Sorry to tell you translate Turkish
1,377 parallel translation
I'm sorry to tell you... that Dr. Blalock passed away in his sleep last night.
Üzgünüm ama Dr. Blalock... dün gece uykusunda öldü.
I'm very, very sorry to tell you this, but your parents have perished in a fire that's destroyed your entire home.
Çok üzgünüm. Anne ve babanız, evinizi yok eden bir yangında öldüler.
I'm very, very sorry to tell you this, but your parents have perished in a fire that's destroyed your entire home.
Anne ve babanız, evinizi yok eden bir yangında öldüler.
I am so sorry to tell you, but that stuff wouldn't get anyone pregnant.
bunu sana söylediğim için üzgünüm ama bununla kimse hamile kalamaz.
Okay, first thing I'm sorry to tell you this way.
Öncelikle sana bu şekilde söylediğim için özür dilerim.
I'm sorry, you'll have to tell me again. What is this all about?
Özür dilerim, tekrar söylemeniz gerek.
If I have to take beats to tell her I'm sorry, you know what?
Eğer ondan özür dilemek için dayak yemem gerekiyorsa...
I'm sorry to have to tell you that over the phone.
Bunu sana telefonda söylediğim için üzgünüm.
I'm sorry to record this when I should tell you in person.
Bunu şahsen söylemem gerekirken kaydettiğim için özür dilerim.
Almost, listen honey, I'm so sorry I swear to God... I was trying to tell you earlier.
Neredeyse, bak tatlım, çok üzgünüm yemin ederim ki daha önce sana anlatmaya çalışıyordum.
Sorry. It's hard to tell if you're dozing.
Pardon, uyuklarken dinlemek zor oluyor.
I wanted to tell you I'm sorry about the other day.
Geçen gün için üzgün olduğumu söylemek istemiştim.
Sister-in-law, I'm sorry, I don't have the permission to tell you.
Özür dilerim, yenge, sana bunu söyleme yetkim yok.
This whole thing blows over, they catch the guys who did this, and you come back to me to tell me that you're sorry, don't.
- Bilmiyorum, sadece öyle. - Başka bir yere masaj yapalım mı? - Sağ olun kızlar.
I'm sorry to have to tell you that...
Üzülerek söylemeliyim ki...
Hey, I'm sorry to interrupt. You'd better tell Gob, the legs aren't coming.
Araya girdiğim için üzgünüm ama bacağın gelmediğini Gob'a söyleseniz iyi olur.
- I came here to tell you how sorry I am.
Buraya ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim.
- I came here to tell you how sorry I am...
Buraya daha önce sana inanmadığım için özür dilemeye geldim.
I came here to tell you how sorry I am...
Buraya sana ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim...
I didn't get a chance to tell you how sorry I was about what happened at the fundraiser.
Sana showda olanlardan dolayı ne kadar üzgün olduğumu söyleyeme fırsatım olmadı.
You don't have to say you're sorry every time you have something to tell me.
Bana söyleyecek birşeyin olduğunda her defasında özür dilemene gerek yok.
I appreciate that, but I can tell you didn't come all the way over here just to say you're sorry.
Bunu takdir ediyorum, ama tüm yolu benden özür dilemek için gelmediğini söyleyebilirim.
I realized that in the midst of all the things that were going on, I never got to tell you how sorry I was for your loss.
Onca karmaşa içinde size baş sağlığı dilemeyi unuttuğumu fark ettim.
And you were going to tell me this when? Sorry.
Ne zaman söylemeyi düşünüyordun?
To tell you I was sorry. Even though you've basically been the assiest ass on the planet... for the better part of our married lives.
Sana ne kadar üzgün olduğumu söylemeye hatta tüm evliliğimiz boyunca bu evrendeki en büyük pislik olmana rağmen.
I just wanted to tell you how sorry I was to hear of his passing.
Ölümünden dolayı ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim.
I just wanted to tell you that, uh, I'm sorry.
Sana sadece üzgün olduğumu söylemek istedim.
I'm very sorry. I just came to tell you both that I think it would better for Dr Cox emotionally if you two would leave.
Eğer--eğer ikiniz--ikiniz giderseniz Doktor Cox için duy--duygusal olarak ço--çok iyi olur.
