Sorry to hear it translate Turkish
224 parallel translation
- I'm sorry to hear it, sir.
- Bunu duyduğuma üzüldüm, efendim.
Sorry to hear it
Çok kötü.
Sorry to hear it. Mr. Gilvray, I have a kind of problem.
Bay Gilvray, benim bir sorunum var.
- Oh, I'm sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm. Ölmeden önce bir yuva kurduğumu görmek... Durumu kötü mü?
I'm sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
He's sick. - Sorry to hear it.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
- Sorry to hear it.
- Çok üzüldüm.
- Sorry to hear it.
- Buna üzüldüm.
What do you mean, "It's too bad and you're sorry to hear it"?
Ne demek istiyorsun, "çok kötü ve duyduğuna üzüldün"?
I'm sorry to hear it though.
Duyduğuma üzüldüm yine de.
I'm sorry to hear it.
Buna üzüldüm.
I am sorry to hear it.
Üzüldüm.
I'm sorry to hear it.
Böyle düşündüğünüze üzüldüm.
I'm so sorry to hear it.
Bunu işittiğime çok üzüldüm.
Sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm!
Well, I'm sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Oh, I'm so sorry to hear it.
Duyduğuma çok üzüldüm.
Sorry to hear it.
Üzüldüm buna.
- Sorry to hear it.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
Uh, I have never taken my wife to Europe. I'm sorry to hear it.
Ben de karımı Avrupa'ya götüremedim.
, I am very sorry to hear it.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm.
Sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
I can't say that I'm sorry to hear it.
Bunu duyduğuma üzüldüm diyemem.
I'm so sorry to hear it.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
- I'm sorry to hear it.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
I'm sorry to hear you say that, sir, because it was not a flight of fancy.
Bunu duyduğuma üzüldüm efendim. Ama sizi temin ederim ki bu bir hayal değildi.
Oh. Well, I'm sorry to hear about it.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Sorry more people weren't there to hear it.
Daha cok insanin gelmemesi uezuecue.
I was real sorry to hear about it, Carl.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm, Carl.
I said, I was real sorry to hear about it.
Buna üzüldüm, dedim.
Yes, it was as bad as that I'm very sorry to hear
Evet, durum o kadar kötüyse üzgünüm efendim.
Sorry to hear about it.
Başınız sağ olsun.
[Phone ringing] Sorry to hear that it's... Cold enough out there to freeze your winnebago.
Dışarıda karavanı donduracak kadar soğuk olduğunu duymak çok üzücü.
It said,'Sorry to disturb your sleep... but alas,'twas good to hear your voice.
Şöyle yazıyordu : " Uykunu böldüğüm için kusura bakma. Sesini duymak güzeldi.
Well, sorry to hear the job's filled but you know, it was worth the trip here just to meet you.
İşin kapılmasına üzüldüm ama biliyor musun, buraya gelmeme değdi, seninle tanışmış oldum.
You'll see I'm married. I'm sorry to hear it.
- Bunu duyduğuma üzüldüm.
I hear you say "I'm sorry" and such like. It's natural to be concerned.
Üzgünüm, eminim ellerinden geleni yapmışlardır falan dediğini duydum ve doğal olarak merak ettim.
Ms. Maryanski, I'm sorry it's not the news that you wanted to hear.
Bayan Maryanski, duymak istemediğiniz bir haber olduğu için üzgünüm.
- Well, I'm sorry to hear that. Well, I take it you're still on good terms, huh?
Bu arada, Rosses'lara selamınızı ileteceğim.
I'm so sorry you had to hear it this way, Helen
Bu şekilde öğrendiğin için, çok üzgünüm Helen.
Sorry, it must be hard to hear.
Özür dilerim, dinlemesi çok zor olmalı.
Sorry to hear it, sir.
- Bunu duyduğuma üzüldüm efendim.
I'm sorry to hear about the loss. Maybe it's time for you to renew your faith.
Bu çok üzücü ama bunun inancınızı etkilemesi çok kötü.
Sorry, I don't want to hear it now.
Duymak istemiyorum.
Sorry to hear about it.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
If you care to hear how sorry I am and how much I care about you, it's all in here.
Eğer ne kadar üzgün olduğumu ve sana ne kadar çok değer verdiğimi öğrenmek istiyorsan... hepsi burada.
Anyway, sorry to hear about that. It's brutal stuff, you know.
Evet, neyse, duyduğuma üzüldüm ya.
We were all extremely sorry to hear about it.
Olayı duyduğumuzda çok üzüldük.
Well, I'm sorry to hear you say that, because you'll lose a lot more than the election if it does.
Bunu duyduğum için üzgünüm, çünkü ortaya çıkarsa seçimden çok daha fazlasını kaybedeceksin.
I'm genuinely sorry to hear that. This is now a legitimate piece. If you don't want it, it goes to somebody else.
Bunu duyduğuma çok üzüldüm çünkü artık bu önemli bir olay ve sen yazmazsan, yazacak başkasını bulurum.
I'm sorry you had to hear about it so bluntly.
Her şeyi böyle karmaşık yaşadığınız için çok üzgünüm.
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to trouble you 44
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to disappoint you 99
sorry to call so late 16
sorry to wake you 60
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to barge in 37
sorry to disturb 29
sorry to be late 20
sorry to say 31
sorry to disappoint you 99
sorry to call so late 16
sorry to wake you 60
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to barge in 37
sorry to disturb 29
sorry to be late 20
sorry to say 31