One out translate Turkish
29,987 parallel translation
I'm sure there's one out there somewhere.
Eminim dışarıda bir yerlerde bir tane vardır.
One out of four? { One out of four human beings with their hands } on bars, shackled, in the world are locked up here, in the land of the free.
Elleri parmaklılarda, zincirlenmiş her dört insandan biri özgürlükler ülkesinde hapsedilmiş durumda.
Two tires means if you take one out, with say, some netting weighed down by wrenches, the murdering drug dealer you're chasing will suddenly be flying, and not riding.
İki tekerden birini devreden çıkartırsan, mesela, anahtarlar ile ağırlaştırılmış bir ağ ile, kovaladığınız katil, uyuşturucu patronu aniden sürmek yerine, uçmaya başlar.
Lucky for me, one out of three people have high blood pressure, and an executive's corner office seemed like a good place to look.
Şansa bakın ki, her üç kişiden birinde yüksek tansiyon görülüyor ve şirket müdürünün ofisi de hap bulmak için gayet uygun gözüküyor.
There was this one night I remember, It was while we were living out in South America, he was still in the forest collecting samples.
Hatırlıyorum da, bir gece, biz Güney Amerika'da yaşarken hâlâ ormanda numune topluyordu.
My fellow citizens, let no one doubt that this is a difficult and dangerous epoch on which we have set out.
Sevgili vatandaşlarım, hiç kimsenin yola çıktığımız bu dönemin zor ve tehlikeli olduğundan şüphe etmesine izin vermeyin.
And I don't care whether you do something about it from in here or when you get out there, but you're the one who convinced us to take this deal, Mike, so you better damn well be the one to stop it.
Buradayken ya da çıkınca bir şeyler yapsan iyi olur Mike çünkü bizi ikna eden sendin durduran da sen olmalısın.
Everyone knows guards are the last one to find out anything.
Herkes her şeyi en son gardiyanların öğrendiğini bilir.
- Turns out, I did a little checking, and you closed on this house before you sold the last one, which means they can take it and they're going to.
Biraz araştırma yaptım, görünüşe göre burayı sonuncuyu satmadan önce almışsın. - Yani alabilirler ve alacaklar.
Tahani, dear, could you show us to a private room where no one can see or hear us, even if I yell very loudly out of fear?
Tahani tatlım sakin bir odan var mı? Olur ya korkumdan bağırmaya başlarsam kimsenin bizi görüp duyamayacağı bir yer.
Just one example of how I'm going to step out of your shadow.
Gölgenden nasıl kurtulacağımın küçük bir örneği sadece.
But also, out of literally billions, you were one of the most remarkable people on Earth.
Ayrıca gerçekten de milyarlar arasında en dikkate değer insanlardan biri oldun.
Dude, I'm freaked out about my meeting with Michael, and if I spend one more second staring at creepo the clown,
- Michael ile görüşmem konusunda çok stresliyim. Palyaço Ucubik'e biraz daha bakarsam kafayı yiyeceğim.
There's no way out of this one.
Bundan kaçışın yok.
But some stand out as moments of beginning... in which courses are set that shape decades or centuries.
Ancak bazıları başlangıç anları olarak öne çıkar bu anlarda on yıllara, hatta yüzyıllara şekil verecek rotalar belirlenir.
[Graves] In late 2010, CCA left ALEC after a big NPR story came out accusing ALEC of pushing SB 1070.
ŞİRKET ÇIKARLARI SB 1070 YASASINI NASIL YÜRÜRLÜĞE SOKTU? 2010'da, ALEC'i SB 1070'i öne sürmekle suçlayan ulusal radyo haberinden sonra CCA, ALEC'ten ayrıldı.
And there are a bunch of people out there desperately trying to make sure that that prison population does not drop one person, because their economic model needs that.
Hapishane nüfusunun bir kişi bile azalmaması için ellerinden geleni yapanlar var, çünkü ekonomik modelleri buna ihtiyaç duyuyor.
No one's gonna find out.
Kimsenin haberi olmayacak.
And if anyone's insane, it's you,'cause you're the one turning down a chance to get out of that place.
Deliren biri varsa o da sensin çünkü oradan kurtulma fırsatını geri çeviriyorsun.
Right now there are hundreds of men out there with beach houses, and Tara could be meeting any one of them.
Şu anda Tara yazlık evleri olan yüzlerce adamdan biriyle tanışıyor olabilir.
I turned him down until I found out that his son-in-law is the one who's been watching Mike's back.
Ben ise reddettim ama sonra Mike'ın arkasını kollayanın damadı olduğunu öğrendim.
I just found out we have less time than I thought we did to get this firm back on its feet, and I can't afford to spend one minute on anything else.
Şirketi ayağa kaldırmak için sandığımızdan çok daha az vaktimiz olduğumuzu öğrendim. Başka bir şeye bir dakika dahi harcayacak lüksüm yok.
I find out you're lying, next time, you are gonna be the one in solitary, and it won't be just one night.
Yalan söylediğini öğrenirsem bir dahaki sefere sen hücre hapsine gidersin. Sadece bir günlüğüne de olmaz.