I'm sorry. Are you trying to tell me someone did this from outside my plane?
Bunu biri uçağımın dışından yaptı demeye mi getiriyorsunuz?
I am so sorry. Okay, whatever you want to do, we'll do, okay? Just.. just tell me what to do.
ÇOk üzgünüm.tamam mı, ne yapmamı istiyorsan yaparım, sadece yapmam gerekeni söyle.
We work at the morgue downtown... and I'm sorry to have to tell you this... but your father passed away this morning.
Şehirdeki morgda çalışıyoruz ve bunu söylediğim için üzgünüm ama babanız bu sabah vefat etti.
I'm sorry to be the one to tell you this... but Dr. Colvin died from a heart attack at around 8 : 00 a. m.
Bunu söyleyen ben olduğum için üzgünüm ama Dr. Colvin, sabah 8 : 00 civarı kalp krizinden öldü.
I'm sorry. Didn't I tell you it had to be in cash?
Affedersin sana paranın nakit olması gerektiğini söylememiş miydim?
But I have to tell you, I am sorry... for what my son did.
Ama, oğlumun yaptığı şey yüzünden üzgün olduğumu sana söylemeliyim.
Tell us something to show that you're sorry!
Bize üzgün olduğunu belirten bir şeyler söyle!
I'm sorry about the circumstances, bu I'm glad you're still in town because it gives me the opportunity to tell you how embarrassed I am about last night.
Bu duruma üzüldüm, ancak hala şehirde olmana sevindim çünkü geçen gece yüzünden ne kadar utandığımı söyleme fırsatı verdi.
I'm sorry I have to be the one to tell you.
Bunu sana söyleyenin ben olduğu için üzgünüm.
- I'm sorry. Look, I feel like I need to tell you something.
Bak, sana bir şey söylemek zorundayım.
I'm sorry to have to tell you that Spike's test results... yielded positive for feline leukemia.
Spike'ın test sonuçlarının lösemi için pozitif çıktığını... söylemek zorunda olduğum için üzgünüm.
I just wanted to come over here and tell you how very sorry I am about the kidnapping.
Eminim öyledir. Buraya gelme nedenim kaçırılma olayından dolayı ne kadar üzgün olduğumu söylemekti.
It kills me however to have to tell you I'm sorry, I just- -
Sana söylemek bana acı veriyor Üzgünüm, sadece... zamanlama iyi değil.
I'm very sorry to have to tell you all that you'll have to stay in bed.
Çok üzgünüm ama söylemeliyim ki, bu gün yatakta kalmak zorundasınız.
I need to tell you. I am so sorry for being so selfish.
Bencilliğim için çok özür dilerim.
Sorry, I forgot to tell you something.
Afedersin, sana çok önemli bir şey söylemeyi unuttum.
I'm sorry, I don't mean to tell you what you should ask anyone, I would never dare, but...
Afedersin, Sana, kime ne soracağını ben söyleyemem, haddim değil, ancak...
- I know I should've told you that, and I didn't tell you that because I was afraid to and- - and I'm sorry.
Bunu sana söylemeliydim ama korktuğum için söyleyemedim. Özür dilerim.
And I can't begin to tell you on this damn machine how sorry I am.
Ve bu aptal makineye sana ne kadar üzgün olduğumu anlatmak istemiyorum.
Listen, I was dragged off the bus before I got to tell you this, but I'm sorry.
Dinle,... sana bunu söyleyemeden otobüsten dışarı sürüklendim ve özür dilerim.
Robbed of 500 Yen it's 800 Yen it's the same ya sorry, can we hurry up let me tell you, everything needs to be in order.
800 yen! Böyle daha iyi. Katılıyorum.
Sorry but I have something to tell you.
Affedersin, ama sana söylemem gereken bir şey var.
Sorry for interrupting you like that in the middle of the night but Andre has something very important to tell you.
Gecenin yarısında seni böyle rahatsız ettiğimzi için özür dilerim.. ... Fakat Andre'nin sana söylemek istediği şeyler varmış..
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to disappoint you 99
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to wake you 60
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to be late 20
sorry to make you wait 25
sorry to disappoint you 99
sorry to call so late 16
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to wake you 60
sorry to disturb 29
sorry to barge in 37
sorry to be late 20
sorry to make you wait 25