English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Life is great

Life is great translate Turkish

371 parallel translation
My old friend, life is great
Eski dostum, hayat harika
- Life is great, isn't it?
- Hayat ne güzel değil mi?
Life is great lt could be great, instead you only live once and life is short and not always good
Güzel olabilirdi ama onun yerine bir kere yaşıyorsun ve hayat çok kısa, her zaman da güzel değil.
Life is great!
Yaşamak ne güzel!
So life is great here in Ohio.
Yani Ohio'da hayat harika.
Life is great.
Hayat muhteşemdir.
- Life is great.
- Hayat harika.
My life is consecrated to a great experiment.
Benim hayatım, büyük bir deneye adanmıştır.
Well, I might say that there is someone at the wrong door or the great romance of my life.
Biri yanlış kapıyı çalıyor diyebilirim ya da hayatımın büyük romansı.
So you've spent your life telling the other 47 states what a great country it is.
Yani hayatınızı diğer 47 eyalete ne kadar harika bir ülke olduğumuzu anlatmakla geçirdiniz.
Further, that it is at the desire of the present possessor of that property that he shall be removed from his present sphere of life and from this place and be brought up as befits a young gentleman of great expectations.
Ayrıca bu yerin şu anki sahibinin arzusu... onun içinde yaşadığı bu hayat şartlarından... ve bu yerden derhal uzaklaştırılıp büyük umutlar taşıyan... bir centilmen gibi yetiştirilmesidir.
She may be risking her life... but when it comes to being a lady... she doesn't hold a candle to your wife, sir... sitting in Washington... playing bridge with three other ladies of great honour and virtue.
Hayatını tehlikeye atıyor olabilir ama iş hanımefendi olmaya gelince karınıza mum bile tutamaz değil mi efendim... Washington'da oturup başka yüksek onurlu ve değerli hanımefendiyle briç oynarken.
It is a great wonder to me that Morris has come into my life.
Morris'in hayatıma girmesi benim için muhteşem bir şey.
One of the great cities of the world is the setting of the most varied and puzzling events that are the pulse of its daily life.
Dünyanın en büyük şehirlerinden biri. Günlük hayatın nabzının en çeşitli ve şaşırtıcı olaylarla attığı büyük şehir.
The homely, rustic scene is brought to life here with great sensitivity.
Köy manzaraları burada büyük bir duyarlılıkla hayata geçirilmiştir.
That's a great way to live. You keep quiet all your life, and the only time you open your mouth is when you're dying.
Hayatın boyunca ağzını kapat, sadece ölürken aç.
Rome has said she is ready to join your life to hers in a great future.
Roma, senin hayatını kendininkine katmaya hazır.
I ask for job with you because you are great man who save my life.
İş için size geldim, çünkü siz hayatımı kurtaran büyük bir insansınız.
We all know it is a great ambition of your life to win the Gold Cup.
Altın Kupa'yı kazanmanın hayattaki en büyük ihtirasınız olduğunu hepimiz biliyoruz.
Why do I have to love a riverboat singer whose life is one great big roulette wheel?
Neden, hayatı bir rulet çarkındaki, bir nehir gemisi şarkıcısını sevmeliyim?
We live in a period which makes great demands upon us. Consequently, there is little time for what is commonly known as private life.
Özel hayat olarak bilinen şeye çok az vaktin olduğu bir dönemdeyiz.
Master Yan has saved my life and this is a great opportunity to repay him
Yan efendi hayatımı kurtardı böylelikle ona olan borcumuzu ödeyebiliriz
You'll have a great life together, she is a great cook.
İyi bir hayatınız olacak, O iyi bir aşçı.
Your great error, my dear friend, is to consider life... reality as a limitation.
Dostum, yaşamı, gerçekliği bir sınırlama olarak... kabul etmekle büyük hata yapıyorsun.
This is my one and only life and it's a great and terrible and short and endless thing and none of us come out of it alive.
"Bu benim biricik hayatım..." "... ve bu, öylesine müthiş, öylesine feci, öylesine kısa ve sonsuz bir şey ki! " " Üstelik hiçbirimizin ondan canlı çıkma şansı yok! "
My brother says that he is a great doctor. Once it saved the life.
Kardeşim harika bir doktor olduğunuzu söylüyor.
If a yakuza commits a very great offense, or breaks his word to his oyabun, his boss an offense so great that it demands his life be taken then the only way that he can atone for his crime is by offering his finger as a symbol of repentance.
Eğer bir yakuza büyük bir suç işlerse, yada oyabun'una, karşı sözünü bozarsa, patronu... bunu hayatını alabilecek kadar büyük bir suç olarak görür sonra suçunun tek telafisi olarak pişmanlığının bir sembolü olarak kendi parmağını kesmesini ister.
He reflects a great deal of humanity in his paintings and shows brutal reality, as life is.
Resimlerinde insanlığı oldukça yoğun bir biçimde yansıtıyor ve acımasız bir gerçeklik gösteriyor. Hayat böyle...
He'll take his time... because it will come on him... that killing me is gonna leave a great big hole in his life... where his hate was.
