English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sorry to wake you

Sorry to wake you translate Turkish

309 parallel translation
- Carmencita, I'm sorry to wake you like this.
- Carmencita, Seni bu şekilde uyandırdığım için üzgünüm..
Mr. Sheldon, I'm sorry to wake you... but there's a gentleman here asking for you.
Mr. Sheldon, sizi uyandırdım ama... Burada bir bey'fendi var Sizi istiyor.
Now, Mr. Van Cleve, I'm sorry to wake you up, but it has to be done.
Bay Van Cleve, sizi uyandırdığım için özür dilerim ama bunu yapılması gerekiyordu.
I'm sorry to wake you, francis.
Uyandırdığım için üzgünüm Francis.
I'm sorry to wake you up, Paul.
Seni uyandırdığım için üzgünüm, Paul.
I'm sorry to wake you, but could you help me?
Seni uyandırdığım için üzgünüm, ama yardım eder misin bana?
I'm sorry to wake you up, but I just brought my husband back... from the Memphis hospital.
Uyandırdığım için üzgünüm, ama kocamı daha yeni Memphis hastanesinden getirdim.
I'm very sorry to wake you up.
Sizi uyandırdığım için çok üzgünüm.
I'm sorry to wake you.
Uyandırdığım için üzgünüm.
I know it's late, and I'm sorry to wake you up but it was so important it couldn't wait.
Geç olduğunun farkındayım, uyandırdığım için de üzgünüm ama çok önemli, bekleyemezdi.
I'm sorry to wake you, sir.
Sizi uyandırdığım için üzgünüm, efendim.
Sorry to wake you, but something's come up.
Ben Müfettiş McCallum. Sizi uyandırdım, ama bir şey oldu.
I'm sorry to wake you up.
Pardon, uyandırdım.
It's Marianne. Sorry to wake you.
Seni uyandırdığım için üzgünüm.
Oh, Nick. I'm sorry to wake you up.
Oh, Nick uyandırdığım için üzgünüm.
Sorry to wake you up.
Seni uyandırdığım için özür dilerim.
I'm sorry to wake you, but i wanted you to know where things stand.
Uyandırdığım için beni bağışla ama ne yapacağını bilmem gerek.
Sorry to wake you.
Uyandırdığım için üzgünüm.
Sorry to wake you, are you a doctor?
Özür dilerim, acaba siz doktor musunuz?
Arthur, I'm really sorry to wake you up, but you're the only one who can help me.
Merhaba. Arthur, seni uyandırdığım için üzgünüm, ama bana yardım edebilecek tek kişi sensin.
Hey, I'm really sorry to wake you but I never kill a man in his sleep.
Hey, seni uyandırdığım için üzgünüm ama kimseyi uyurken öldürmem.
Awfully sorry to wake you, sir.
Sizi kaldırdığım için çok özür dilerim efendim.
Lieutenant, I'm sorry to wake you but I've never seen anything like this before and this is your neighborhood, so I thought I'd better call right away.
Teğmen Thompson, sizi uyandırdığım için özür dilerim... ama hayatımda bunun gibi bir şeyi hiç görmemiştim. Burası da sizin mahalle olduğu için... sizi arasam daha iyi olur diye düşündüm.
Sorry to wake you, honey, but you fell asleep with the door open.
Affedersin seni uyandırdım ama uyurken kapıyı açık bırakmışsın.
Sorry to wake you, I must've had the wrong dormitory.
Uyandırdığım için üzgünüm. Yanlış yatakhaneye gelmiş olmalıyım.
Sorry to wake you, hermano.
Uyandırdığım için üzgünüm.
Sorry to wake you.
Uyandırdığım için kusura bakma.
Sorry to wake you, Miss Leonardo.
Uyandırdığım için üzgünüm, Bayan Leonardo.
- I'm sorry to wake you, sir.
Uyandırdığım için özür dilerim.
Sorry to wake you.
Uyandırdım kusura bakma.
Ladies and gentlemen, sorry to wake you but we'll be experiencing turbulence.
Uyandırdığım için Özür dilerim, ama türbülansa gireceğiz.
Sorry to wake you, I just wanted to tell you, your makeup's a bit messy.
Uyandırdığım için özür dilerim, sadece makyajının bozulduğunu söylemek istedim.
Sorry to wake you, Sydney... but I needed to speak to you face-to-face.
Uyandırdığım için özür dilerim Sydney ama seninle yüz yüze konuşmam gerekiyordu.
Oh, l`m sorry to wake you like this, but I can`t ring the doorbell.
Seni bu şekilde uyandırdığım için üzgünüm ama zili çalamazdım. - Phillip'e bir şey olmadı ya?
Sorry to wake you. [Chuckles]
Uyandırdığım için üzgünüm.
Sorry to wake you, but you gotta try this.
Uyandırdığım için kusura bakma, ama bunu denemelisin.
Sorry to wake you tonight.
Sizi uyandırdığım için özür dilerim.
You touch the damn siren, woman, I'm gonna blow- - sorry to wake you, ma'am.
- O sirene dokunursan seni- - - Uyandırdığımız için özür dileriz.
Darling, I'm sorry. I didn't mean to wake you.
Özür dilerim sevgilim uyandırmak istemezdim.
- Sorry to wake you up with that kind of news.
Sizi kötü haberlerle uyandırdığımız için özür dileriz komiserim.
Sorry to wake you up.
Sizi uyandırdığım için üzgünüm.
Sorry to wake you, Colonel, but we could only do this under the cover of darkness.
- İstemem, sağ ol.
Well, I didn't want you to wake up and be sorry that I was there.
Seni uyandırmak istemedim ve orda olduğum için de üzgündüm.
- Oh, Nick, I'm so sorry... to wake you up.
- Oh, Nick seni uyandırdığımız için üzgünüm.
Come on, I'm sorry I had to wake you up at this hour.
Haydi, üzgünüm, seni bu saatte uyandırmak zorunda kaldım.
It was a stupid dream to wake you up for. Sorry, Cilly.
Özür dilerim Cilly.
Sorry, I just wanted to wake you gently.
Özür dilerim. Sadece seni kibarca uyandırmak istemiştim.
I'm sorry, I didn't mean to wake you.
Üzgünüm, seni uyandırmak istemedim.
# # Refuses to shine # # Sam, sorry to wake you.
Sam, uyandırdığım için üzgünüm.
Well, I'm sorry I had to wake you.
Şey, seni uyandırdığım için üzgünüm.
I didn't mean to wake you up. I'm sorry.
Seni uyandırmak istememiştim. Üzgünüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]