So you are translate Turkish
46,216 parallel translation
training on the newest cutting-edge simulators these machines create a virtual racing experience so real racers never even have to go outside storms ability to hold that line is like nothing we had ever see four rows.. are you kidding me
Storm kendine has bir clası vardır Bunun en büyük nedeni de En gelişmiş simulatörlerde çalışıyor olması Bu makineler öyle bir sanal yarış deneyimi yaşatıyor ki yarışçıların dışarıya çıkması bile gerekmiyor
So, you are still the sole inheritor with proof of her death.
Yani yengenizin ölümü kanıtlandığı taktirde... yine tek mirasçı siz oluyorsunuz.
- So, you know where we are?
- Nerede olduğumuzu biliyor musun?
So, uh, why are you really here? 'Cause Billy told me all kinds of stuff.
Burada olmanın gerçek nedeni ne, Billy bir sürü şey anlattı.
So, what are you doing up here?
Ee, ne işin var burada? Beni mi takip ettin yoksa?
So... What are you saying?
Yani, ne demek istiyorsun?
I'm so excited you guys are back.
- Geri döndüğünüz için çok mutluyum gençler.
You are so strong!
Çok güçlüsün!
So what are you gonna do?
Peki ne yapacaksın?
Why are you so determined to give up?
Pes etmeye neden bu kadar kararlısın?
So, what imaginary monster are you hunting this time?
Toplantıya geciktim. Bu defa hangi hayali canavarın peşine düşeceksin?
So are you still gonna play?
Oynamaya devam edecek misin?
So, are you ready?
Hazır mısın?
So are you ready to come home?
Eve gitmeye hazır mısın?
So, while I thank you for this award I will tell you, we are already looking forward to the students, to the pioneers, to the breakthroughs yet to come.
Size söyleyeceğim bu ödül için teşekkür ederken, Biz zaten ileriye bakıyoruz Öğrencilere, öncülere,
So, Paul Wesley, when are you gonna start returning my phone calls?
Paul Wesley, ne zaman başlayacaksın
And so, I think this is where people are gonna struggle with the idea of you.
Ve bence bu insanların nerede olduğu. Senin fikrinle mücadele edecekler.
So are you.
- Öyleyim. Sen de öyle.
So, when I tell you that this is the most dangerous, the most despicable human being that I have ever encountered, when I tell you that this, this monster must be ended, please remember where you are standing, because you're standing exactly where I said you would be two weeks ago.
Bu yüzden bu adamın karşılaştığım en tehlikeli en iğrenç adam olduğunu söylediğimde, bu canavarın işinin bitirilmesi gerektiğini söylediğimde, lütfen nerede durduğunu hatırla, çünkü tam olarak iki hafta önce duracağını söylediğim yerde durmaktasın.
You... you're so funny, you are!
- Çok komiksin. Çok!
So, here's what you are going to do.'
İşte yapacağın şey.
So are you.
- Sen de öyle.
So what are you following us for?
O halde neden bizi takip ediyorsun?
If he's so soft, why are you whispering?
O kadar yumuşadıysa neden fısıldıyorsun?
Ain't so tough now without all your toys, are you?
Oyuncakların olmadan artık o kadar sert değilsin değil mi?
So, by not saying it... you are telling the truth, and admitting that there is.
Bu yüzden söylemeyerek gerçeği söylüyorsun ve öyle olduğunu kabul ediyorsun.
And so are you.
Sen de öylesin.
You are so Beautiful.
- Çok güzelsin.
So where are you working now?
Şimdi nerede çalışıyorsun peki?
So, are you ready to follow Batman and maybe learn a few life lessons along the way?
Peki Batman'in peşinden gelip arada belki birkaç tane de hayat dersi almaya hazır mısın?
What are you so afraid of?
Neden bu kadar korkuyorsun?
These exercises are about trying to teach you how to perform in the real world, so... do better.
Bu talimlerin amacı sizi gerçek dünyaya hazırlamak. Daha iyi olun.
Jesus, Ward, what are you so afraid of?
Neden bu kadar korkuyorsun Ward?
Why are you so interested in this?
Neden bu kadar ilgileniyorsun?
Why are you so confident?
Neyine güveniyorsun?
Why are you so interested in hearing it?
Neden tekrar tekrar dinlemek istiyorsun?
Are you willing to kill Danny Rand so that the Iron Fist might live?
Iron Fist yaşayabilsin diye Danny Rand'i öldürmeye razı mısın?
Well... apologies are what got you into this disaster, so, yeah, officially, it's a statement.
- Aslında başını belaya sokan özürler oldu, yani evet, resmiyette bir açıklama.
Why are you being so mysterious?
- Bu gizem niye?
Why are you so interested in the Iron Fist?
Iron Fist'le neden bu kadar ilgileniyorsun?
So if I let you in... what are you gonna tell him?
İçeri girmene izin verirsem ona ne diyeceksin?
So how are you?
Nasılsın bakalım?
So, are you guys eating out or inside?
Dışarıda mı içeride misiniz?
- So you're telling me that there are no tatas?
- Bana tatas olmadığını söylüyorsun
Dad, you are so posh!
Baba, çok havalısın!
But we are not so different, you and I.
Ama biz çok farklı değiliz, sen ve ben.
You know who I am, I know who you are, so let's skip the wartime banter.
Birbirimizi yeterince iyi tanıyoruz, bu yüzden savaş atışmalarını geçelim.
Now, a bunch of you are new to the company since I last spoke, so can the guppies all stand up?
Peki, son konuşamamdan beri aramıza yeniler katılmış, gupilerin hepsi ayağa kalkabilir mi?
So, Mae, do you think you behave better or worse when you are being watched?
Peki, Mae, izlenmen daha iyi mi yoksa daha kötü mü oldu?
- Oh, you guys are so cute. - Mm-hmm.
- Arkadaşlar çok tatlısınız.
And you know, Mac, you seem like a real stand-up fella, so, if you boys are open to it, the only thing I can think of better than Junior having one dad is, well, him having two.
Mac, sen de delikanlı birine benziyorsun. Eğer siz de kabul ederseniz Junior'ın bir baba yerine iki babası olması kadar güzel bir şey düşünemiyorum.
so you don't have to worry 27
so you know 208
so you know what 79
so you're fine 16
so young 116
so you lied to me 29
so you're leaving 30
so you're good 22
so you're here 33
so you see 221
so you know 208
so you know what 79
so you're fine 16
so young 116
so you lied to me 29
so you're leaving 30
so you're good 22
so you're here 33
so you see 221