Acele etmeyecek. Çünkü birden anlayacak ki beni öldürmek hayatında kocaman bir boşluk bırakacak. Nefretinin olduğu yerde.
Your life is said to be linked to a great secret.
Onun yaşamı büyük sırlarla gizli.
I charge you on your living soul, Lucy Seward, that you do not die or think of death until this great evil which has fouled your life is true dead himself!
Yaşayan ruhuna emrediyorum Lucy Seward sakın ölme ya da ölmeyi aklından bile geçirme. Taa ki hayatını mahveden o büyük kötülüğün kendisi ölene dek.
"Sir, if this photo is yours... I urge you to call us as fast as you can. not only because... you were the witness of a highly important events but mostly because your life... and the lives of your beloved ones are in great danger."
Beyefendi, bu fotoğraftaki şayet sizseniz en kısa sürede bizi arayın, sadece önemli bir olaya tanıklık ettiğiniz için değil özellikle kendi hayatınız ve sevdiklerinizin hayatı tehlikede olduğu için.
The difference is as great as between life and death or day and night.
Aradaki fark, ölümle yaşam ya da gece ile gündüz arasındaki fark kadar büyük.
It is true that she might represent to you that marriage is a serious affair that the happiness or misery of a whole life depends on it and that an engagement which is to last till death ought not to be entered into without great consideration.
Durum şu ki kızınız evliliğin sanıldığından daha ciddi bir şey olduğunu, işin ucunda hayat boyu mutlu ya da mutsuz olmak bulunduğunu, ölene kadar sürecek bir evliliğe temkinli yaklaşmak gerektiğini söylüyor olabilir.
Yes, father, it is he who saved me from the great danger I ran in the waters and to whom you owe the life of that very daughter who...
Evet babacığım, o büyük kazada beni suyun içinden çekip çıkaran kendisidir, kızınızın hayatını bu adama borçlusunuz!
Yeah, movies are great, but this is... this is like real life on the streets. You know? It's exciting.
Evet, filmler harikadır, ama... bu iş, sokaklardaki gerçek hayatla ilgili olan bu iş çok daha heyecanlı.
I think there is a great need for explaining the dramatical events which took place in our political life.
Siyasi hayatımda yaşadığım bazı dramatik olayları anlatmanın faydalı olacağına inanıyorum.
I can tell you that it is just such a marvelous advance... over our old way of life, and it is just great.
Eski hayatımızın yanında o kadar olağanüstü bir ilerlemeydi ki bu, bizim için muhteşemdi.
Well, life is certainly great when it works out, isn't it?
İşler yolunda gittiğinde hayat gerçekten harika değil mi?
Please forgive me for disturbing you... but my son's life is in great danger.
Lütfen sizi rahatsız ettiğim için beni affedin... fakat oğlumun hayatı çok büyük tehlikede.
The fact that Joe Morgan has chosen to settle here... is a great testament to the way of life I've tried to maintain... for the citizens of Parkland.
Joe Morgan'ın buraya yerleşmeyi seçmesi Parkland halkına sağlamaya çalıştığım hayat standardının büyük bir teminatı sayılır.
This is one of the great moments of my life.
- Bu, hayatımın en mükemmel anlarından biri Sam.
That's my other ambition in life... is to be a great classical violinist... thousands cheering me night after night.
Hayattaki diğer bir hayalim de büyük bir klasik kemancı olmaktı. Her gece binlerce kişiden alkış almak.
Ah, this is the life - - the great outdoors, a beautiful woman, plenty of food, and fire ants.
Ah, hayat budur... muhteşem dış dünya, güzel bir kadın, bir sürü yiyecek, ve ateş karıncaları.
Powerful, great state is the ideal for witch Russian is ready to suffer for, ready to take any hardship, to give his own life for.
Güçlü, büyük devlet olduğu için Rusya bundan zarar görmedi, ve karınca gibi çalışarak, kendi hayatını verdi.
This is one of the great moments of your life.
Bu, hayatınızdaki en önemli anlardan biri.
I got 600,000 feet of film on this guy and he's telling how great life is, and now what am I gonna do?
Bu adamın 600,000 feet filmini çektim. Hayatın güzelliklerinden bahsedip duruyordu. Şimdi ne yapacağım ben?
Your job, your purpose... is to get accepted, get a cute girlfriend... think up something great to do for the rest of your life.
Senin işin, senin amacın... kabul edilmek, güzel bir kız bulmak... ve hayatının geri kalanı için yapacak harika birşeyler bulmak.
Did you ever reach a point in your life... where you say to yourself "This is the best I'm ever gonna look, the best I'm ever gonna feel, the best I'm ever gonna do, and it ain't that great"?
Hayatında hiç şöyle bir şey oldu mu "Bu en iyi göründüğüm, en iyi hissettiğim en iyi şekilde yaptığım an, ama hiç de iyi değil"?
- God, life is gonna be great.
- Hayat çok güzel olacak.
A great search is one of the most important events of a man's life.
Büyük bir arayış bir erkeğin hayatındaki... en önemli olaylardan biridir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]