Never been married translate Turkish
291 parallel translation
By any chance... is there anyone here who's never been married?
Burada evlenmemiş kişiler var mı?
I have never been married, you know.
Hiç evlenmedim.
- We've never been married before.
- Daha önce hiç evlenmedik.
I've never been married.
Hiç evlenmedim.
- You've never been married, have you?
Sen hiç evlenmedin, değil mi?
You've never been married.
Sen hiç evlenmedin.
He's never been married.
Hiç evlenmedi.
You've never been married to a lobster.
Sen hiç bir ıstakozla evlenmedin.
- You've never been married, have you?
- Hiç evlenmedin, değil mi?
It's time you learned, since you've never been married... how difficult it is for a woman to find a man who suits her.
Hiç evlenmemiş olduğun için, bir kadının kendine uygun bir adam bulmasının ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun.
I'm Allison's mother, but I've never been married.
Ben Allison'un annesiyim ama hiç evlenmedim.
I ain't never been married.
Ben hiç evlenmedim.
I've never been married in Mexico.
Şimdiye kadar Meksika'da hiç evlenmedim.
I'm not married and I have never been married.
Evli değilim, hiçbir zaman da evlenmedim.
Of course we'll be married. "I've never been married before."
"Tabii ki seninle evlenirim", "Daha önce hiç evlenmedim" dedi.
"Never been married before."
"Daha önce hiç evlenmedim."
How could you miss it if you've never been married?
Hiç evlenmediysen nasıl özlemekten bahsedebilirsin?
- You have never been married?
- Hiç evlenmedin mi? - Hayır.
I've never been married.
Ben hiç evlenmedim.
I've never been married.
Hiçbir zaman evlenmedim.
- I told you I've never been married.
Sana hiç evlenmediğimi söyledim.
- I've never been married.
- Hiç evlenmedim.
I ´ ve never been married, so what I say is as an outsider.
Hiç evlenmediğim için, dışarıdan biri olarak konuşacağım.
I've never been married, really.
Ben aslında hiç evlenmedim.
- No I've never been married.
- Hayır, hiç evlenmedim.
I've never been married before.
Daha önce hiç evlenmedim.
Since you've never been married before, we all thought we should have a little chat.
Sen daha önce hiç evlenmediğin için seninle biraz konuşmalıyız diye düşündük.
Don't judge me, you've never been married.
Beni yargılama, seni hiç evlenmedin.
Never been married.
Hiç evlenmemiş.
He's 45 and never been married.
45 yaşında ve hiç evlenmemiş.
- You've never been married?
- Hiç evlenmediniz mi?
You ain't never been married to him.
Onunla hiç evlenmedin.
Then we've never been really married?
Öyleyse, aslında hiç evlenmemişiz.
She'd never even been married before.
Daha önce hiç evlenmedi.
Do you know since we've been married, we've never been alone, not for a day?
Evlendiğimizden beri bir günlüğüne dahi yalnız kalmadığımızı biliyor musun?
AH, LOOK HONEY, I'VE BEEN MARRIED FOR 35 YEARS AND BELIEVE ME, THESE THINGS ARE NEVER AS SERIOUS...
Bak, tatlım, Ben 35 yıllık evliyim ve inan bana bunlar asla ciddi şeyler değil.
We never would have seen them if it hadn't been for our rockology. Is she married?
- Eğer Rockology için orada olmasaydık belki de göremeyecektik.
All these years I've been married to you, I've never really known.
Bunca yıldır evliyiz, seni tam olarak tanımıyorum.
He's never been arrested before, he's married, has a family and has a steady job.
Hiç tutuklanmamış, evli, ailesi ve düzenli işi var.
You've never been in this situation before - married.
Evlilik öncesi bir durumla daha önce hiç karşılaşmamıştın.
You've never been married.
Hiç evlenmedin.
I could even add that I've been introduced... to hundreds of women, yet I've never married.
Yüzlerce kadınla tanışmış olsamda, henüz hiç evlenmedim.
All these years we've been married... he's never said a cross word.
Bunca yıldır evliyiz. Ağzından tek kötü kelime çıkmadı.
There's never been a shred of love in my married life!
Benim evliliğimde bu sevginin bir kırıntısı bile yoktu!
He married Annie Fratellini, daughter of Gustave, himself the son of Paul Fratellini, one of the three celebrated brothers, who, between the wars, enjoyed a success that's never been equalled.
Gustave'ın kızı Annie Fratellini ile evli. Kendisi Paul Fratellini'nin oğlu. Üç ünlü erkek kardeşten biri olarak iki savaş arasında hiç bir zaman egale edilememiş bir başarı kazandı.
No, I've never been married.
Hiç evlenmedim.
Since we got married, we've never been separated... not even for a single day.
Evlendiğimizden beri, Frédérique'le ben hiç ayrı kalmadık. Bir günlüğüne bile.
I've never cheated on my wife in the whole ten years we've been married.
Evli kaldığımız on yıl boyunca karımı hiç aldatmadım.
In the 16 years that I've been married to Al, I've learned there are certain things never to ask for.
Al ile olan bu 16 senelik evlilik maceramda öğrendiğim şu ki, bazı şeyleri istemeyeceksin.
I had been married before Yoko, and I immediately married Yoko... so I've never been a bachelor since I was 20 or something.
Yoko'dan önce evliydim ve ara vermeden Yoko'yla evlendim. 20 yaşımdan beri bekâr değildim.
You've never even been married.
Kendiniz hiç evlenmediniz bile.
never been better 65
never been 27
never been there 22
married 735
nevermind 135
never 5371
neverland 25
nevermore 28
never have i ever 20
never give up 61
never been 27
never been there 22
married 735
nevermind 135
never 5371
neverland 25
nevermore 28
never have i ever 20
never give up 61
never mind 4455
never gets old 35
never better 242
nevertheless 622
never ever 49
never forget 64
never married 49
never you mind 74
never will 46
never forget that 68
never gets old 35
never better 242
nevertheless 622
never ever 49
never forget 64
never married 49
never you mind 74
never will 46
never forget that 68