English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Means to me

Means to me translate Turkish

3,735 parallel translation
Besides, you know how much Doctor Hegel means to me.
Ve ayrıca Dr. Hegel'in benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
But we both know what that date means to me.
Ama bu tarihin benim için ne ifade ettiğini ikimiz de biliyoruz.
Oh, Peter, you don't know what this means to me.
Peter, bunun benim için anlamını bilemezsin.
I can't tell you how much that means to me, Bill.
Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlatamam Bill.
He knows how much this place means to me.
Buranın benim için ne kadar önemli olduğunu biliyor.
I just want to say how much it means to me that someone appreciates my work.
Sadece birisi işimi takdir etmesinin benim için ne kadar önemli olduğunu söylemek istiyorum.
- It's not about what America means to me.
- Olay, Amerika'nın bana ne ifade ettiği değil.
And she said, "it's not what science means to me, " it's what I mean to science. "
... ve dedi ki "Olay bilimin bana ne ifade ettiği değil benim bilime ne ifade ettiğim."
Diane, you have no idea what that means to me.
Diane, bunun benim için ne anlama geldiğini bilemezsin.
Well, breakthrough means snack time to me.
Olayı çözmek benim için yemek zamanı demek.
Your friendship means a lot to me.
Arkadaşlığının benim için anlamı çok büyük.
That means a lot to me.
Benim için çok şey ifade ediyor bu.
Means a lot to me.
Benim için önemli.
The fact that you even tried means everything to me.
Bunu denemiş olman bile benim için büyük anlam ifade ediyor.
Tansy and her, uh... her crazy girl logic thinks that me not wanting to kiss you means I have feelings for you, so if I don't kiss you, then she's gonna be pissed.
Tansy ve onun, çılgın kız mantığı, seni öpmek istemememin sana hislerim olduğu anlamına geldiğini sanıyor, yani eğer seni öpmezsem, o zaman o çok kızacak.
Okay. No, but the, uh, the best part about singin this song tonight for y'all is, uh, I get to share it with somebody who means a lot to me, and who has been an amazing influence in my life recently.
Ama bu akşam, bu şarkıyı sizin için çalacak olmanın en iyi tarafı benim için çok önemli olan biriyle de paylaşacak olmam ve kendisi son zamanlarda hayatımda çok güzel etkiler yarattı.
Malysh has taught me what it means to love.
Malysh bana sevginin anlamını öğretti.
- This one means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
It means a great deal to me.
Benim için anlamı büyük.
That means a lot to me.
Bunun benim için anlamı büyük.
To me, to us, this means you get to hold us to a higher standard.
Bana göre, bize göre bunun anlamı ; bizden, daha iyisini beklemelisindir.
You told me to stay away from your family and I did. But your family isn't staying away, which means something must be done.
Bana ailenden uzak durmamı söyledin ve ben de durdum ama ailen benden uzak durmadı bu da bu konuda bir şeyler yapılması gerektiği anlamına gelir.
Show me how little he means to you.
Ona nasıl değer vermediğini göster.
I forgot to mention, when you say nothing... it means you've had a secret crush on me for ages
Ayrıca, söylemeyi unuttum. Hiçbir şey söylemezsen senelerdir gizlice bana âşıksın demektir.
It means a lot to me.
Benim için çok anlamlı.
And that means, to me, I have to teach her, not you.
Bu da benim için, sana değil ona hocalık yapmalıyım demek.
I was thinking maybe if you come to my house if I see something, I can tell you guys what I see, and then you guys can tell me what it means.
Düşündüm de, benim evime gelirseniz bir şey gördüğümde ne gördüğümü size söylerim siz de bana ne anlama geldiğini söylersiniz.
It means I don't have to be afraid of someone coming for me, or my wife!
Birilerinin benim ya da karımın peşimden geleceğinden endişelenmemem demek!
Ryan, that means a lot to me.
Ryan, bu benim için çok önemli.
And that means me and the other jocks get to throw you in the pool.
Bu da demektir ki ben ve diğer İskoçlar seni havuza atacağız.
That means you lied to me.
- Bu bana yalan söyledin demek.
'Cause wanting George means that I am over Wade, and I can't go back to not being over Wade because... he really hurt me, and that sucked.
Çünkü George'u istemek, Wade'i aştım demek ve Wade'i aşmamış olmaya geri dönemem, çünkü o beni gerçekten üzdü, ve bu berbat bir şeydi.
Because I was under a court order, which, apparently, means a hell of a lot more to me than it does to Thorne.
Çünkü mahkeme kararına uyuyordum, anlaşılan o ki, benden daha çok Thorne için cehennem olacak.
Means a lot to me, you boys coming out here with me.
Siz ikinizin benimle buraya gelmesi bana çok şey ifade ediyor.
He means nothing to me.
Benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
This girl really means a lot to me, Bob.
Bu kız benim için çok şey ifade ediyor Bob.
It means so much to me, thank you.
Benim için çok şey ifade ediyor, teşekkürler.
Well, thank you, that means the world to me.
Teşekkür ederim, bu benim için çok şey ifade ediyor.
It means you should stop fighting me and consider using this time to think.
Benimle kavga etmeyi bırakıp bu sefer düşünmeden değerlendirmemen demek oluyor.
Show me how little he means to you.
Senin için ne kadar değersiz olduğunu göster.
HE MEANS THE WORLD TO ME.
Benim için dünyalara bedel.
Mr Bates, Lady Rose is back and she asked me to tell you that the note worked but they couldn't find what they were looking for, whatever that means.
Bay Bates, Leydi Rose arkada ve size notun işe yaradığını ancak aradıkları şeyi bulamadıklarını söylememi rica etti, artık ne demekse.
But it means that much to me to hear you say it.
Ancak sözlerinizi duymak benim için çok değerli.
Your "sorry" means nothing to me.
Özrünün benim için bir anlamı yok.
- It means the world to me. - Ma'am.
- Benim için dünyalara bedel.
I am the face of IFT, which means when I call a reporter to meet me for coffee, he'll be there.
Ben IFT'nin yüzüyüm yani bir muhabiri kahve içmeye çağırdığımda kesin gelir.
He said, "Jess means too much to me," or some crapola like that.
Jess benim için çok önemli falan bir şeyler zırvaladı.
It means a lot to me.
Benim için bir şey ifade ediyor.
So anything that happens to me happens to her, which means her life is in my hands.
Yani benim başıma gelen her şey onun da başına geliyor. Kısacası hayatı avucumun içinde.
Th-This means a lot to me.
O kadar büyük ki bu.
Because, if she breaks it off with Michael, then she won't need me to babysit, which means Joffrey won't be around to steal Bear away from you.
Çünkü Michael'dan ayrılırsa, benim çocuk bakmam gerekmeyecek böylece Joffrey de Ayı'yı senden çalamyacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]