English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She didn't know

She didn't know translate Turkish

3,792 parallel translation
She didn't want people to know that she'd been raped, that she had a kid who was a stripper.
Tecavüze uğradığının bilinmesini istemedi. Çocuğunun striptizci olduğunun bilinmesini istemedi.
She didn't know.
Bilmiyordu. - Bittikten sonra anlattım.
She might've even had boyfriends her friends didn't know about.
Arkadaşlarının bilmediği sevgilileri olabilir.
I mean, it just happened in one second, yet she was expecting me to be a dad and I didn't know what to do, and you know who I watched?
Yani, her şey bir saniye içerisinde oldu, benden bir baba olmamı bekliyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Kimi izlediğimi biliyor musun?
She said if I didn't know who did it, then... it was my fault.
Dedi ki : "eğer kimin yaptığını bilmiyorsan, bu senin hatandır."
I just didn't know that she knew that.
Onun bilmediğini sanıyordum.
Only they didn't have a storm. She didn't know that.
Bunu bilmiyordu.
Okay, I don't know what is more weird, the fact she didn't know about the storm or the fact that you're testing her.
Hangisinin daha tuhaf olduğunu bilmiyorum. Bu fırtınadan haberi olmaması mı, yoksa onu denemen mi.
So here I am with you, trying to decipher a legal document that I found in a safety-deposit box that I didn't even know she had!
İşte karşındayım ve eşimin sahibi olduğunu bilmediğim bir kiralık kasanın içinde bulduğum resmi evrakın ne olduğunu çözmeye çalışıyorum.
Well, first, she told us she didn't even know him, and then she told us on the night he was murdered, they were going to run away together, so...
İlk başta, o bize onu tanımadığını da söyledi ve daha sonra o bize onun öldürüldüğü gece birlikte kaçacaklarını da anlattı, yani...
If she didn't want people to know she was here, why would she tell you? I just have one of those faces that says,
Madem insanların burada olduğunu bilmesini istemiyordu, sana neden söyledi?
So, um, I talked with Lila, and she didn't know you were at her open house six weeks ago.
Lila ile konuştuk ve o altı hafta önce onun açık evinde olduğunuzu bilmiyormuş.
I didn't know when, but I knew she was coming for me.
Ne zaman olacağını bilmiyordum, ama bir şekilde beni bulacağını biliyordum.
I don't know, but, uh, I could have sworn that she was upset I didn't know her back.
Bilmiyorum ama hatırlamadığımı söyleyince üzüldü.
Didn't even know she was married.
Evlendiğini bilmiyorum bile.
I don't know what's going on, but she didn't mean what she just said, okay?
Ne olduğunu bilmiyorum ama az önce söylediklerini demek istemedi o, tamam mı?
I didn't even know who she is.
Kim olduğunu bile bilmiyordum.
She didn't seem to know about it.
Kadının olaydan haberi yok gibi duruyormuş.
- Maybe she didn't even know it was Chanel.
- Belki Chanel olduğunu anlamadı.
She didn't know, only that he was dangerous.
Kim olduğunu bilmiyor, sadece tehlikeli olduğunu biliyor.
Spence, this morning you didn't know that she was engaged.
Spence, bu sabaha kadar onun nişanlandığını da bilmiyordun.
You know, when Jessica handed them the manuscript, she didn't give them it all.
Jessica taslağı aldığında hepsini geri vermedi.
And I didn't know she was gonna hurt anybody.
Birine zarar vereceğini de bilmiyordum.
I already did. She said she didn't know boo about Lewis.
Lewis hakkında kötü bir şey duymadığını söyledi.
Not Red John, she didn't know him.
Red John'a değil. Onu tanımıyordu.
I didn't know she would be.
Burada olacağını bilmiyordum.
I didn't know she would end up dead.
Sonunun ölüm olacağını bilmiyordum.
They just didn't know who she was.
Sadece kim olduğunu bilmiyorlardı.
She didn't know.
Bilmiyordu.
Until just now, I didn't even know what she looked like. That's funny.
Şu ana kadar neye benzediğini bile bilmiyordum.
I just felt weird if I didn't know what she was up to or whatever.
Benimle değilken ne yaptığını merak etmeye başladım birden.
She didn't know what street Central Park started on or how to use soap, and I showed her.
Central Park'ın başladığı sokaktan sabunu nasıl kullanacağından bihaberdi, ben de öğrettim.
She just didn't know you well enough.
Senin yeteri kadar iyi olduğunu bilmiyordu.
I didn't know she was in Storybrooke.
Storybrooke'da olduğunu bilmiyordum.
She got fired because she didn't know who Katie Holmes was.
Katie Holmes'un kim olduğunu bilmediği için kovuldu.
If she really is dead, how do I know you didn't kill her?
Eğer gerçekten öldüyse, senin onu öldürmediğini nereden bileceğim?
She tried really, really hard to remember anything else that could help me, but... she didn't know anything.
Bana yardımı dokunacak başka şeyleri hatırlamak için çok uğraştı ama başka bir şey bilmiyordu ki.
Bishop didn't know she was a CI.
Bishop onun muhbir olduğunu bilmiyordu.
But I didn't know who she was.
Ama kim olduğunu bilmiyordum.
I remember thinking that things didn't feel over, you know, that there was no possible way that she could be gone forever.
Yani onun sonsuza dek gitmiş olmasının imkânı yoktu benim için.
She didn't know what she was getting into, Liv.
Nasıl bir işe bulaştığını bilmiyordu Liv.
- So many kids, she didn't know what to do
"Bir sürü çocuğu vardı, bilmiyordu ne yapacağını."
- We didn't know what she was capable of.
- Onun neler yapabileceğini bilmiyorduk.
I didn't know she was a cop!
! Polis olduğunu bilmiyordum!
You didn't know she had a guest in her room.
Odasında bir misafir olduğunu bilmiyordun.
She didn't know you'd retired!
Emekliye ayrıldığını bilmiyor mu?
Either she knew that the student was a spy and lied when she denied it, or she didn't know that he was a spy, but lied about knowing the details of the military rescue.
Ya öğrencinin casus olduğunu biliyordu ve inkar ederken yalan söyledi, ya da öğrencinin casus olduğunu bilmiyordu ama operasyonun ayrıntılarını bildiği konusunda yalan söyledi.
I don't know what she was expecting to hear, but I know she didn't hear it.
Ne duymayı bekliyordu bilmiyorum ama duymadığını biliyorum.
You know she didn't.
- Yapmadığını biliyorsun.
'I didn't know she was there.'
Orada olduğunu bilmiyordum.
I MEAN, I FEEL BAD FOR BOTH OF THEM'CAUSE SHE PROBABLY WAS SHOCKED AND DIDN'T KNOW WHAT TO DO IN THE MOMENT.
Yani, ikisi için de üzgünüm çünkü kız muhtemelen şok oldu ve o an ne yapacağını bilemedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]