Passed out translate Turkish
2,612 parallel translation
You claimed it was something you like to do called "dry style," vomited in my suitcase, and then you passed out in the shower.
Adına "kuru muamele" demeyi sevdiğini söyleyip. çantama kustuktan sonra banyoda sızmıştın.
Which two of your mates are passed out in.
İki dostunu geçerekmi.
He's passed out.
Sızmış mıdır?
He's passed out, isn't he?
Kesin sızdı, değil mi?
- You passed out.
- Bayıldın.
You were passed out for, like, forever.
Tanrıya şükür. Sanki sonsuza dek uyuyacak gibiydin.
Anyway, I passed out for a while, and woke up naked in the trunk of the car.
Neyse, bir süre kendimden geçmişim ve uyandığımda bir arabanın bagajında çıplak haldeydim.
She was injured and she passed out.
Yaralanmış ve kendinden geçmişti.
You passed out before I could find your house.
Evini bulamadım ve bayılmıştın.
I wanted her to suck me off but she passed out.
Sikimi emmesini istedim ama bayıldı.
Yeah. She's passed out in the bathroom now.
Şimdi banyoda baygın yatıyor.
Then how did you happen to be passed out on the ground at 6 : 00 in the morning?
Öyleyse sabahın altısında neden kendinden geçmiş halde bulundun?
I started seeing things, so I passed out.
Bir şeyler görmeye başladım ve kendimden geçmişim.
She drank and passed out.
İçkiyi içti ve bayıldı.
Last night while he was passed out.
Dün gece sızdığında.
You passed out.
Kendinizden geçtiniz.
He passed out.
Bayıldı.
YOU PASSED OUT AGAIN.
Yine kendinden geçmişsin.
I WENT, BUT I PASSED OUT.
Gittim, ama kendimden geçtim.
He was passed out when you all brought him back, - doesn't know where the farm is...
Onu getirirken bayılmıştı çiftliğin yerini bilmiyor.
I completely passed out.
Uyuya kalmışım.
Passed out on the couch, slept right th rough the test.
Kanepede uyuyakaldı.
No, I assume I passed out.
Sanırım bayılmışım.
Passed out cold for a good hour.
Güzel bir saat için sızmışlar.
I mean, I wanted to, but you passed out, and I slept on your bed. That's it.
Yani, istedim, ama sızdım, ve senin yatağında uyudum.
Yeah, I passed out a few times.
Evet, birkaç kez sızdığım oldu.
Nick : Oh, well, you invited me over, and I didn't... you passed out after I choked you, so... what did you do to me?
Şey, beni buraya sen davet ettin ve seni boğduktan sonra bayıldın, bu yüzden...
But then you passed out, so... so you kept going?
Ama sonra sen bayıldın, bu yüzden - Sen de devam mı ettin?
When you passed out?
Ne zaman bayıldın?
And I barely remember the one time we fucked,'cause I was passed out!
Zar zor hatırlayabildiğim, sadece bir sevişmemiz oldu. O da zaten kendimden geçtiğim içindi.
I don't know. Just one second he was fine, and then he just passed out.
Bir dakika öncesine kadar gayet iyiydi, sonra birden bayıldı.
Dead weight, passed out, how'd she lift him into the chair?
Çok ağır ve kendinden geçmişti, onu sandalyeye nasıl taşımış olabilir ki?
The bullet entered the shoulder and passed out the back in a straight line.
Kurşun omuzundan girdi ve düz bir şekilde arkadan çıktı.
The next thing he knew, there was a cloth over his mouth and Nicholas passed out.
Daha sonrasında hatırladığı tek şey ağzındaki bez, Nicholas bayılmıştı.
Mom said she'd get some, but she passed out.
Annem biraz alacağını söylemişti ama uyuyakaldı.
You were looking at it when you passed out.
Bayıldığında ona bakıyordun.
Jerry, we all want her to work for all of our sakes but she almost passed out on the air twice.
Jerry, hepimizin iyiliği için onun çalışmasını çok istiyoruz, ama canlı yayında neredeyse iki kere bayılıyordu.
Poor bastard was so destroyed he passed out there and then.
Zavallı piç çok yıkıldı, kendinden geçti falan.
That he's passed out on the stage.
Sahnede sızdı kaldı.
There's a guy passed out here.
Burada yatan bir adam var!
Hey, you passed out.
Kendinden geçtin.
Right about the time Dean passed out.
Tam Dean kendinden geçtiği sırada.
He's passed out.
Kendinden geçti.
Well, I was gonna make a pizza, and then I passed out,
Pizza yapacaktım. Sonra içim geçmiş.
The bullet passed through, killing little more than his appetite yet he's out for blood.
Kurşun delip geçmiş, iştahı dışında hiçbir şeyi öldürememiş. İntikam peşinde.
But when his parents passed away, he voluntarily dropped out of there.
Ailesi vefat ettiğinde kendi isteğiyle okuldan ayrılmış.
I'm pretty sure we passed out before we could.
- Sanmıyorum bayıldık çünkü
He had the ability to sell you out, and he passed.
Seni satma şansı vardı ama, yapmadı.
I haven't been out of the house much since Martin passed.
Martin öldüğünden beri pek fazla dışarıya çıkmıyordum.
Last night we found out Grace's best friend from CF camp passed away.
Dün gece Grace'in SF kampından en yakın arkadaşının SF'den öldüğünü öğrendik.
If Frank killed his wife for the reasons that you just laid out, he would have known that it was her who he was killing, and he wouldn't have passed a poly, face-blind or not.
Eğer söylediğin sebeplerden dolayı Frank karısını öldürseydi öldürdüğü kişinin karısı olduğunu bilirdi. Yüz körü olsa bile yalan makinesinden geçemezdi.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97