My father translate Turkish
47,710 parallel translation
This is my father.
Bu babam.
- What would my father stop you from?
- Babam ne yapmanıza engel olabilirdi ki?
Jim, did you see my father?
Jim, babamı gördün mü?
- You know I don't care about my father.
- Babamı umursamadığımı biliyorsun.
- What did my father say?
- Babam ne söyledi?
Only to find you've left my father to rot in the Darklands?
Babamı Karanlık Diyar'da çürümeye bıraktın demek?
You dare to conspire to steal my father's throne?
Babamın tahtını çalmayı planlamaya cüret mi ediyorsun?
My father watches us from above.
Babam yukarıdan bizi izliyor.
What I really wanted to say to my father. I couldn't say any of it.
Babama gerçekten söylemek istediklerimi söylemeyi beceremedim.
I hated my father so much, but because I thought he might look for me,
Ondan çok nefret ettiğim halde beni arayacağını düşündüğüm için..
You've kept good relations with my father.
Babam ile iyi bir ilişkiniz var.
Oh, my father's condition is not that great.
Durumu pek iyi değil.
In order for my father to became yours, there are many things that he failed to protect and ended up losing.
Babamın sırf sana babalık yapacağım diye koruyamadığı ve elinden kaçırdığı bir sürü şey var.
Who's my father?
Benim babam kim?
This person has saved my father who was falsely accused.
Bu şahıs işlemediği bir suçla yargılanan babamı kurtarmıştı.
We're from America, and my father is a professor.
Amerikalıyız ve babam bir profesör.
I'm not sure my father would find this very appropriate.
Babam bunu uygun bulur muydu emin değilim.
You asked my father if you could.
Bunu sen kendin istemiştin.
And my father when I was a little bit older.
Ve biraz daha büyüdüğümde de babamı kaybettim.
My father died.
Babam öldü.
My father used to say it.
Babam söylerdi.
My father is trapped by such a curse.
Babam da bir lanetin pençesinde.
It was left to me by my father.
Bana babam bırakmış.
I found the way to save my father.
Babamı kurtarmanın yolunu buldum.
I will break my father's curse.
Babamın lanetini kaldıracağım.
I am here for my father, nothing more.
Buraya babam için geldim, o kadar.
Who my father was.
Babamın kim olduğuna dair.
Taken the life of my father and his father before.
Babamın ve babasının canını aldılar.
This was given to me by my father.
Bana babam bırakmış.
The memory of my father will not be befouled... by the tongue of a pirate.
Babamın hatırası bir korsanın sözleriyle lekelenmeyecek.
This is what my father wanted to find.
Babamın bulmamı istediği şey buydu.
For my father.
Babam için.
- Mark : You're not my father.
- Sen benim babam değilsin.
He wasn't just my father.
O sadece benim babam değildi.
My father was broke.
Babam kırıldı.
If I had had a baby out of wedlock, my father would have taken me out back and shot me.
Evlilik dışı bir bebeğim olsaydı, Babam beni dışarı çıkardı ve vurdu.
I spent the entirety of my life in awe of my father.
Hayatımın bütününü harcadım Babamın huşu içinde.
I found out that my father was not the man I thought.
Babamın düşündüğüm adam olmadığını öğrendim.
And yet this man, my father, is the same man who taught me right from wrong, taught me to be fair and decent and honest, taught me about the importance of character, what it means to be a husband,
Ve bu adam, babam, Bana yanlış gelen doğru öğreten aynı kişidir, Bana adil, terbiyeli ve dürüst olmamı öğretti.
All of that was subsidized by my father's victims.
Bunların hepsi sübvanse edildi Babamın kurbanları tarafından
My father is dead to me.
Babam benim için öldü.
Well, the truth is my father ran out on me when I was two.
İşin aslı babam 2 yaşımdayken beni terk etmiş.
My father injured himself in a grilling accident and I had to shave him for two weeks.
Babam bir mangal kazası sonucu yaralanmıştı ve ben de iki hafta boyunca onu tıraş etmiştim.
I begged my father to take me on my 13th birthday.
13'üncü yaş günümde beni götürmesi için babama yalvarmıştım.
I was sent to study with him by my father as a token of diplomacy.
Diplomasi adına, öğrenim görmek için babam tarafından yollanmıştım.
My biological father.
- Öz babamdan bahsediyorum.
His father was the detective assigned to my daughter's case.
Babası, kızımın davasına atanan dedektifti.
My mother and father came out to meet me.
Annemle babam beni karşılamaya geldi.
I confess that I have survived on my own, with nothing but a dairy. From a father I never knew.
Tek başıma, elimde sadece tanımadığım babamdan kalan bir günlükle kurtulduğumu itiraf ediyorum.
By my own father!
Kendi babam!
My own father fucked me over!
Kendi babam beni becerdi!
my father is 24
my father is dead 46
my father told me 25
my father was 24
my father's dead 51
my father said 34
my father died 40
my father used to say 21
my father gave it to me 16
my father's 33
my father is dead 46
my father told me 25
my father was 24
my father's dead 51
my father said 34
my father died 40
my father used to say 21
my father gave it to me 16
my father's 33
my father was right 16
father 10424
fathers 85
father of the year 25
father brown 114
father and son 35
father jack 19
father christmas 18
father beocca 17
father abbot 27
father 10424
fathers 85
father of the year 25
father brown 114
father and son 35
father jack 19
father christmas 18
father beocca 17
father abbot 27