Then Mike's chance of getting out of prison is gone, which means Cahill's not the only one that needs to use this to try and get something.
O zaman Mike'ın hapisten çıkma şansı yok olur. ... ki bu da bir şeyler elde etmek için bu programı kullanması gereken kişinin sadece Cahill olmayacağı anlamına geliyor.
And when I said that, I meant that one of the things that I love about you is your ability to push emotion aside and knock the shit out of people.
Söylediğimde senin sevdiğim yönlerinden birisi duyguları bir kenara koyup insanları alt etmedeki becerindi.
'Cause sometimes she's says she's at her friends, and then, sure shooting', I find her in her sleeping bag out behind the garage spooning one of the garden gnomes.
ve sonra, kesinlikle, onu cüce biblolardan biriyle uyurken garajın arkasındaki uyku tulumunda buluyorum.
If I open one door and close it from the inside, then open the other and let the room flood, I could swim out.
Bir kapıyı açıp içerden kapattığımda, Sonra diğerini açın ve oda sel olsun, ben yüzebilirsiniz.
But no-one wants to admit there's a problem because then they don't get to have crazy nights out with Fun Drunk Martin.
Kimse itiraf etmese de burada bir sorun var. Ederlerse "Eğlenceli Sarhoş Frank" ile çıIgın gecelere akamazlar.
- Remember, heels in, toes out, feet shoulder width apart, eyes on the target.
- Unutma, dizler öne, parmaklar arkaya.. : ... ayaklar omuz genişliğinde, gözler hedefte.
With the debt and the interest piling up on this place, one bad month and we're gonna be out on the street.
Borçla ve bu yerin üzerindeki tahsilat zorunluluklarıyla, bir ay işler kötü giderse kendimizi sokakta buluruz.
So that one day when you come in to negotiate your contract the person sitting across the table from you wasn't Elizabeth Krauss, it was me, and I rip your eyeballs out in the deal.
Günün birinde sözleşme şartlarını görüşmek için geldiğinde masanın öbür tarafında oturan Bayan Krauss değil de, ben olup gözlerini oymak için.
No one's broken out yet, and it's held some pretty potent individuals.
- Henüz kırabilen olmadı ve oldukça güçlü bireyleri barındırmışlığı var.
If we can find out which one... we might be able to find witnesses to the meeting.
O mülkü bulursak, görüşmeye tanık olmuş kişileri bulabiliriz.
As soon as I got out of Great Meadow, I put out feelers, and one finally panned out.
Hapisten çıkar çıkmaz, biraz nabız yokladım, sonunda başarıya ulaştım.
Guess the thing I really need to say out loud to everyone is, well... I'm down three pounds in one week.
Sanırım bugün söylemem gereken şeyi herkese haykırabilirim şu an, pekala, bir haftada tam 1,5 kilo verdim.
And then one morning, i was in the bathroom, and he called out to me.
Ve bir sabah, ben banyodayken, bana seslendi.
It's always out of one prison, into another with her.
Kız hep bir hapisten çıkıp diğerine giriyor.
And this is one city, and if you zoom out onto a large map of planet earth at night, you see electrification all over the world.
Burası tek bir şehir. Eğer Dünya gezegeninin büyük bir haritasına bakarsanız, dünyanın her yerinde elektriklendirme görürsünüz.
If I'm gonna expand my chapter, he's gonna need to hear it from me before one of his crew finds out first.
Eğer bölümümü büyütecek olursam bunu kendi ekibinden önce benden duymasını istiyorum.
You walked in, not one minute after he walks out.
O çıkıp gittikten bir dakika sonra sen geldin.
Unless you clear out in five... four... three... two... one!
Defolup gitmeniz için beş... dört... üç... iki... bir!
You have one or two kids stroke out,
Bir, iki çocuk başarısız olursa...
And they pick, what, one Red Zone brainiac out of every 10,000?
Ne yani, her on binde bir Kırmızı Bölge ileri zekalısını mı alıyorlar?
You had a monster hit, and some one-hit wonder comes out of the woodwork and says you stole the hook to his song?
Çok güçlü bir şarkın var. Ve biri çıkıp sahipleniyor. Onun şarkısını çaldığını söylüyor.
And my dad, who's usually the rational one, is, like, freaked out now, too. So...
Ve genelde mantıklı davranan babam da şu an ne yapacağını şaşırdı.
That one expression of the girl checking out the passing guy says so much.
Kızın bir ifadesi Geçen adamın çok söylediğini kontrol ederek.
We check out so many chairs before we find that one chair!
Pek çok sandalye kontrol ediyoruz Bulmadan önce Şu bir sandalye!
I rent out an editing bay whenever I need one.
İhtiyaç olduğunda kurgu bölümünü kiraya veririm.
He has tiny hands but when one of my rings went down the drain, he got it right out.
Elleri çok küçük ama yüzüklerimden birisi boruya düştüğünde, oradan çıkarabiliyor.
I'm with you. Just as soon as I finish gettin'the word out about the one thing more important.
Daha önemli bir konu hakkında bir duyuru yaptıktan sonra.
Only one way to find out.
Anlamanın tek bir yolu var.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299