Stand up for yourself translate Turkish
172 parallel translation
You've gotta stand up for yourself, man.
Hakkını savunmalısın dostum.
Now's your chance to stand up for yourself.
Şimdi kendini savunmanın tam zamanı.
That's it, stand up for yourself!
- İşte öyle, kafa tutmasını öğrenin!
You owe it to your friends at school to stand up for yourself.
Kendini savunman okuldaki arkadaşlarına borcundur senin.
You're somebody who's gonna stand up for yourself, somebody who's gonna protect her.
Sen kendini savunabilen ve onu koruyabilecek birisin.
You've gotta stand up for yourself.
Kendini ayakta tutmak zorundasın.
Why didn't you stand up for yourself?
Neden kendini savunmadın?
You afraid to come out from behind your men, to stand up for yourself?
Adamlarının arkasından çıkıp, tek başına kalmaya korkuyor musun?
Well, if you are, you'd better learn to stand up for yourself a little.
Öyleyse, ayaklarınızın üstünde durmayı öğrenseniz iyi olur.
Alice, you gotta learn to stand up for yourself.
Alice, kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmelisin.
Stand up for yourself.
Kendini savun, adamım.
Stand up for yourself, Poindexter.
Kendini savun, dört göz.
Well, that's exactly how you live your whole life. In a small space, afraid to stand up for yourself or anyone else.
Şey, işte bütün hayatını tamamen böyle yaşıyorsun... küçük bir yerde, kendine veya başka birisine karşı durmaktan korkarak.
You never could stand up for yourself!
Hiç kendini savunamıyorsun!
Just this once, man, stand up for yourself.
Sadece bu seferlik, hakkını savun.
But you have to stand up for yourself, or they're gonna ride you all season long.
Ama kendini savun eger sezon sonuna kadar burada kalmak istiyorsan.
You gotta fucking stand up for yourself.
Kendini savunman gerekiyor.
Stand up for yourself and make everything right again!
Ayağa kalk ve her şeyi yeniden düzene koy!
Stand up for yourself.
Kalkın.
Jeez, you have to stand up For yourself once in a while.
Jeez, ara sıra istediğini elde etmek için direnmelisin.
You got to stand up for yourself.
Kendini savunmalısın.
Go outside and stand up for yourself.
Dışarı çık ve kendini savun.
I should've realised you can stand up for yourself.
Başkasına ihtiyacın olmadığını fark edebilmem gerekirdi.
Why stand up for yourself when you can just walk out of here right now and say,
Buradan şuan çıkıp gidebilmek varken, neden kendinizi koruyup
Is she teaching you to stand up for yourself?
Bu kadın kendi ayakların üzerinde durmanı mı öğretiyor sana?
Stand up for yourself.
Kendine dikkat et.
You can stand up for yourself.
Kendiniz için ayakta durabilirsiniz.
You gotta learn to stand up for yourself.
Ayağının üzerinde durmayı öğrenmelisin.
You've got to stand up for yourself, but I liked standing up for you just then.
Hakkını aramalısın, demin senin hakkını aramak hoşuma gitti.
Because I told you to stand up for yourself?
Sana hakkını aramanı söyledim diye mi yaptın bunu?
You need to be able to stand up for yourself and say, you know, "Paris, go..."
Kendi ayaklarının üzerinde durmalısın. Şöyle demen gerek : "Paris..."
You were Queen, stand up for yourself.
Sen kraliçesin, kendini korursun.
Got to stand up for yourself.
Kendimi korumak için...
I've gone through some tough times lately, and you have no idea what it means to feel like you can stand up for yourself again.
Daha önce böyle çok zor anlar yaşamıştım ve inanın böyle tek başına ayakta durabilmenin ne kadar güzel birşey olduğunu bilemezsiniz.
- Why can't you stand up for yourself!
- Neden kendini savunmuyorsun?
You need to stand up for yourself.
Kendini savunmalısın.
You know, Pat, you have got to stand up for yourself.
Pat, kendini savunmak zorundasın.
Now, I wanted you as a partner because you're ambitious, because you can stand up for yourself, because you're smart!
Seninle çok hırslı olduğun, kendi ayaklarının üstünde durabildiğin... ve akıllı olduğun için ortak olmak istedim.
- Glad to see you stand up for yourself.
Çıkarlarını korumana sevindim.
While you're waiting for the wind and the tide, While you're waiting for the wind and the tide, I say you've gotta stand up for yourself.
Rüzgarın değişmesini beklerken bir yandan da direnelim derim.
I say you've gotta stand up for yourself.
Drew'in yaptığı gibi.
Way to stand up for yourself.
Kendin için çok iyi direndin.
You're meant to stand up for yourself. You should've divorced her!
Tüm telefon konuşmalarından sonra, bunu bana nasıl dersin?
Stop being a sissy and stand up for yourself.
Muhallebi çocuğu olma, kendini koru.
So you need to stand up for yourself, karl!
Kendin için dayanmalısın Karl!
- You're supposed to stand up for yourself.
- Kendini dimdik ayaktasın sanıyordun.
- You gotta stand up for yourself, man.
- Ayaklarının üzerinde durman gerek, dostum.
It's important I know you can handle yourself. Just stand up for a minute.
Ayağa kalkar mısın?
Stand up and see for yourself.
Kalk ve kendin gör.
Imagine yourself in a room that's too short for you to stand up in and not wide enough to lie down in.
Kendini ayağa kalkılamayacak ve uzanılamayacak kadar küçük bir odada düşün.
And you, stand the fuck up for yourself.
Ve sen, biraz karakterli ol.
stand up 1282
stand up straight 94
for yourself 58
standard 64
stand 299
standing 87
standards 19
standish 33
standby 89
stand by your man 18
stand up straight 94
for yourself 58
standard 64
stand 299
standing 87
standards 19
standish 33
standby 89
stand by your man 18
stand by me 33
stand your ground 55
standing room only 19
stand by 925
stand here 61
stand clear 68
standing here 19
stand over there 44
stand down 832
stand right there 37
stand your ground 55
standing room only 19
stand by 925
stand here 61
stand clear 68
standing here 19
stand over there 44
stand down 832
stand right there 37
stand straight 39
stand aside 185
standing by 214
stand fast 51
standard procedure 51
stand still 218
standing there 32
stand right here 22
stand back 854
standing bear 19
stand aside 185
standing by 214
stand fast 51
standard procedure 51
stand still 218
standing there 32
stand right here 22
stand back 854
standing bear 19