English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Step by step

Step by step translate Turkish

652 parallel translation
And he backed away from it step by step, right up to the window.
Ve ondan, adım adım uzaklaşarak pencereye kadar geriledi.
They form a city apart, which, step by step, stretches down to the sea.
Adım adım denize doğru uzanan bu yapılardan bir şehir oluşur.
It seems to me, Sergeant, there are two kinds of men - one who learns to play Bach and Handel... only to play "I Kiss Your Little Hand, Madame"... and the man who learns to walk step by step... so that one day he might climb Mount Everest.
Bana kalırsa iki tip insan var çavuş bir tanesi Bach ve Handel çalmasını öğrenip "Ellerinizden Öpüyorum Hanımefendi" çalan bir diğeri de her şeyi adım adım öğrenip en sonunda Everest Tepesi'ne tırmanmayı başaran.
So you see, he must have planned the whole thing... step by step from that night.
Gördüğünüz gibi, o geceden sonra her şeyi... adım adım planlamış olmalı.
Step by step.
Adım adım.
We'll track him step by step. Who knows how long it'll take.
- Yakalanana kadar kaç gün geçer?
You'll be driven back, step by step, until you stand helpless, as he did.
Ona yaptığın gibi geriye doğru sürüleceksin, taki kaçacak yerin kalmayana kadar! .
One goes step by step by step by step into the darkness.
Birisi adım adım... adım adım karanlığa hareket ediyor.
Now let's go step by step.
Şimdi adım adım gidelim.
Now, as we build step by step to the climax, the music soars.
Ve şimdi olaylar en heyecanlı noktaya doğru ilerlerken müzik yükseliyor.
Django will bring Manuel to death. Step by step.
Django, Manuel'e adım adım ölümü getirecek.
We'll shadow him step by step.
Onu adım adım takip edeceğiz.
Step by step, I've made the correct and logical decisions.
- Pek tuhaf. Ben mantıklı kararlar aldım.
Well, I'm not talking about your average hothead... you know, the guy who pops somebody over the noggin with a bottle What I mean is, uh, the kind of man that, uh, figures everything out in advance, who takes everything step by step
Şişe ile birini haklayan sizin sıradan kızgın katilinizden söz etmiyorum, kastettiğim, her şeyi adım adım gerçekleştiren, her şeyi önceden tasarlayan türden biri.
- I'll take you through step by step.
- Sana adım adım anlatacağım.
- He is following us step by step.
- Bizi adım adım izliyor.
You came to this stuation with all suffer step by step in 20 years.
20 yıldır, dişinle, tırnağınla, bileğinle, yüreğinle, hayatın bağısına bu yere geldin.
''But I do what I can''inch by inch, step by step
"Ama deniyorum " Santim santim, adım adım
I followed you step by step and I even counted your hairs, which are dirty!
Seni adım adım izledim saçlarını bile saydım, pis saçlarını!
It was a process, step by step.
Anlatabiliyor muyum? Bu... Bu bir süreçti.
Slowly, step by step.
Yavaşça. Adım adım.
In a conspiracy like this you build from the outer edges and you go step by step.
Böyle bir komplonun içinde dış kenardan başladınız ve adım adım ilerlediniz.
I'm step by step.
Kademe kademeyim.
All right, let's back up and go through it once more, step by step.
Tamam, tekrar üzerinden geçelim, adım adım.
He climbs them softly, step by step...
Yavaş yavaş tırmanıyor, adım adım...
We'll go step by step and cut off every bulkhead and vent until we have it cornered, then we'll blow it the fuck out into space.
Adım adım ilerleyecek ve her bölümü ve her deliği köşeye sıkışana kadar kapatacağız, sonra da uzaya savuracağız.
We will measure scientifically, step by step... the influence of the punishment over the memory.
Bilimsel olarak, adım adım cezanın hafıza üzerindeki etkisini ölçeceğiz.
I don't know what the hell is going on here either, so were going to take it step by step and search every room in the house, alright?
Burada neler olduğunu ben de anlamıyorum. O yüzden burada adım adım ilerleyeceğiz ve odaları tek tek arayacağız tamam mı?
If you step forward here and get beaten by them, your whole body would be beaten to pieces, so how would you handle that?
Olmaz! Adımını attığın zaman derini baştan aşağı yüzecek olsalar ne yapacaksın?
Step up for a moral... ... and educational exhibition of marksmanship by the King of the Plains.
Ovaların Kralı'nın ahlaki ve öğretici nişancılık gösterisini izlemek için yaklaşın.
We must do everything step-by-step.
Her şeyi adım adım yapmamız gerekiyor.
Follow him if you will, as he attempts to unravel this mystery... hindered at every step by his friends... and haunted always by a vague sense of foreboding.
Eğer bu filmi seyredecekseniz, bu adam gizemi çözmeye çalışırken, arkadaşlarının her adımını nasıl engellediğini ve her şeyi daha önceden sezmekten usanışını izleyin.
You step out front and bring me in what you see out there by the stoop.
Şimdi ön tarafa çık ve bulabildiğin ne varsa buraya getir.
