Life or death translate Turkish
572 parallel translation
Welcome, hero, for the fight for life or death!
Hoşgeldin kahraman, ölüm ya da hayat kavgası için!
It's a time of life or death.
Bu ölüm kalım zamanı.
It's life or death, Father.
Bu ölüm kalım meselesi baba.
Anguish, ecstasy, faith, jealousy, love, hatred... ... life or death.
Acı, coşku, inanç, kıskançlık, aşk, nefret yaşam ya da ölüm.
It's life or death.
Bu ölüm kalım meselesi!
Life or death.
Hayat memat meselesiymiş.
You are asking me to pass a sentence of life or death on my wife.
Karımın yaşaması veya ölmesi hakkında karar vermemi istiyorsunuz.
It isn't a question of life or death.
Bir ölüm kalım meselesi değil.
It's life or death.
Ya ölüm, ya kalım.
This is a matter of life or death.
Bu bir ölüm kalım meselesi.
In the case it jams in combat, could mean life or death.
çarpışmada tutukluk yaparsa hayatınız buna bağlıdır.
It's life or death!
Yaşıyor mu, ölüyor mu?
This is about life or death.
Bu bir ölüm kalım meselesi.
It's a matter of life or death.
Ölüm kalım meselesi.
It's life or death for us.
Bizim için ölüm kalım meselesi.
No. You accept the terms - life or death?
Ama herkesi kendinden uzaklaştırmaya devam edemezsin.
This is a matter of life or death, a desperate situation.
Bu ölüm kalım meselesi, umutsuz bir durum.
Tell him Narahara came on a matter of life or death
Ona gidip, Narahara'nın hayat memat meselesiyle kapısına geldiğini söyle.
It's a matter of life or death.
Bu bir ölüm-kalım meselesi.
My life or death is in your hands Do as you please
Hayatım senin insafına kaldı dilediğini yap.
I can give life or death.
Yaşamı veya ölüm verebilirim.
Be it in life or death
Ölüm bizi ayırıncaya kadar
I was on a mission, a matter of life or death.
Görevdeydim. Ölüm kalım meselesi.
- Whose life or death?
- Kimin için ölüm kalım meselesi?
It's a matter of life or death!
Ölüm kalım sorunu!
For them it was life or death, they weren't petty.
Onlar, yaşıyor ya da ölü olsunlar, dar kafalı değillerdi.
It is a matter of life or death
Bu bir ölün kalım meselesi.
It's a matter of life or death.
Bu bir ölüm kalım meselesidir.
The life or death of plants depend on the sun, as does the alternation of the seasons,
Bitkilerin yaşamı ya da ölümü güneşe bağlı, mevsimlerin değişimi gibi.
and even the life or death of men.
Ve hatta insanların yaşam ve ölümleri gibi.
Well, lascivious shrimp, beg the Boyar woman if she giveth you life or death!
Evet, azgın teke, kadından ölüm ya da yaşam dile!
It is good that warriors such as we meet in the struggle of life or death.
Bizim gibi savasçilarin birlikte dövüsmeleri iyidir hem hayat için hem ölüm için.
You have the right of life or death over her.
Onun üzerinde can hakkın var.
Life or death.
Yaşamak ya da ölmek.
We have a choice. Life or death.
Bir seçim hakkımız var : yaşam ya da ölüm.
No reason... nowhere conscience, no understanding in even the most rudimentary sense, of life or death of... good or evil, right or wrong.
Neden yok, vicdan yok. Temel hisleri bile anlamıyor. Yaşam ya da ölüm... iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış.
Who can solve the riddle of life and death or fathom the dark secrets hidden from the light of day?
Yaşamın ve ölümün gizemini kim çözebilir? Ya da kim, gün ışığından saklanan karanlık sırları ortaya çıkarabilir?
As hard to describe as life or, or death.
Hayatı ve ölümü tarif etmek kadar zor.
This court is concerned with the life and death of Peter Carter, not with past history or present plumbing.
Bu mahkeme, Peter Carter'in ölümü yada yaşamıyla alakalıdır, geçmiş tarih yada günümüzün su tesisatıyla alakalı değildir.
My husband, on my death, income 10,000 a year for life, or until he remarries.
"Kocam ölmem durumunda ömrü boyunca yılda 10 bin dolar gelir alacaktır, yeniden evlenmediği takdirde."
" either in life or after death.
" hayatta ya da ölüm sonrası.
Death by yourself... or life with me?
Kendi kendine ölüm mü ya da benimle yaşam mı?
Here, sign this proclamation stating that you understand if one neglects his duties at the station he'll be in for it for at least ten years, also for life or the death penalty.
İşte, eğer biri istasyondaki görevini ihmal ederse en az on yıl ya da ömür boyu hapis veya idam cezasına çarptırılacağını bildiren belgeyi imzala.
The very late prebendary reverend ross. Gentlemen, is there a life after death or not?
Beyler, yaşamdan sonra ölüm var mı, yok mu?
Here we see two limpets locked in a life-or-death struggle for territory.
Burada yer için ölüm-kalım savaşına kitlenmiş iki deniz minaresi görüyoruz.
This ant is engaged in a life-or-death struggle with the wolf.
Bu karınca kurtla bir ölüm-kalım savaşında.
Here we see Heinz Sielmann engaged in a life-or-death struggle with Peter Scott.
Burada Heinz Sielmann'ı Peter Scott'la bir ölüm-kalım savaşında görüyoruz.
Here we see a honey bear not engaged in a life-or-death struggle about anything.
Burada bir bal ayısını herhangi bir ölüm-kalım savaşına girmemiş görüyoruz.
Here we see a pantomime horse. It is engaged in a life-or-death struggle for a job with a merchant bank.
Burada ticaret bankasında bir iş için ölüm-kalım savaşına girmiş bir pantomim at görüyoruz.
Here, we see a pantomime goose engaged in a life-or-death struggle with Terence Rattigan.
Burada bir pantomim kazı Terence Rattigan'la bir ölüm-kalım savaşında görüyoruz.
DOCUMENTARY NARRATOR : Here you see some English comic actors engaged in a life-or-death struggle with a rather weak ending.
Burada bazı İngiliz komedi oyuncularını oldukça zayıf bir finalle bir ölüm-kalım savaşında görüyorsunuz.
or death 32
death 1004
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death situation 19
death experience 79
death experiences 28
life is but a dream 17
death 1004
deaths 27
death row 19
death penalty 21
death threats 22
death situation 19
death experience 79
death experiences 28
life is but a dream 17