See you at work translate Turkish
389 parallel translation
It's gonna be a pleasure to see you at work.
Sizi iş başında görmekten memnun olacağım.
I'd like to see you at work.
Sizi çalışırken de görmek isterim.
So I'll probably see you at work.
Muhtemelen iş yerinde görüşürüz.
I see you at work.
Sizi işyerinde görüyorum.
I'll see you at work on Monday?
Pazartesi günü işte görüşürüz.
See you at work tomorrow.
Yarın işte görüşürüz.
I'll see you at work.
İşte görüşürüz.
I don't want to see you at work for at least 4 weeks.
Seni en az 4 hafta görmek istemiyorum. Anlaşıldı mı?
See you at work tomorrow.
İşte görüşürüz.
I'll, yeah, I'll see you at work.
Evet, iş yerinde görüşürüz.
You work at the airfield. You see that German plane come down?
Şu Alman uçağının düşüşünü gördün mü?
You see, Harry will take my job at the Building and Loan, work there for four years, then he'll go.
Harry benim işimi yapacak. Dört yıl çalıştıktan sonra o gidecek.
Look at yourself in a mirror all your life... and you'll see death at work like bees in a hive of glass.
Bütün hayatın boyunca bir aynada kendine bak. Tıpkı kovandaki arılar gibi çalışan. iş başındaki ölümü göreceksin.
You see, I leave to work at 5 : 00 in the morning, and I just don't have the strength anymore.
Görüyorsunuz, işe gitmek için sabahın 5'inde ayrılıyorum... ve artık dayanacak gücüm kalmadı
In the paintings of the old masters... did you ever see a single man or woman at work?
Eski ustaların tablolarında hiç çalışan bir adam veya kadın gördün mü?
With all your emotion, what I see when I look at your work... - is just that you paint too fast.
Tüm bu duygularınla, tablolarında gördüğüm tek şey çok hızlı boyamış olman.
If it's work you're looking for, you can see the foreman at the gin.
İş arıyorsan, makine başındaki ustayı görebilirsin.
You see, I work at Berger's down the road.
Evet, yolun aşağısındaki Berger'da çalışıyorum.
If this is where you work, I can't wait to see what you work at.
Eğer çalıştığınız yer buraysa, kim bilir çalıştığınız şeyler nasıldır.
You see, she needs no work at all.
Bilirsiniz, hiç masrafa ihtiyacı yok.
I'm glad, my son, to see you here in Rome and at work.
Seni burada, Roma'da, iş başında gördüğüme çok sevindim oğlum.
Here you see a mop-up squad at work on one of these messy know-it-alls.
Tüm bunları bilen ve bu konuda çalışan bir takım var karşınızda.
- Would you like to see immortality at work?
- Ölümsüzlüğü işbaşında görmek ister misin?
You see, at first she seems happy to do this little work.
Görüyorsun, ilk başta bu küçük görevi yerine getiriyor diye mutluydu.
But we've got to see that you don't jeopardize the wonderful work you've already done.
Ancak şu ana kadar yaptığımız işlerin tehlikeye atılmasını da istemiyoruz.
Old Mito, I see you're hard at work as usual.
Mito Amca!
You open your mouth anywhere... at that peace conference or any public place... and I promise you, Professor... I personally... personally... will see to it that your life's work goes up in smoke. Oh!
O barış konferansında veya halka açık başka bir yerde olur da ağzınızı açarsanız size söz veriyorum ki profesör hayatınızın duman olduğunu bizzat göreceğim.
see you friday night after work... at the airport.
Cuma akşamı mesaiden sonra havaalanında görüşürüz.
As you can see, this pupil did not do his homework... because he had to work at the farm.
Gördüğünüz gibi, bu öğrenci ödevini yapmadı... çünkü tarlada çalışması gerekiyordu.
You see, I work at Shalini's Boutique in the pavilion.
Pavilion'daki Shalini's butikte çalışıyorum.
As long as you're being overpaid, see if you can get some work at the condos too.
Fazlasıyla kazandığın sürece, bak bakalım sitelerde de iş bulabiliyor musun.
I can see you're hard at work.
Çok yoğun olduğunu görüyorum.
You don't have to be a political scientist or a history major to see the bigger dick foreign policy theory at work.
Çalışırken, siyaset bilimci ya da bir tarih ustası olmak zorunda değilsiniz Daha-Büyük Sik-Dış Politakısını anlamak için.
I don't know who you are, young lad... and where you've been not to see who's been at work here.
Kim olduğunu bilmiyorum, genç adam yada bunlar olurken nerede olduğunu.
I've got a mountain of work to do at the surgery Holmes so I'll see you in the morning.
Muayenehanede yapmam gereken bir yığın iş var, seninle sabah görüşürüz, Holmes.
You don't have to be a historian or a political scientist to see the Bigger Dick Foreign Policy theory at work.
Bu "Kimin Çükü Daha Büyük Politikası'nı" anlayabilmek için bir tarih uzmanı ya da bilimadamı olmaya gerek yok.
- I'm gonna see you all day at work and all night at home- -
Seni bütün gün işte göreceğim, üstüne bütün gece de evde- -
Tomorrow we'll see if you work in Jean-Bart. Tomorrow at Jean-Bart!
Yarın gidip gerçeği göreceğiz.
Her translucent skin so thin you can see her last heartbeat work its way down her blue veins...
İnce şeffaf derisinden görünen mavi kan damarlarında kalbinin son atışını görmeyi mi istersiniz?
If you'll just bring your cameras this way you will see the master at work.
Eğer kameranızı bu tarafa getirirseniz, üstadı iş üzerinde görebilirsiniz.
Did you see Guthrie here at work, Mr. Cunningham? He has a fair hand with the cleaver, it must be said.
Guthrie'yi dövüşürken izlediniz mi, Bay Cunningham?
You see, my husband really wants to meet you and he's still at work.
Kocam sizinle gerçekten çok tanışmak istiyor ama hâlâ işte.
If you just hear him out and look at the work they've been able to accomplish in Dahkur in just two months you'll see how important this is to them.
Eğer onu dinleyip sadece iki ayda Dahkur'da neler başarabildiklerini görseydin,... bunun onlar için ne kadar önemli olduğunu anlardın.
But now I see you've been hard at work making Mr Elton comfortable.
Ama görüyorum ki Bay Elton'ı rahat ettirmek için uğraşıyormuşsun.
There's a lot of work to be done. You have to see it. Look at this.
Brenda ve ben deliler gibi bilgi toplarken, -
The ER may appear chaotic but if you watch closely you'll see an organized system at work.
AS karmaşık gözükebilir... ... ama yakından bakarsanız, titizce organize edilmiş sistem görürsünüz.
See you at work.
İşte görüşürüz.
You see, when I work with a horse, it's no good just me doin'it.
Bir at ile çalışmaya başladığımda, bunu tek başıma yapmam iyi olmaz.
But you'll have to be up early It must be wonderful to see justice at work
Adaleti işlerken görmek harika olmalı!
We're shooting off our last rocket today at 5 : 00, so if you'd like to see it- - l got a lot of work to do.
Bugun son roketimizi saat 5 de fırlatıyoruz. Eğer gelmek istersen... Yapmam gereken bir sürü iş var.
You see, what we're actually trying to do here... is we're just, we're trying to get a feel... for how people spend their day at work.
Burada ne yapmaya çalıştığımızı anlamışsındır,... biz sadece insanların işyerinde bir günü nasıl geçirdiklerine... dair fikir edinmeye çalışıyoruz.
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84