Sorry for the wait translate Turkish
115 parallel translation
Sorry for the wait.
Beklettiğim için üzgünüm.
Sorry for the wait, please get seated in the dining room.
- İyi akşamlar. Sizi yemek odasına alayım.
Sorry for the wait!
Beklettiğim için kusura bakmayın!
- Sorry for the wait.
- Beklettiğim için özür dilerim.
Sorry for the wait!
Pardon çok uzun sürdü!
I am so sorry for the wait.
Beklettiğim için çok özür dilerim.
Hi! Sorry for the wait!
N'aber millet?
Sorry for the wait.
Beklettiğim için özür dilerim.
- -Sorry for the wait!
Beklettiğim için afedersiniz!
Sorry for the wait...
Beklettiğim için özür dilerim.
- Sorry for the wait. - Wait?
Beklettiğimiz için özür dileriz.
Sorry for the wait. To whom am I speaking?
Beklettiğim için özür dilerim.
I'm so sorry for the wait. I really am.
Beklettiğim için çok ama çok üzgünüm.
David, sorry for the wait.
David, beklettiğim için üzgünüm.
"I'm just rendezvousing with Chika." "Sorry for the wait ~"
Ve oraya gitmeden önce vücudumu ve zihnimi arındırmam gerekiyormuş.
Sorry for the wait
Beklettiğim için özür dilerim.
Sorry for the wait.
Kusura bakmayın, beklettik.
Sorry for the wait. Welcome to The Bank.
Gecikme için üzgünüm.
Sorry for the wait, but we better make a deal fast.
Bekleme için üzgünüm, ama hızlıca bir anlaşma yapsak iyi olacak.
Sorry for the wait.
Gecikme için özür dilerim.
Sorry for the wait
Beklettiğimiz için üzgünüm.
- Sorry for the wait.
- Beklettiğim için kusura bakmayın.
Sorry for the wait, captain.
Gecikme için üzgünüm, yüzbaşı.
I'm sorry for the wait.
Beklettiğimiz için kusura bakmayın.
Sorry for the wait.
Beklettiğimiz için özür dilerim.
Sorry for the wait!
Beklettiğim için üzgünüm!
Hey, Johnny, sorry for the wait.
Johnny, beklettiğimiz için özür dilerim.
Sorry for the wait, babe.
Beklettiğim için üzgünüm bebeğim.
Sorry for the wait...
Beklettiğim için üzgünüm...
Sorry for the wait.
Beklettiğim için üzgünüm miyav.
Sorry for the wait.
Beklediğiniz için üzgünüm.
I'm sorry, but can you wait for the rest? I have 200 yen left. Please.
Özür dilerim, kalanını da bekler misin. 200 yen daha var.
Sorry you had to wait, we were waiting for the lady.
Kusura bakmayın, beklemek zorunda kaldınız. Bayanı bekliyorduk.
I'm sorry for the inconvenience, but we'll have to wait outside.
Rahatsızlık için özür dilerim, ama dışarıya çıkmamız lazım.
Sorry, it's the only one I have I could start saving for a new one I can't wait that long l'll buy you one lf your music makes you rich, you can pay me back
Üzgünüm, tek takım elbisem bu. Para biriktirip yenisini alabilirim. O kadar bekleyemem.
Sorry. Wait for the help.
- Pardon, bırakın yardım edeyim.
I'm sorry for barging in, but I couldn't wait all the way until saturday to see you.
İçeriye böyle girdiğim için özür dilerim Ama seni görmek için pazarı bekleyemedim.
I told Archie that i was sorry that i was late. I had no idea that he had to wait at the back gate for me.
Pazar 22.04'ten Pazartesi 10.05'e kadar nezarethanedeydim.
Sorry, you must wait for the ceremony to end.
Üzgünüm, girmek için törenin bitmesini beklemelisiniz.
We are sorry for the inconvenience, but please wait until we can start moving again.
Bu durum için özür dileriz.
Sorry for the long wait.
Beklettiğim için üzgünüm.
Sorry for the wait.
Bayan bakar mısınız?
Sorry for the long wait.
Bu kadar beklettiğim için özür dilerim.
Sorry, I had to wait for my folks to go to the store before I could sneak out.
Affedersin. Sıvışmadan önce, bizimkilerin alışverişe gitmesini beklemem gerekti.
Because while I cannot wait for the day that you haul your sorry fat arse back to Texas,
Çünkü senin o yağlı kıçını Teksas'a geri taşıyacağın günü bekleyemem.
Sorry. I think I'm gonna wait for you in the car.
Üzgünüm, sanırım sizi arabada bekleyeceğim.
Sorry for the wait.
Beklettiğim için kusura bakmayın.
Once I'm back home i will sue and lose their money until the they collapse * l am so sorry for that excuse me wait, give me some help *
Hele bir eve döneyim onlara dava açacagim, bes parasiz kalip, kapanacaklar. Bunun için üzgünüm. Affedersiniz.
I'm sorry for making you wait in the rain.
Sizi yağmurda beklettiğim için üzgünüm.
Well, tell Toshi I said I'm sorry for the inconvenience for making him wait for a translator.
Toshi'ye tercümanı bekletmekten dolayı verdiğim rahatsızlık için özür dilediğimi söyle.
Look, I'm sorry for all the trouble that I've caused, but can't this wait until the morning?
Bak, sebep olduğum tüm sorunlar için üzgünüm ama bu sabaha kadar bekleyemez miydi?
sorry for what 82
sorry for the inconvenience 51
sorry for your loss 95
sorry for the delay 59
sorry for the intrusion 22
sorry for the trouble 19
sorry for the mess 20
sorry for interrupting 25
sorry for the interruption 35
the waitress 23
sorry for the inconvenience 51
sorry for your loss 95
sorry for the delay 59
sorry for the intrusion 22
sorry for the trouble 19
sorry for the mess 20
sorry for interrupting 25
sorry for the interruption 35
the waitress 23
the waiter 24
the waiting 17
sorry 58639
sorry to bother you 488
sorry about that 1692
sorry to interrupt 698
sorry about the mess 94
sorry i'm late 1510
sorry we're late 195
sorry to hear that 198
the waiting 17
sorry 58639
sorry to bother you 488
sorry about that 1692
sorry to interrupt 698
sorry about the mess 94
sorry i'm late 1510
sorry we're late 195
sorry to hear that 198