Real pretty translate Turkish
597 parallel translation
She's real pretty.
Epey güzel.
Them picture postcards, they was real pretty.
Kartpostallardaki resimler çok güzeldi.
I have a real pretty yellow one right here.
Bende gerçekten çok hoş sarı bir bluz var.
Let's wrap you up real pretty, shall we?
Seni güzelce bir paketleyelim, ne dersin?
She could be real pretty if she weren't looking so mad.
O kadar deli görünmeseydi, gerçekten hoş olabilirdi.
That's real pretty! Mm-hmm!
Bu çok güzel.
Real pretty shot!
Çok güzel.
That one's'cause you're real pretty!
Bu çok yakışıklı olduğunuz içindi.
Shoots real pretty, wouldn't you say?
Çok iyi vuruyor öyle değil mi?
Now, Mineral Canyon, that's real pretty.
Kır kurtları bile Calico'da durmuyor. Ama Mineral Kanyonu gerçekten güzel bir yer.
Real pretty too.
Güzel de.
- That's a real pretty kisser.
- Dudakların çok güzel.
Kate, you look real pretty.
Harika görünüyorsun, Kate.
Maybe I should have but it sounded real pretty.
Belki de öyle ama sözlerin çok hoştu.
- You're real pretty.
- Çok tatlısın.
Real pretty.
Güzel.
Real pretty name, Jeffrey, Real pretty.
çok tatlısın.
Oh honey, you look real pretty.
çok hoş görünüyorsun.
Real pretty country on the Texas river, I've been there.
ben de oradaydım.
- That's my kid. - Yeah, real pretty.
çok tatlım.
Oh, inside. Right by the door, real pretty.
çok güzelim.
Say, that's real pretty.
diyelim.
The way I figure, a guy oughta marry a girl 20 years younger than he is, so that when he's 40 she's still a real pretty doll of 21.
Bence bir erkek kendisinden 20 yaş küçük bir kızla evlenmeli. Böylece 40'ına geldiğinde, kız hâlâ 21 yaşında bir fıstık olur.
That's a real pretty name.
Bu çok güzel bir isim.
REAL PRETTY. YOU'RE NOT GOING TO GET YOURSELF
Boş yere endişe etme.
I'll bet you dance real pretty.
Bahse girerim iyi dans ediyorsundur.
Real pretty girl, Sam.
Gerçekten güzel kızmış, Sam.
Yes, sir, real pretty girl.
Evet, gerçekten güzel kızmış.
- I think you're real pretty.
- Gerçekten sevimli olduğunu düşünüyorum.
As long as you're useful with a trigger and you smile real pretty.
Tetik kullanmakta yararlı olduğun ve güzel gülümsediğin sürece.
Ain't them real pretty!
Güzeller, değil mi?
Looks real pretty on you.
Hale sana yakışıyor, Pete.
That's real pretty.
Çok güzeldi.
look real pretty.
Çok güzel görünüyorsun.
We got some real pretty company over here.
Burada gerçekten çok hoş insanlar var.
- I think it's a real pretty dress.
- Bence oldukça güzel bir elbise.
Let me tell you something, it ain't gonna be but a half an hour before that sheriff comes over here. So you get yourself dressed up real pretty, and you come on downstairs and get your breakfast.
Bak ne diyeceğim Şerifin buraya gelmesi en fazla yarım saat sürer İyice süslen püslen, cici elbiseni giy sonra aşağı inip kahvaltını yap.
When she drank or strained real hard, the white spider would stand out real pretty.
Kafayı çektiğinde ya da iyice gerindiğinde, bu beyaz örümcek iyice çıkardı ortaya.
how I was going to get myself a hat full of gold, come back here with a real pretty lady,
Nasıl bir altınla dolu şapka alıp, Güzel bir kadınla buraya geleceğime dair.
We'd have had a real meal for you. Still, pretty sure you won't starve.
Geleceğini haber verseydin sana mükellef bir sofra hazırlardık.
But what I'm here to tell you is that you'd better watch out pretty close for me the next couple of days because I wanna do what I gotta do without committing any real big sin because I know how you feel about stealing.
Ama sana asıl diyeceğim önümüzdeki birkaç gün bana göz kulak olsan iyi olur çünkü yapmam gerekeni günah işlemeden yapmak istiyorum çünkü hırsızlık hakkında ne hissettiğini biliyorum.
It isn't often a pretty girl has a real legitimate reason to cry.
Güzel bir kızın haklı yere ağlaması sık görülen bir şey değil.
Now did I have me a real good snort, I'd be pretty nigh satisfied.
Şimdi gerçekten güzel bir kahkaha attım mı, epeyce hoşuma gidiyor.
Sews clothes real nice... and knits pretty little kickshaws and what all.
Güzel elbiseler dikmiştir. Çünkü anne olacak her kadın bunu yapar.
It's pretty hard sometimes to accept the truth instead, even though that's where real peace of mind lies.
Bazen gerçeği kabul etmek epey zordur gerçek iç huzur onun içinde olmasına rağmen.
Are you going to grouch about a picture, or are you going to give a real live and pretty young lady a chance to prove she belongs here?
Bir resim için dırdır edip duracak mısınız, yoksa canlı ve güzel genç bayana... buraya ait olduğunu kanıtlaması için bir fırsat mı vereceksiniz?
That's a pretty good model though, isn't it? They make'em real today, don't they?
Oldukça iyi bir model, Bugün onu gerçek gibi yapıyorlar, değil mi?
It seems pretty clear this double is a real person.
Bu benzeriniz gerçek biri gibi duruyor.
THEY'RE REAL PRETTY.
Sen de öylesin.
Every real woman is pretty.
Sahici kadın olan herkes güzeldir.
And so pretty That I hardly can believe I'm real
Ve ne kadar güzel, gerçek olduğuma inanamıyorum
pretty 763
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty please 116
pretty girl 128
pretty little liars 50
pretty little thing 17
pretty cool 211
pretty bird 24
pretty boy 183
pretty sure 147
pretty good 760
pretty lady 91
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty big 22
pretty one 24
pretty bad 77
pretty amazing 49
pretty nice 37
pretty awesome 32
pretty soon 246
pretty impressive 59
pretty well 90
pretty big 22