By telling me what you have and feeling as you do, you're already a step ahead of a lot of other men that have been in your shoes.
Bana bu durumu ve hislerini açıklayarak, senin durumundaki bir çok kişiyi aştın.
All right, now one by one, start with you, unbuckle your guns drop them and step back.
Pekala, şimdi sırayla, senden başlayalım, silahınızı çözün... yere bırakın ve geri çekilin.
... silent rooms, where footsteps are absorbed... by carpets so heavy, so thick... that one hears no step... as if the very ear of him who advances once again transverse corridors leading to deserted salons... encrusted with the ornamentation of another age... silent rooms, where footsteps are absorbed... by carpets so heavy, so thick... that one hears no step, as if the very ear...
çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... bir kez daha yürüyenin sanki sırdaşları başka bir çağdan kalma süslemelerle bezenmiş... metruk salonlara götüren birbirine dik koridorlar... sessiz odalar ;
... sculptured portals, ranks of doors, galleries... transverse corridors leading to deserted salons... encrusted with the ornamentation of another age... silent rooms, where footsteps are absorbed... by carpets so heavy, so thick... that one hears no step... as if the very ear were far away... far away from this numb, barren decor... far from this elaborate frieze beneath the cornice... with its branches and garlands... like dead leaves... as if the floor were still sand and gravel, or stone slabs... over which I advanced once again... as though to meet you... between richly panelled walls... stucco, moldings, paintings... framed prints amidst which I advanced... among which I found myself already... waiting for you... very far from the setting I stand in now... before you, waiting again... for one who will not come again... who will no longer keep us apart... tear you from me.
... oymalı girişler, sıra sıra kapılar, galeriler... başka bir çağdan kalma süslemelerle bezenmiş... metruk salonlara götüren birbirine dik koridorlar... sessiz odalar ; çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... sanki dalıp gitmiş sırdaşlar... bu cansız, yavan dekordan çok uzaklara... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış... bu frizden uzaklara... üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... sana kavuşmak için adeta... zengin ahşap kaplamalı duvarlar arasında... ustuka, silme, tablolar... aralarından geçtiğim çerçeveli gravürler... seni beklerken içlerinde çoktan... kendimi bulduğum... şu an senin huzurunda bulunduğum mekândan... çok çok uzaklarda ; ve yine beklerken... bir daha gelmeyecek birini... artık bizi ayıramayacak birini... seni benden koparan.
but I'm surrounded by cowards. But one step at a time...
Her defasında küçük bir adım, bir adım daha...
He's my wife's step-uncle by her sister's marriage.
O benim baldızın üvey amcası.
The dazzling scheme has been worked out, step by painful step, for over a year by Rick himself.
O parlak planı bir yıl uğraşıp, adım adım bizzat Rick hazırlamış.
If I do not extract the plan you have been building step by painful step for the last year, my life, well, it's over.
Geçen yıl boyunca uğraşıp didinip hazırladığın planı ağzından alamazsam, hayatım sona erdi demektir.
commander : Now, please, if you are prepared to surrender, step into the doorway, one by one, without weapons :
Şimdi teslim olmaya hazırsanız,... silahsız şekilde birer birer kapıya çıkın.
Well, I guess our first step is to have Hinkle examined by our own doctors.
Beyler, ilk yapacağımız iş Hinkle'ı, kendi doktorlarımıza muayene ettirmek.
But we must make one more step toward installing the new government by holding a meeting of the new cabinet.
Ama yeni hükümeti kurmak için bir adım daha atmalıyız yeni kabine ile bir toplantı düzenleyelim.
It's by the step.
Merdivenlerdedir.
T o go anywhere, begin by taking a first step.
Bir yere gitmek istiyorsan ilk adımı atmalısın.
With the kind of performance and support... provided thus far by the navy, I can be in Manila in five weeks... from the day my troops step ashore on the beaches, and well before next March.
Şimdiye kadar donanmanın verdiği destek devam ederse askerlerim sahile ayak bastıktan beş hafta sonra ve önümüzdeki Mart'tan önce...
Tell her relatives to step by.
Akrabalarına beklemelerini söyle.
The antidote you fought over was made by Yin Jiao Yau, one of the ten Villains The Eight-step Killer
Uğruna savaştığınız panzehir... aslında 10 kötülerden Yin Jiao you'nun... yaptığı 8-adım zehiridir
But days and years passed by, he gave up Government service, the soft down on his chin turned into stiff bristles, his waist broadened, his hair had begun to come out, he turned thirty, and he had not advanced a step in any direction, and was still standing at the same point as ten years before.
Fakat günler ve yıllar geçti, devlet işinden ayrıldı,... yüzündeki kıllar sertleşti, beli kalınlaştı, saçları dökülmeye başladı,... otuzuna ulaştı,... hiçbir yönde faydalı bir adım atmamıştı,... ve hala on yıl öncesiyle aynı noktada duruyordu.
Let's take it one step at a time and by the book.
Hadi bir adım ileri gidelim ve kitaba göre ilerleyelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]