entering a different kind of crisis, one that will destroy most of these monster reptiles and wipe out 90 per cent of life on earth.
Bütün gezegen farklı bir tür krize girmişti ki, bu canavar sürüngelerin çoğunu yok edecektir ve yaşamın % 90'nın yeryüzünden silecektir.
YOUR LIFE IS ABOUT TO PLUNGE INTO CRISIS.
Hayatın krize saplanmak üzere.
Your life is about to plunge into crisis.
Hayatın krize saplanmak üzere.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]