English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / On the ground now

On the ground now translate Turkish

636 parallel translation
You're on the ground now, Captain, and you're blocking my primary runway.
Şu anda yerdesin, Kaptan benim alanımda ve benim pistimi engelliyorsun.
You're going to grovel before me and rub your nose on the ground now.
Şimdi önümde diz çöküp, burnunu yere sürteceksin.
- Get on the ground now!
Yere eğil!
Get on the ground now!
Yere eğil, hemen şimdi!
Get on the ground now!
Sadece dinleyin.
You three, get on the ground now!
Siz üçünüz, yere yatın, şimdi!
The kangaroo is only a small test, you should see what's on the ground now.
Kanguru sadece küçük bir deneme idi. Şu anda dışarıda olanları görmelisiniz
- On the ground now!
Sen yatağı al, ben yerde yatarım.
On the ground now!
Yere yat, şimdi!
Everyone on the ground now!
Herkes yerde! Haydi!
From now on in, it's off to the happy hunting ground!
Bundan sonra, mutlu av alanina çikiyoruz!
He said maybe it's some weeds that she ate on the parade ground and now she's got poison wind, but that don't seem right because I remember she ate a whole field full of weeds once and never acted like this. Yeah.
Evet.
when you get on the ground once a beginner now he's a winner champion Charlie Brown
Bir şeyleri başarıyor olabilmen,... ayaklarının yere basıyor olması güzel olmalı. Başta acemiydi, şimdi ise kazanan. Şampiyon Charlie Brown.
From now on we keep our feet on the ground.
Şu andan itibaren ayaklarımızı yerde tutacağız.
The ground man has the last word now and the leader once we're on the face.
Şimdi son sözü kamp yöneticisi söyler, dağda ise ekip başı.
The silk they had spread in sheets and trip lines on the ground they now wove into nets, setting them across the insect flyways.
Örtü şeklinde ve uzun yol çizgileri çizmekte kullandıkları ipek ile ağ örerek böceklerin uçuş yollarını kapatırlar.
On the ground, now.
Yere yat!
Now, he will receive 5 % - - 5 % royalty, chief - - on every ounce of petrocite that Krader Mining pulls from the ground.
petrodisin her bir parçası üstünde bu Krader madencilik toprağı dolduruyor.
Now, they'll get a bead on whichever clown takes the controls and take him out before he leaves the ground.
Şimdi, onlar kontrolü alan palyaçoya nişan alacak ve daha adımını atar atmaz indirecekler.
And now we need a law enforcement unit capable of meeting the enemy on his own ground, and carrying enough firepower to get the job done.
Şimdi bir kanun koruma gücüne ihtiyacımız var. Düşmanla onların topraklarında savaşabilecek ve bu işi halledebilecek ateş gücüne sahip.
Now put his rifle... on the ground in front of him.
Şimdi silahını önüne bırakın.
Now, come up from around the cars and lay down on the ground or something.
Şimdi arabalardan uzaklaşıp yere yatın. - Evet, bu iyi.
To put it on the lowest ground, what will she live on now?
Kabaca ifade edecek olursak, neyle geçinecek?
Now I'll have more time to read things I find on the ground.
Artık yerde okuyacak şeyler bulmak için daha çok zamanım olacak.
Now, get down on the ground. Face down.
Yüzükoyun yere yat.
We shall leave them in the ground, but the earth is ours now, comrades, and from this place we must draw the strength to fight on.
Şimdi onları toprağa veriyoruz ama artık bu toprak bizim toprağımız yoldaşlar. Ve bu topraklardan, savaşımıza devam etmek için güç almalıyız
We shall leave them in the ground, but the earth is ours now, comrades, and from this place we must draw the strength to fight on.
Şimdi onları toprağa veriyoruz, ama artık bu toprak bizim toprağımız yoldaşlar. Ve bu topraklardan, savaşımıza devam etmek için güç almalıyız.
German target divisions have been kickin'the shit out of our ground forces. But are now low on fuel and munitions.
Alman hedef bölükleri yer kuvvetlerimizi mahvediyordu ama yakıt ve cephaneleri azaldı.
Now Bob, statistics prove that we're safer in the air than on the ground. That-that's not it.
Bob, istatistikler havada, yerden daha güvenli olduğumuzu gösteriyor.
Then put this bird on the ground, now!
O zaman bu kuşu hemen indir.
Get on the fucking ground right now!
Hemen yere yat!
- On the ground, now!
- Hemen yere yat!
Get on the ground, and do it now!
Yere yat, hemen!
Now, I place my possession on the ground.
Ben hediyemi yere bırakacağım.
- On the ground, now!
- Yere yatın, hemen!
- Put the gun down! - On the ground right now!
Silahı bırak!
- Now put it on the ground! - Put the gun down!
Yere koyun!
And even if I did, since you were here to ask us to do the same to others on your behalf you do not exactly have the moral high ground to complain, now, do you?
Tarasaydım bile, bizden aynı şeyi sizin hesabınıza yapmamızı istediğinizden bu durumdan şikayet etmeye yüzünüz olduğunu hiç zannetmiyorum.
If we don't move now they'll be caught on the ground.
Eğer şimdi hareket etmezsek karada yakalanacaklar.
On the ground, right now!
Yere yatın.
Put'em on the ground right now. Kick'em forward.
Ayağınızla öne itin.
What's the situation on the ground today, right now, in the Mob?
Şu anda Mafyanın içinde neler oluyor?
- Everyone on the ground! Now!
- Herkes yere yatsın, şimdi!
On the ground. Now!
Kleenex gibi bir metalı bile eritecek ateşi burunlarından çıkarıyorlar ama.
- Everybody, down on the ground, now!
- Herkes yere yatsın. Hemen!
On the ground, now!
Yere yatın!
I buried it in this box to dig it out someday... and spread them on the ground thinking, as I do now :
Bir gün kazıp çıkarmak için kutuyu gömdüm ve onları etrafa saçtım. Ve şunu dedim :
Now, it's the ground to sleep on... the open sky above... and pretty princesses who now exist only in our dreams.
Şimdi, yere uzanıp uyuruz.. açık havada... ve sadece ruyalarımızda görebileceğimiz güzel prensesler.
On the ground now!
Yere yatın!
All prisoners down on the ground, now!
Bütün mahkumlar yere yatsın!
Get on the ground, now!
Yere yatın, hemen!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]