Speak to me translate Turkish
3,993 parallel translation
You don't have to speak to me as a prisoner anymore.
Benimle bir mahkum gibi konuşmana gerek yok artık.
You wanted to speak to me?
Benimle mi konuşmak istediniz?
I said, "Hey, Cavanaugh, you speak to me like that again " in front of my wife and kid, I will brush your teeth with a brick. "
"Hey, Cavanaugh, karım ve çocuğumun önünde tekrar benimle böyle konuşursan dişlerini tuğlayla fırçalarım." dedim.
Didn't you want to speak to me?
Benimle konuşmak istemediniz mi?
You wished to speak to me.
Benimle konuşmak istemişsiniz.
You can speak to me like an adult, Tom.
Benimle bir yetişkin gibi konuşabilirsin Tom.
Please don't speak to me like that.
Benimle böyle konuşma Iütfen.
Speak to me.
Benimle konuş.
Then why didn't you speak to me?
O zaman neden konuşmadın?
Tell me, speak to me.
Anlat bana, konuş benimle.
David, speak to me.
David, konuş benimle.
OK. It's your choice, though I may just turn into a Death Star if you never speak to me again.
Tamam, sen bilirsin, ama artık benimle konuşmayacaksan Ölüm Yıldızı'na ben dönüşebilirim.
Did you want to speak to me?
Benimle mi konuşmak istemiştin?
Oh, my love live but one moment... to speak to me once. To speak to our children, you'd speak to little Tad, wouldn't you, Father?
Aşkım bir an daha yaşa...
This part doesn't speak to me so much ".
Bu kısım bana fazla hitap etmiyor ".
- Tell me. Come on, speak to me.
Hadi, anlat bana.
Po, speak to me.
Po, konuş benimle
Don't speak to me!
- Konuşma benimle!
Don't speak to me!
Benimle konuşma!
- Certainly. Speak to me.
- Tabii ki, anlatın.
Speak to me honestly.
- Bana karşı dürüst ol.
Do not address me as "friend", and do not speak to me directly again.
Bana dostum deme. Ve asla doğrudan hitap etme.
Don't ever speak to me again.
Benimle bir daha asla konuşma.
Who do you think you are to speak to me like this?
Kendini ne sanıyorsun da benimle böyle konuşuyorsun?
Or if you'd be kind enough to give me your names, I'll ask the king to speak with you himself.
Veya bana isimlerinizi verme nezaketini gösterin ve kraldan sizinle bizzat konuşmasını isteyeyim.
Excuse me, I'd like to speak to the officer handling the Archer case.
Pardon, Archer dosyasına bakan, memurla görüşmek istiyorum.
Until then, do not speak to anyone else about this case but me.
O zamana kadar, bu dava ile ilgili benden başkasına bir şey anlatma.
Listen, do me a favour, next time you speak to your Mum, tell her... Tell her I miss her.
Bana bir iyilik yap, gelecek sefer annenle konuştuğunda onu özlediğimi söyle.
I will tell you all about the dozen Swiss mercenaries I dispatched to the Tiber who search for me as we speak.
Sana, anlaştığımız üzere Tiber'e beni araması için sevk ettiğim bir düzine İsviçreli paralı asker hakkındaki her şeyi anlatacağım.
Of course, if it's possible for me to speak...
Elbette, böyle bir fırsatım olursa.
- Me. I honestly don't mean to be rude, but you're the man with the clipboard, and I need to speak to the chairman or ranking member of the House Judiciary Committee.
Kesinlikle kaba olmak istemiyorum ama sen elinde liste olan adamsın ama benim Temsilciler Meclisi Başkanı ya da bir vekille görüşmem gerekiyor.
Do you want me to speak up?
Sesli konuşmamı mı istiyorsun?
I couldn't lie. Julia, please speak plainly to me.
Julia, lütfen benimle açık şekilde konuş.
He allowed me to speak of her.
Onun hakkında konuşmama izin veriyordu.
He surprised me in the tub, so to speak.
Tabiri caizse, küvet beni şaşırttı.
But if you or your family need to speak, or you just need a friend when it's getting a bit much, you call me.
Ama eğer senin ya da ailenin konuşmaya ihtiyacı olursa ya da bunaldığın zaman bir arkadaşa ihtiyacın olursa beni ara.
I understand you want to speak with me about Aster Corps.
Anladığım kadarıyla Aster Şirketi hakkında benimle konuşmak istiyormuşsunuz.
You asked me to speak to her, and then you shunned her before I could.
Onla konuşmamı istemiştin ve daha konuşamadan onu kovdun.
let me speak to my lawyer before you give these guys anything.
Avukatımla konuşayım
Tell him that brother's with me.. .. and let you speak to your wife.
Ona kardeşin benimle de ve sende eşin ile konuş.
Let me speak to them.
- Konuşmama izin ver!
Let me speak to them.
- Onlarla konuşmama izin ver!
Let me speak to him.
Onunla konuşmama izin ver.
Do you feel the need to talk to me in cop-speak?
Benimle polis gibi konuşmaya mı ihtiyacın var? Evet.
If you want to see or speak to my daughter, you ask me first.
Kızımı görmek veya konuşmak istersen önce bana soracaksın.
Small Wonder has made me the woman I am today, free to speak my mind and think outside the box.
- Özgürce konuşan ve geniş perspektiften bakan bir kadın haline beni Small Wonder getirdi. - Tünaydın, Jake.
And now you have been appointed by the family or you have decided yourself to speak with me. both of which imply you have retained some status, which I have insisted you give to me.
Şimdi aile tarafından atandın da bizzat kendin benimle konuşmaya mı karar verdin? Her ikisinde de senden bana vermende ısrar ettiğim statüyü koruduğuna işaret ediyor.
My voice is altered because I've got eight demons in me all taking turns to speak.
Sesim değişik çıkıyor, çünkü içimde sekiz şeytan var hepsi sırayla konuşuyor.
And anyways, me auntie told me I wasn't supposed to speak to strange men like you.
Satın aldım mağazadan aldım. Her neyse teyzem senin gibi yabancılarla konuşmamam gerektiğini söyledi.
Let me speak to Marcus.
Marcus'la konuşmak istiyorum.
If you let me go, I... I will speak to the magistrate and I will tell him you were very compassionate.
Eğer gitmeme izin verirsen yargıçla konuşup bana çok merhametli davrandığını söylerim.
speak to him 27
speak to us 18
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
speak to us 18
to meet you 22
to me 1767
to mexico 17
to meet 21
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31