Stand back translate Turkish
2,794 parallel translation
Prayer lets us stand back from the world we live in.
Şu hayatta katlanabildiğim tek şey namaz kılıp dua etmektir.
Stand back!
Geri çekil.
- Stand back.
- Geri çekil
Amy, I'm going to try to blow the lock. I need you to stand back.
Amy, kilidi kırmaya çalışacağım, kapıdan uzak dur.
Stand back from him! Stand away from him!
Geri çekil
- Stand back!
- Hayır.
All right, stand back.
Pekâlâ, geri çekil.
Stand back.
Sen ayak altından çekil.
All right, stand back, I'll see what I can do.
Tamam, geri çekil, bakalım neler yapabiliyorum.
Honey, you know what? I want you to stand back.
Tatlım, uzak dursan iyi olacak.
Stand back.
Geri çekil.
Just turn it on and stand back.
Sadece yolla ve keyfine bak.
Now, why don't you stand back and let us impress you?
Şimdi neden geri çekilip sizi etkilememize izin vermiyorsunuz?
Stand back!
Geri çekilin!
Stand back.
Geri dur.
I need you to stand back. Step away, please.
Geride durun lütfen.
Stand back Stand back!
Geri çekil, geri çekil!
♪ than it really is when you actually stand back ♪
"Ama aslında şöyle bir geri çekilip"
Stand back-to-back.
Gel, sırt sırta verelim.
Stand back.
Geri çekilin.
Stand back!
Geri dur!
You're gonna have to stand back. And if you're bearing firearms, Please lower them.
Geri çekilmeniz gerek ve silahlarınızı kapıya doğrulttuysanız indirin lütfen.
Stand back... Or he dies.
Geri çekilin yoksa ölür.
You're gonna have to stand back, and if you're bearing firearms, Please lower them.
Geri çekilmeniz gerek ve silahlarınızı kapıya doğrulttuysanız indirin lütfen.
Stand back, or he dies.
Geri çekilin yoksa ölür.
Stand back.
- Geri çekilin.
Stand back.
Geri durun.
Stand back! - We've lost perimeter!
- Kontrolü kaybediyoruz!
So stand back and let me out of here or I swear to God I'll shoot this bastard!
Yoksa, yemin ederim bu piçi geberteceğim!
I couldn't just stand back and let her get caught in the middle of it.
Öylece seyirci kalamazdım. Onu ateşin ortasında bırakacak değildim.
I could have you bent over this table and there'd be nothing he could do but stand back and watch.
Seni şu masaya yatırırım. O da ancak izlemekle yetinir.
Stand back.
Uzakta dur.
Everyone, stand back!
Çekilin kenara!
Stand back, don't touch her. People, hey...
Millet alo burdayım
Whoa, hold on, stand back.
- Geri çekil.
Whoa, whoa, stand back.
Geride dur.
Don't stand out, never raise your hand in class... and watch your back at all times.
göze batma, asla parmak kaldırma... ve herzaman arkanı kolla.
And Debbie here tells me you was the only one with the stones to stand up and fight back.
Onlara karşı cesurca direnip mücadele eden tek kişinin sen olduğunu söyledi Debbie.
And we're back on the air in the announcer's booth, and I regret to inform you that Sasquatch Sid has sustained a minor injury to his hands, folks.
Spiker standından tekrar yayındayız ve sizi üzüntüyle bilgilendiriyorum ki Sasquatch Sid ellerinden küçük bir yaralanma geçirdi, millet.
I love her so much, I can't stand it if she isn't coming back to me.
Onu o kadar çok seviyorum ki, eğer geri gelmezse, bunu kaldıramam.
See, we need to put her back on the stand.
Onu tekrar sandalyeye çıkartmamız gerekiyor.
Stand down and back away from the car.
Geri çekil ve arabadan uzaklaş.
Stand down and back away!
Geri çekil ve arabadan uzaklaş.
Back at the WishWings stall, there's an emergency.
Umut Kanatları standına döndüğümüzde ise acil bir durum var.
But to everyone's surprise, he's back at his stall.
Ancak herkes hayret içinde. Yine standının başında.
It's not like you have a trauma team... to stand by to stitch an arm back on.
Gerçekçi olalım. Bir kola dikiş atmak için hazırda bir sağlık ekibinin beklemesine gerek yok.
Knowing all that we stand to lose... Do we have her back?
Kaybedeceğimiz her şeyi bilerek arkasını kolluyor muyuz?
Knowing all that we stand to lose, do we have her back?
Kaybedeceğimiz her şeyi bilerek arkasını kolluyor muyuz?
I Can't stand I get pain in my back from the chairs in there.
Oradaki sandalyelere sırtımı yasladığımda oluşan acıya katlanamıyorum.
But sometimes it's easier to stand on your own when you know your friends have your back.
Ama arkadaşlarınız arkanızdaysa kendi ayaklarınız üzerinde durmak daha kolaydır.
I'd go inside. I'd stand in the back of the chamber, and I'd listen to the great lawyers, like John W. Davis...
İçeri girer, mahkemenin arkasında durur John W. Davis gibi büyük avukatları dinlerdim.
back 1915
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
backup 83
backstrom 34
backs 42
background 48
backgammon 25
backwards 110
backstage 37
backpack 27
back the fuck up 47
back it up 216
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188
back to work 469
back to the future 36
back up 1292
back in town 16
back off 1570
back to the beginning 16
back then 441
back me up 80
back home 188