Our turn translate Turkish
1,738 parallel translation
Soon it will be our turn...
Yakında sıra bize gelecek...
The bastards are moving their 20,000 cars stuffed full ofjunk and then perhaps it will be our turn.
İpneler, kendi 20,000 arabalarını götürüyorlar. Beş para etmez malzemelerinden sonra belki bize de sıra gelir.
It's our turn!
Bizim sıramız!
It's got to be our turn soon.
Yakında bizim sıramız gelecek.
Because when we die... our souls, our spirits... they turn into dragonflies.
Çünkü öldüğümüzde... ruhumuz... yusufçuk böceğine dönermiş.
And you, in turn can forgive me for my indiscretions which is far in the past they're nothing but specks in our respective rear views.
Ve sen de, bunun karşılığında benim patavatsızlıklarımı hoş görebilirsin. Ki bunlar çok eskide kaldı, ardımızda kalan ufak tefek kişisel zerreciklerden başka bir şey değiller.
Then I'm afraid we can't turn over our personnel records.
O halde, maalesef biz de özel kayıtlarımızı size vermeyeceğiz.
Turn our business into a prostitution ring and you get hung up on.
İşletmemizi bir fahişe ticaretine çevirdin ve şirket poliçesine göre telefon suratına kapatılır.
I think it's time we turn the tables on our little resident voyeur.
Sanırım, artık gözümüzü şu küçük röntgenciye çevirmemizin zamanı geldi.
Because to do the work we have to turn our compassion off.
İşimizi yapmak için merhamet düğmesini kapatmalıyız.
You know, actually, sir... handled correctly, we may be able to turn this situation to our advantage.
Aslında, efendim... doğru bir şekilde ele alarak, bu durumu kendi avantajımıza çevirebiliriz.
Listen, Doc, we're not comfortable letting people see our emotional moments, so if you just turn around for a second, that'd be great.
Dinle, başkalarının yanında duygularımızı göstermek konusunda rahat değiliz, eğer bir saniyeliğini arkanı dönersen, harika olur.
Well, I guesswe don't always turn out like our mothers want.
Sanırım annelerimizin arzuladığı gibi yaşamıyoruz.
We can't turn on our cell phones here, so she has to come here to visit you.
Onun için çok zor olmalı. Bizi arayamıyor bile.
We could turn the homeless into tires so that we'd still have homeless, but we could use them, on our cars.
Onları araba lastiği yapabiliriz, böylece yine evsizlerimiz olur ama onları arabalarımızda kullanabiliriz.
Somehow they're able to take our change and turn it into nourishment, sustenance.
Bozuk paramızı alıyorlar ve bir şekilde onu gıdaya, besine dönüştürüyorlar.
"What serpent was ever so venomous as to call the holy city of Rome'Babylon'and the Pope's authority'Tyranny'and turn the name of our Holy Father into'Anti-Christ'?"
" Hangi yılan, kutsal şehir Roma'ya panayır, Papa'ya diktatör ve Tanrı'ya dinsiz deme cüretinde bulunabilir?
I am not gonna hire a junkie who's gonna turn around and then hock our jukebox just to feed his habit.
Alışkanlığı yüzünden müzik kutumuzu tekmeleyecek bir keşle çalışamam.
Let's listen, turn our sound up here.
Onlara kulak verelim.
Please stop trying to turn our son into an intellectual.
Lütfen, oğlumuzu bir entelektüel yapmaya uğraşmaktan vazgeç.
And when parking along a curb on an uphill slope, we turn our wheels to the... Nope.
Yokuştayken kaldırım kenarına park ederken direksiyonu ne tarafa çeviriyoruz?
Now, normally, I would just turn her down, but considering our current situation...
Normalde onu reddederdim ama içinde bulunduğumuz durumu düşününce...
As our senior partner is momentarily absent, let's turn our attention to mundane matters, such as the photocopy department reports paper usage down 8.3 % this month.
Asil ortağımız şimdilik burada bulunmasa da, sıradan işleri konuşabiliriz, Fotokopi bölümü rapor kağıtlarının kullanımında bu ayki % 8.3 düşme gibi.
What is famous for our bullfighting, our beautiful oranges - what your English peoples turn into disgusting marmalade.
Biz boğa güreşlerimizle ünlüyüzdür. Aynı zamanda siz İngilizlerin iğrenç reçellere çevirdiği güzel portakallarımız da ünlüdür.
But won't that turn our ship into a piece of junk?
Ama o zaman gemimiz hurdaya dönmeyecek mi?
If we could only see into the future and know in advance if our choices will turn out to be wise.
Keşke geleceğe bakabilsek ve kararlarımızın sonunda akıllıca mı olduğunu bilebilseydik.
I do long for the day when every one of us on earth can turn away from shallow worldly desires, believing, rejoicing, that our Lord will reward us in heaven.
Yeryüzündeki herkesin, tanrının bizi cennette mükafatlandıracağı imanıyla rahat olarak tüm sathî ve dünyevî zevklerden yüz çevireceği güne özlem duyuyorum.
Okay, we're gonna turn all our phones off, okay?
Pekâlâ, telefonlarımızı kapatacağız, tamam mı?
Hear the words of comfort. Our Saviour, Christ, says to all who truly turn to him.
