English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Look at' em

Look at' em translate Turkish

391 parallel translation
If he wants to look at'em, let him look at'em. There's no harm in that ".
Ne zararı olur? " dedim.
Look at'em run!
Nasıl yürüyorlar!
Look at'em.
Baksanıza şunlara.
Look, look at'em go.
Bak, nasıI da gidiyor.
Get the books straightened out so I can have a look at'em.
Bakabilmem için muhasebe defterlerini hazırlatın.
- Look at " em.
- Şunlara bak.
If you can't look at'em coming on, shut your eyes.
Gelirlerken bakamıyorsan gözlerini kapa.
But look at it today. Here in Liberty we got hundreds of lawyers, thousands of'em.
Ama, bugün Liberty'de, binlerce avukat var.
Just look at'em, Dumbo.
Onlara baksana, Dumbo.
Exceptin'after lights out, nights I couldn't sleep... I used to look at'em through the bars.
Işıkları kapattıklarında, uyuyamadığım geceler parmaklıkların ardından onları izliyordum.
You just drive them straight down that main street... and let the folks have a look at'em.
Doğru kasabanın ana caddesinden geçirip halkın onları görmesine izin verin.
Look at'em.
Bakın onlara.
Look at'em run.
Nasıl da koşuyorlar.
Look at'em now, will you!
Baksana şunlara.
Look at'em.
Şunlara bak.
I'll look at'em later.
Daha sonra alırım.
- Look at'em drill. - Left, right.
- Şunların talimlerine bakın.
Did you get a good look at any of'em?
Herhangi birini gördün mü?
Look at'em!
Bakın!
Boy, look at'em jump!
Baksana, nasıl zıplıyorlar!
Look at'em.
Bak onlara.
I'd just as soon shoot'em as look at'em.
Onları görür görmez vurmalıydım.
Look at'em running!
Kaçmalarına bak!
Look at'em!
- Şunlara bakın!
Take a good look at'em, Raymond.
Bunlara iyice bak, Raymond.
Look at'em!
Şunların haline bak!
Well, look at'em out there.
Şu dışarıdakilere bak hele.
I don't need to look at'em now.
Artık onlara bakmaya gerek kalmadı.
Then I suggest that we... go take a look at'em.
O zaman gidip onlara bir bakmamızı öneriyorum.
Me knees, look at'em.
Dizlerime bakın.
Look at'em!
Şunlara bakın!
I'd like you to take a look at'em.
Ona bir göz atmanı isterim.
Then when your blood starts to get thick, you edge over and take a look at'em.
Kan akışın yavaşlamaya başladığında... kafanı uzat ve onlara o zaman bak.
Look at'em!
Vücuduma bakın!
You look at'em.
Baksana şunlara.
Look at em.
Onlara bakın.
- Can't we look at'em a little bit.
Ben yapacağım için, birazcık bakabilirim.
Just look at'em.
Şunlara bak.
Comin'home at 6.00 in the mornin', expecting'me to cook breakfast for a dozen cowboys,'cept some of'em was cowgirls who didn't bother to look like... they hadn't been in the backseat of your car.
Sabahın altısında bir düzine kovboyla eve gelip benden kahvaltı yapmamı beklerdin. Bazıları da bayan kovboylardı. Arabanın arka koltuğunda takılmaktan rahatsız olmuşa benzemiyorlardı.
Look at'em.
Bak şunlara.
Look at'em up there.
Şuradakilere bak.
You didn't really get any kind of a look at'em, huh, Charlie?
Demek onları göremedin Charlie, ha?
Look at'em.
Bak bunlara.
Will you look at'em?
Onları görüyor musun?
When you grow up around nothing but men, you learn certain defenses, and then you get used to the defenses and forget they're there... until something or someone comes along... and makes you look at'em real close.
- Büyüdüğün vakit etrafında erkeklerden başka bir şey olmayınca, kendini savunmayı öğrenmen kaçınılmaz oluyor. - Tamam, bu daha iyi. Kendini savunmaya öyle alışırsın ki, orada olduklarını bile unutursun, ta ki bir şey ya da biri çıkar, ve seni onları göz kapalıyken gören biri haline getirir.
I don't look at'em, I just keep...
Onlara değil, önüme bakarım.
You don't dare look at'em wrong.
Onlara yan gözle bakmaya cesaret edemezsiniz.
Look at'em!
Bak diyorum!
Look at'em.'
Baksana şunlara'
Do we look like the sort of chaps who'd creep into a camp at night steal into someone's tent, anesthetize them, tissue-type'em amputate a leg and run away with it?
Sizce biz, geceleyin bir kampa sessizce sızıp... bir çadıra süzülüp, birini bayıltıp, doku testi yaptıktan sonra... bir bacağı kesip kaçacak gibi mi duruyoruz?
All you gotta do is look at'em together... a picture of happiness.
Tek yapman gereken hepsine bir arada bakmak bir mutluluk resmi...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]