Sorry to bother translate Turkish
2,139 parallel translation
Sorry to bother you, but my name is Patrice Wilcox.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama benim adım Patrice Wilcox.
Uh, I'm sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry to bother you but here it is 6 : 00 and we can't open our medicine.
Kusura bakma ama akşam altı oldu ve ilacımızın kapağını açamıyoruz.
Sorry to bother you again.
Tekrar rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Mrs. Walsh, sorry to bother you.
Bayan Walsh, rahatsız ettiğimiz için üzgünüz.
Sorry to bother you, but we need to talk.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama konuşmamız gerekiyor.
Hey, sorry to bother you, but I stepped in a puddle
Şey, böldüğüm için kusura bakmayın ama bir su birikintisine bastım..
Sorry to bother you
Rahatsız ettik, özür dileriz.
Mister Themistoklis, sorry to bother you... but I'm going to the market.
Themistokli Bey, pardon rahatsız ediyorum. Ben pazara iniyorum.
Uncle, Auntie sorry to bother you.
Amca, Teyze size rahatsızlık verdiğimiz için üzgünüz.
Hi, I'm sorry to bother you, but I'm looking for my sister and...
Selam, rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama kız kardeşimi arıyorum ve...
Sorry to bother you.
Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz.
I'm really sorry to bother you.
Kusura bakmayın, rahatsız ediyorum.
Uh, yeah. Sorry to bother you sir,
Evet.Rahatsız ettim afedersiniz
I'm sorry to bother you...
Günaydın. Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
I'm sorry to bother you, I'm Mateo Blanco.
Rahatsız ettim kusura bakma. Ben Mateo Blanco.
Sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
- I'm sorry to bother you.
- Seni sıktığım için üzgünüm.
I'm sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Sorry to bother you. I need the CPL. Just looking for a new code.
Rahatsız ettim kusura bakma.Resmi gazeteyi arıyorum.Yeni bir kanuna bakmam gerekiyor.
Sorry to bother you, are you a doctor?
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, siz doktor musunuz?
I'm sorry to bother you.
Seni rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Sorry to bother.
- Rahatsız ettiğimiz için üzgünüm.
- Sorry to bother you, Ma'am.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm hanımefendi.
Sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için kusuruma bakma.
I'm sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
I'm sorry to bother you, just a few seconds.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, sadece birkaç saniyeni alacağım.
Sorry to bother you but I'm lost.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama kayboldum.
So sorry to bother you.
- Rahatsızlık için özür dilerim.
Sorry. - I'm so sorry to bother you.
- Rahatsızlık için çok özür diliyorum.
- Sorry to bother. I just - Was -
Ben şey için...
I'm so sorry to bother you.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
Sorry to bother you, Mr Perkins, but I figured that you would want to see this!
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın, Bay Perkins. Bunu görmek istersiniz diye düşündüm.
Hello, sorry to bother you.
Merhaba, sizi rahatsız ettiğim için çok özür dilerim.
I'm sorry to bother you at home.
Evde rahatsızlık verdiğim için üzgünüm.
Sorry to bother you.
Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Anyway, I'm sorry to bother you.
Her neyse, rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Sorry to bother you on Christmas Eve, but is Hemppa home?
Noel günü rahatsız ettiğim için üzgünüm ama Hemppa evde mi?
Sorry to bother you sir.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry to bother you, sir, but I didn't think that this could wait.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim ama konunun ertelenebileceğini sanmıyorum.
- Sorry to bother you, doc.
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm, Doktor.
- Sorry to bother you.... - I'm in a hurry.
- Rahatsız ediyorum, kusura bakmayın.
Sorry to bother you, sir, but...
Rahatsı ettiğim için üzgünüm, efendim.
I am so sorry to bother you.
Rahatsız ettiysem, kusura bakma.
I'm sorry to bother you, but we actually want to check out.
Rahatsız ediyoruz kusura bakmayın ama otelden ayrılmak istiyoruz.
I'm sorry to... To bother you.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüm.
Victor, I am sorry to be to bother you, but they came.
Victor, rahatsız ettiğim için üzgünüm. Geldiler.
Sorry. Hey, I don't want to bother you.
Rahatsız etmek istemiyorum.
I'm sorry to bother you with something so mundane, but I'm stuck outside. Hi.
Selam.
Sorry to bother you!
Özür dilerim!
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to keep you waiting 279
sorry to waste your time 18
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to keep you waiting 279
sorry to waste your time 18
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to disappoint you 99
sorry to wake you 60
sorry to disappoint 42
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to be late 20
sorry to make you wait 25
sorry to hear it 27
sorry to wake you 60
sorry to disappoint 42
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to be late 20
sorry to make you wait 25
sorry to hear it 27
sorry to say 31
sorry to tell you 16
sorry to 22
sorry to keep you 23
bother 61
bother you 20
sorry 58639
sorry for what 82
sorry about that 1692
sorry for the inconvenience 51
sorry to tell you 16
sorry to 22
sorry to keep you 23
bother 61
bother you 20
sorry 58639
sorry for what 82
sorry about that 1692
sorry for the inconvenience 51