English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / So you lied

So you lied translate Turkish

549 parallel translation
I don't blame you. You wanted to keep Adam here, so you lied about the toss.
Adam'ın kalması için sonucu değiştirmiş olmana kızmıyorum.
So you lied when you said you found the body.
Öyleyse ceset bulduğunu söylediğinde yalan söylemiştin.
Oh, so you lied.
Oh, yani yalan söyledin.
So you lied to me!
Bana yalan söyledin!
So you lied to me and : you admit it without any shame :
Yani bana yalan söyledin, şimdide utanmadan itiraf ediyorsun.
So you lied to me with your fancy stories.
Demek o süslü püslü sözlerinle bana yalan söyledin.
So you lied to us.
Yani bize yalan mı söyledin?
So you lied to me : You have money :
Yani bana yalan söyledin, oysa paran var.
So you lied to make sure you got what you wanted.
Bu yüzden istediğini almak için yalan söyledin.
So you lied to me! You lied to Hadass!
Bana ve Hadass'a yalan söyledin!
So you lied to me.
Bana yalan söyledin.
So you lied to her?
Ona yalan mı söyledin?
So you lied to the station security officer to your customers, and to D'Ghor.
Yani istasyon güvenlik görevlisine, müşterilere ve D'Ghor'a yalan söyledin.
So you lied?
Yani yalan mı söylediniz?
- So you lied to me about the shelter.
- Barınak hikayen bir yalandı.
So you lied. You lied when you never told me.
Bana söylememekle yalan söyledin.
- So you lied.
Yani yalan söyledin.
- So you lied? - Technically, yeah.
- Yani yalan söylediniz.
So you lied. Yes.
- Yani yalan söyledin?
So you lied!
Yani, yalan söyledin!
- So you lied.
- Demek, yalan söyledin.
I know why you are running around like a scared rabbit... - and why lied so elaborately just now.
Etrafta neden ürkmüş tavşan gibi koşturduğunu biliyorum ve az önce neden yalan söylediğini de.
Do anything so long as you make my wife believe I was telling the truth when I lied to her.
Karımı, yalan yerine doğruyu söylediğime inandırmak için her şeyi yap.
I lied to you so much.
Sana çok yalan söyledim.
If you lied, so did I!
Sen yalan söylediysen, ben de söyledim!
I'm sorry I lied to you about so many things.
Sana söylediğim yalanlar için özür dilerim.
So he lied to you. He's not in Grenoble.
O zaman Grenoble'e gitmemiş, yani size yalan söyledi.
I wanted you to stay, so I lied.
Burada kalman için, O yüzden yalan söyledim..
I just lied I asked my guys to do a small trick and you fell into my trap so easily and showed me the Blade
Temin yalan söyledim Adamlarıma numara yapmalarını söylemiştim ve sizde tuzağa hemen düştünüz ve kılıcı ortaya çıkardınız
- This man here was so anxious to have you he lied to me.
- Buradaki bu adam oyunumda oynamanız hakkında çok endişeli ve bana yalan söyledi.
And the time you lied about a relative dying so you could go skiing and debauching with your buddies.
Arkadaşlarınla takılmak ve kayak yapmaya gidebilmek için.. ... akrabanın öldüğünü söylediğin yalanı.
You lied to me and used me to distract those monks. So that you could steal the pearl.
O keşişlerden inciyi çalabilmek için... bana yalan söyledin!
He lied about West Point so you'd wait to marry me.
Eğer evlenmezsen sana yardım edeceğini de söylemişti.
Oh, so you think that the chief justice of the United States lied, is that right?
Yani sence Birleşik Devletler Adalet Bakanı yalan mı söyledi?
So as far as you knew, you lied to me first.
Yani senin açından düşünüldüğünde önce sen yalan söyledin.
- So you sort of lied to me.
- Yani bana yalan söyledin.
So you're the one who lied to Yugo.
Zalem konusunu mu diyorsun? Hey, kolay kanıyor olması benim suçum değil.
I knew you were going to, so I lied to you.
Bunu yapacağını bildiğim için sana yalan söyledim.
So you admit you just lied.
Yani yalan söylediğinizi itiraf ediyorsunuz?
I've lied to a lot of people I care about, so please, just go while you can.
Sevdiğim bir çok insana yalan söyledim, bu yüzden, hala vaktiniz varken gidin.
So, you lied.
Demek yalan söyledin.
He lied to you, so that you would help him in his plan.
Planına yardım edin diye size yalan söyledi.
And when Peter comes out of the coma, the family ´ ll be so happy they won ´ t care that you lied to them.
Ve Peter komadan çıkınca, aile o kadar mutlu olur ki senin onlara yalan söylemiş olduğunu önemsemezler.
So why don't we just pretend I've lied about it... you've caught me in your web of ineluctable logic and cut to the point.
Neden benim bu konuda yalan söylediğim seninse beni köşeye sıkıştırıp mantıktan bahsettiğin kısmı geçip sadede gelelim.
So I lied to both of you.
Yalan söyledim, ikinize de.
The last time you questioned me, I lied, so... you have no real reason to believe that what I'm saying is the truth.
Beni son sorgulayışınızda size yalan söyledim o yüzden dediğimin doğru olduğuna inanmak için elinizde hiç asıl bir sebep yok.
So are you, you lied to me.
Pislik sensin, bana yalan söyledin!
I tried to reach you, but l- - You lied to me, so I lied to you!
Sana ulaşmaya çalıştım ama... Sen söyleyince ben de söyledim!
I don't want to get fired, so, uh, I guess I lied to you, but, uh, I'll never let that happen again.
İşten atılmak istemiyorum ve size bir yalan söyledim ama bu bir daha olmayacak. Beni anlıyor musunuz?
- So she has lied to you?
Yani size yalan söyledi.
You lied so she'd like me better.
Sen, beni daha çok sevsin diye yalan söyledin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]