English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Relax already

Relax already translate Turkish

45 parallel translation
Relax already, crazy American.
Tamam, yeter. Deli Amerikalı.
Okay, relax already.
- Peki, zaten sakinim.
Take it easy, relax already.
Sakin ol, sakinleş.
It's already done, darling. As I told you before, I just want to relax.
Demin dedim ya, sadece rahatlamak istiyorum.
Relax. You've already caused a lot of trouble for me.
Telaşlanma, zaten başımı yeterince derde soktun.
Relax, relax, you're already in the will!
Rahat ol, rahat ol, hâlâ vasiyetnamemdesin!
Why don't you relax, Ripper? You had more than your share already.
Sorun çıkartıyorsun, uyuşturucunu şimdi geri alacaksın Ripper.
- Relax. We're in here already.
Zaten içeri girdik.
Despite being held up on your journey, the town folks have already prepared food, accommodation and entertainment for you all so that you can relax and enjoy.
buna Rağmen seyahatiniz, bekletilmeyecektir şehirde yiyecek konaklama, herşey var. ve eğlence Böylece rahatlayacaksınız tadını çıkarın.
You can relax. He already paid for the food.
Yemeklerin parasını ödedi bile.
Relax. I already said you could stay.
Rahatla, kalabileceğini söyledim.
Hey, relax, man. It's already sorted.
- Bu bana inandırıcı gelmiyor.
Relax, I already left a message on your machine asking you out.
Rahat ol, telesekreterine çoktan çıkma teklifimi bıraktım.
Relax, I've watched it already, and I'm telling you, this is really funny.
Sakin ol. Ben önceden izledim. Gerçekten çok eğlenceli.
Relax, already taken care of.
Sakin ol. Her şey plânlandı.
- Relax. They already know.
- Rahatla, zaten biliyorlar.
Relax, man. I already heard.
Tamam adamım rahatla, anladım dediğini.
Son, told you. I've already rented a house, relax.
Oğlum söyledim ya, ben ev tuttum, için rahat olsun.
Relax, Foreman, he already is.
Sakin ol, Foreman. Zaten doğru ilaçları aldı.
I have a bottle of wine. It's already chilled right in the refrigerator and that'll just really relax me.
Dolapta soğumuş bir şişe şarabım var ve beni gerçekten rahatlatacaktır.
In fact, it's probably already on its way here, so all you've got to do is sit back, relax.
Aslında, muhtemelen yoldadır. Yani arkanıza yaslanıp rahatlayın.
Oh, relax, man, that debt's already been paid.
Rahatla dostum, o borç zaten ödendi.
The protests are happening the boulevard in the city center. and the police is already in the middle of the protest. So relax.
Tamam mı?
Relax, I already told them both.
Rahatla, ben ikisine de söyledim.
Well, I was going to say relax. But, oddly enough, you seem pretty relaxed already.
Rahatla diyecektim ama şaşırtıcı şekilde rahat görünüyorsun.
So can we just get it out of the way already so I can relax and get a good night's sleep?
Bunu böylelikle aradan çıkarmış olalım ben de rahatlayıp iyi bir uyku çekebileyim, olur mu?
Back of the line. I already ate dinner at home... in my box under the bridge. Oh, relax.
Sıranın arkasına geç.
- Relax already.
- Rahat ol biraz.
Relax, we're done already.
İçin rahat olsun. Zaten bitirdik.
Well, relax, Ragazzoni, you have already'taken the place.
Yavaş ol, koca oğlan. İşi zaten kaptın.
I get five feet in the door and shit's already falling apart. Relax.
Şu kapıdan beş metre uzaklaştım her şey berbat olmuş.
Hey, hey, hey, relax, girls, he's got a mate already.
Sakin olun bayanlar - Onun sevgilisi var zaten
Relax, everyone here knows already.
Rahat ol, burdaki herkesi tanıyorsun.
He's already 17 years old but I still can't relax to have him stay at home by himself.
17 yaşına geldi ama hala evde gönül rahatlığıyla bırakamıyorum.
Yes, Neal, I heard her too, and I already agreed to go to the prenup lawyer, so relax!
Evet Neal, ben de duydum ve zaten bunun için bir avukat tutmamıza evet demiştim o yüzden, sakin ol!
Relax. I already took care of it.
Rahatlayın. Ben o işi hallettim.
Relax, I already asked her.
Sakin ol, ben sordum.
Oh, I don't mean to intrude, William, but, uh, far be it from me to tell you how to inseminate a frail, neurotic woman that I hate, but it occurs to me, you might want to try to relax your already mentally fragile ape-wife instead of making her cervix snap shut like a barnacle by bombarding her with a barrage of pregnancy statistics.
William, araya girmek istemem ve nefret ettiğim, narin, sinir hastası kadını nasıl hamile bırakacağını söylemek bana düşmez ama bana öyle geliyor ki, zaten zihinsel bozuklukları olan maymun eşini biraz rahatlatmak hamilelik planlamayla üstüne gidip rahmini midye gibi kapatmasına sebep olmaktan daha çok işe yarayabilir.
I already gave him an injection to relax the muscles.
Kaslarını rahatlatması için ona iğne vurdum.
Relax. I already volunteered.
Ben çoktan gönüllü oldum.
I get it already, so relax.
Tamam. Anladım, endişelenme.
Relax, man. I already know they don't.
Sakin ol dostum, almadıklarını biliyorum.
They already had their guns drawn. - Relax!
- Çoktan silahlarını çekmişlerdi.
Relax. You've already done the hard bit. Yeah.
- Zor kısmını hallettin zaten, rahat ol.
Oh, relax, I mean, it's not like there's anything there that I haven't already seen.
Rahatla, orada daha önce görmediğim bir şey yoktu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]