English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Moving out

Moving out translate Turkish

2,439 parallel translation
I'm moving out peoples, downtown!
Ben gidiyorum millet, şehir merkezine.
Are you moving out?
Evden ayrılıyor musun?
We're moving out.
Taşınıyoruz.
You're moving out?
Taşınıyor musun?
But I am moving out of it, and you won't let me.
Ama ben devam etmek istiyorum, sen bana izin vermiyorsun.
Moving out!
Kıpırdayın!
Moving out!
İlerleyin!
Moving out, now, now.
- Hemen gidiyoruz, hemen!
And right now I'm using it to find somewhere else to live'cause I'm moving out.
Şu anda da, yanında kalabileceğim bir başkasını arıyorum çünkü, evden taşınıyorum.
All right, everybody else, we're moving out.
Pekâlâ, diğer herkes buradan gidiyoruz.
I mean, uh, I'm moving out of here,
Ben dışarı çıkıyorum.
Well, I really wouldn't want that to happen to us, so it actually looks like I'm going to be moving out.
Bunun bize olmasını istemem, bu yüzden... Durum şu ki, ben evden taşınıyorum.
'Can't believe he's actually moving out.
Evden taşınacağına inanamıyorum.
I'm moving out soon.
Yakında taşınıyorum.
- I'm moving out!
- Evden taşınıyorum.
What do you mean, you're moving out!
Kim evden gidiyormuş?
Seung-Jo... he says he's moving out...
Seung Jo gidiyor.
You're moving out?
Taşınıyor musunuz?
Seung-Jo, stupid Hani's moving out!
Abi! Oh Ha Ni taşınıyor.
I'm moving out.
Çıkıyorum ben.
Dr. Bob finished moving out.
Doktor Bob taşınmış.
And that I hated her, and that I was moving out.
Ondan nefret ettiğimi, yanından taşınacağımı söyledim.
I'm moving out of the energy business.
Enerji işini bıraktım.
That's like Hef moving out of the mansion. Yeah.
Bu Hefner'ın konaktan taşınması gibi bir şey.
- We're moving out.
- Gidiyoruz!
You've been talking about moving out for two years.
İki yıldır taşınmaktan bahsedip duruyorsun.
- Mom, are you sure moving out is the best solution?
- Anne, taşınmak sana göre en iyi çözüm mü?
You're moving out.
Gidiyorsun.
And for the black hole that's moving away from us, we see stretched-out, longer-wavelength light that appears redder.
Böylece kara deliğin bize doğru gelmesiyle dış kısmında uzayarak ışığın uzun dalga boylarında gözükür.
Well, that's because you weren't here three years ago When they actually did send out a memo Saying that we were moving in a week -
Çünkü, üç yıl önce "Bir hafta içinde taşınıyoruz." adlı bildiri yayınlandığında burada olmamandandır.
If you're not a puppet, then how come it's like your mouth is moving... - And your boyfriend's voice is coming out of it?
Sen bir kukla değilsen nasıl oluyor da ağzın oynuyor ama içinden erkek arkadaşının sesi geliyor?
- I'll barely have time for a cup of coffee before I'm out of that office and moving on up.
Dışarı çıkıp işime başlamadan önce sadece bir bardak kahve içecek vaktim var.
If I'm gone, there will be another henry wilcox moving in, Blacking out the windows, Installing floor-to-ceiling drapes.
Eğer ben gidersem, bir başka Henry Wilcox gelir, pencereleri karartır, ve döşemeden tavan perdesine kadar her yeri kapatır.
A thing inside me, moving in and out like a piston... jamming me...
İçimde piston gibi ileri geri gidecek olan bir şey. Canımı sıkıyor.
I can't let you jump out of a moving ambulance.
Hareket hâlindeki bir ambulanstan inmenize izin veremem.
Why are you moving things out?
Neden eşyaları taşıyorsun?
Finished moving things out?
Eşyaları taşımayı bitirdin mi?
Get that jump rope out and get moving.
İpi al da ip atla biraz.
So get to work on performing autopsies and moving them out.
Bu yüzden otopsileri yapmaya başlayın ve cesetleri dışarı taşıyın.
We need a way out of here, and we need to keep moving.
Buradan bir çıkış yolu bulmalı ve ilerlemeye devam etmeliyiz.
Jimmy was moving according to coffee-pot time, which is usually ten minutes fast, but it crapped out in the middle of the night, so we're all kinda on microwave time today.
Jimmy cezve zamanına göre hareket ediyordu ki bu genelde 10 dakika hızlıdır ama o da gecenin bir yarısı kırılınca biz de bugün mikrodalga zamanında hareket ediyoruz.
Diving into the last section of the track, moving those crows out of the way one more time, sawing at the wheel as he finds his way into the last corner...
Pistin son bölümüne geliyor, kargaları tekrar yoldan kovuyor, son dönemeçteki lastikleri görmeye başlıyor...
And so it's sort of randomly moving around inside of the Sun, and it has to work its way out.
Ancak bir kez yüzeye ulaştığı zaman oradan buraya ulaşması da sadece sekiz dakika sürmektedir.
Oh Ha Ni is moving out.
Oh Ha Ni taşınıyormuş.
We see a cruiser, stop, take out the engine blocks, keep moving.
Polis arabası görürsek motorlarına ateş edip yolumuza devam ediyoruz.
We're too exposed out here. We gotta keep moving.
Çok göz önündeyiz, devam etmeliyiz.
She's moving in in two weeks, you figure it out.
Konuşuyor muyuz? İki hafta içinde taşınıyor, bunu halletmelisin.
I have participated in three out of the nine face transplants carried out in the world... and they were the most moving experiences of my life.
Tüm dünyada yapılan dokuz surat nakli ameliyatından üçüne katıldım. Bu operasyonlar hayatımın en önemli deneyimleri oldu.
We're moving out soon.
Yakında buradan gideceğiz.
Get out! Okay, Fred, let's try and keep moving...
Fred, istersen devam edelim...
You see, your lips are moving and words are coming out.
Gördüğün gibi, dudakların hareket ediyor ve kelimeler dökülüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]