Kendini yüce İsa'nın şu sözleriyle teselli et :
When she wasn't in the orchard, she was down here in her room with her science books, trying to improve our meager harvest and turn our fortunes around.
- Herkes ona hayrandı. Bahçede olmadığı vakitlerde kendi odasında bilim kitaplarını karıştırırdı. Yetersiz kalan hasadı geliştirmeye ve makus talihimizi döndürmeye çalışıyordu.
Someone in Sichuan province, China, is using his computer to turn our lights on and off.
Çin Sichuan'da yaşayan biri bilgisayarını kullanarak ışığımızı açıp kapatıyor.
Or... we let things cool off, turn our swords into plowshares for the time being.
Ya da herşeyin yatışmasına izin verelim,... kılıçlarımızı kınlarına sokalım şimdilik.
You're saying that since our hearts are on the left side of our bodies, then if we follow our hearts, we must turn left.
Kalbimizin vücudumuzun sol tarafında olduğunu söylüyorsun, bu yüzden, kalbimizi takip edeceksek, sol taraftan gitmeliyiz.
- Understand what they're feeling and after that, if they make a wrong turn, then it's not our fault, it's human error.
- Ne hissettiklerini anlıyorlar ve sonra da yanlış bir dönüş yapıyorlar, sonra da bu bizim suçumuz olmuyor insan hatası oluyor.
We want to see how they respond to our actions, and ( then turn away and come back.
Sadece onları bizim de burada olmadığımıza inandır.
We've got to turn off the beacon that's broadcasting our location
Yakındaki tüm gemilere yerimizi bildiren o vericiyi...
Information he stole from me in turn, so, in a way, we were both victims, but let's save our commiserations for another time.
Benden çaldığı bilgi karşılığında,.. ... yani, bir bakıma, hepimiz kurbanız,.. ... ama şimdi acınmalarımızı başka bir zamana bırakalım.
To see exactly what these creatures are doing we need to turn off our torches and turn on the infrared camera.
Bu canlıların tam olarak ne yaptığını görebilmek için ışıkları kapatıp kızılötesi kameralarımızı çalıştırmamız gerek.
He suggested that although chameleons are mostly active during the day we should look for them at night because most of them turn pale in the dark and are therefore easily picked out in the light of our torches.
Bukalemunlar genellikle gün içinde aktif olsalar da karanlıkta çoğu renklerini kaybettiğinden ve el fenerlerimizin ışığında daha kolay seçileceğinden onları gece aramamız gerektiğini söyledi.
This can turn out to be the price for our lives.
Bu iş hayatımıza malolabilir.
Allow the Jedi their small victory, my friend for the engines of this war turn in our favor.
Jedi'ın, savaşın işleyişini bizim lehimize çevirdiği... küçük zaferlerinin tadını çıkarmasına karışma dostum.
To see exactly what these creatures are doing we need to turn off our torches and turn on the infrared camera.
Bu yaratıkların tam olarak ne yaptıklarını görmek için el fenerlerimizi kapatıp kızılötesi kameramızı açmalıyız.
We'll wait our turn.
Sıramızı bekleyeceğiz!
Making it uncomfortable for this guy is our only leverage. I understand that, but see, if you turn off the air, that body will start decomposing so fast we'll lose all our evidence.
- Tamam ama havalandırma durursa ceset daha hızlı bozulmaya başlar ve biz de elimizdeki bütün kanıtları kaybederiz.
But our brains need years of training before they can turn what our eyes see into a meaningful image in an instant.
Ama beynimizin, gözlerimizin gördüklerini anlamlı bir görüntüye bir anda çevirebilmesi için uzun yıllar çalışması gerekiyor.
Is this how you thought our lives would turn out?
Yaşamlarımızın bu hale geleceğini düşünür müydün?
As Americans, our fear of seeing another country become powerful can turn us into monsters.
Amerikalılar olarak, başka bir ülkenin güçlü hale geldiğini görmek bizi canavarlara çevirebiliyor.
We might turn our noses up at such a strange choice of food, but eating snakes is more than just a matter of taste.
Bu garip yemek menüsü karşısında suratımızı ekşitebiliriz fakat yılan yemek sadece damak tadıyla alakalı değil.
I don't want to turn you away, but parents send their children to our academy to protect them.
- Sizi geri çevirmek istemem. Fakat aileler çocukları güvende olsunlar diye okulumuza gönderiyorlar.
Rios'name didn't turn up anything on our end.
Rios'un adı işimize yaramadı.
We'll be all right if I turn my fifty to our six and let off a few rounds.
Eğer makineliyi saat altı yönüne çevirip birkaç el ateş etsem, gayet iyi olacağız.
turn 617
turner 358
turning 53
turnip 21
turns 34
turned 68
turnbull 26
turn off the camera 22
turn around 2308
turn right 195
turner 358
turning 53
turnip 21
turns 34
turned 68
turnbull 26
turn off the camera 22
turn around 2308
turn right 195
turn it off 866
turn off the lights 57
turn on the light 36
turn it around 56
turn left 178
turn on the lights 56
turn the page 31
turn it down 101
turn it up 174
turn away 34
turn off the lights 57
turn on the light 36
turn it around 56
turn left 178
turn on the lights 56
turn the page 31
turn it down 101
turn it up 174
turn away 34