English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Take a bite

Take a bite translate Turkish

424 parallel translation
Now, make a wish and take a bite.
Haydi, bir dilek tut ve elmayı ısır.
Now take a bite.
Şimdi ısır haydi.
You, Chick. What's the matter? What's the idea of trying to take a bite out of me?
Chick, beni ısırmaya çalışmaktaki amacın neydi?
What, did he take a bite out of you too?
Ne yani, seni de mi ısırdı?
- Take a bite.
- Bir ısırık al.
Take a bite.
Bir lokma al.
Larry, he thinks he has to take a bite out of every broad he comes across.
Larry, karşısına çıkan her kadının tadına bakması gerektiğini düşünür.
All you have to do is spread Crown Cheese on a piece of toast, take a bite, say "yum, yum" and $ 10,000 are yours.
Sadece Crown Peynirini tosta süreceksiniz. Bir parça ısırıp, yam yam diyeceksiniz, 10.000 dolar sizin.
I'd hate to take a bite out of you.
Seninle iş yapmaktan nefret ediyorum.
Why don't you take a bite?
Ortak olmak ister misiniz?
All I have to do is take a bite of your apple, gentlemen?
Ve tek yapmam gereken ; elmanızdan ısırmak, öyle mi, beyler?
When you eat knichi, you take a bite into history.
- Evet. Knichi yerken tarihten bir yudum alıyorsun.
I can't wait to take a bite from this thing.
Bu kabağın tadına bakmak için sabırsızlanıyorum.
I'll just take a bite.
Biraz ısıracağım.
Take a bite
Biraz al.
Take a bite. lt's delicious.
Bir lokma al. Çok leziz.
Think I'll take a bite out of you.
Sanırım, senden bir ısırık alacağım.
I think I'll take a bite out of you.
Sanırım, senden bir ısırık alacağım.
Here. Take a bite off the end of this.
Ucundan bir ısırık al.
Take a bite.
Bir ısırık al.
In other words it's a huge shit sandwich and we all have to take a bite.
Başka bir deyişle... bu boktan bir sandviç, ve hepimiz bir ısırık almak zorundayız.
Government do take a bite, don't she?
Hükümet biraz dişlemiş, değil mi?
"Seems Dawn and hot, hot, hot DJ hubby Slim Slicker are getting ready to take a bite out of the Big Apple."
"Dawn ve seksi DJ kocası Slim Slicker New York'tan taşınmaya hazırlanıyor." Ne var bunda?
Take a bite of this, Shamu!
Biraz da bundan al, sumo güreşçisi seni!
Come on, Dad, take a bite.
Hadi, baba, bir parça ısır.
It's a little moist but take a bite.
Biraz ıslak ama bir ısırık al.
"Take a bite of peach."
"Al bir parça şeftali" dedi.
Those ingrate bastards really take a bite.
O nankör piçler başkasının eserlerini çalıyor.
Chad, take a bite.
Chad, bir lokma al.
Take a bite, or you'll get drunk.
Bir lokma al, yoksa sarhoş olursun.
Take a bite out of crime.
"Bir ısırık da sen al suçtan"
He might take a bite out of you, though.
Ama sizden bir parça alabilir.
You don't even have to use words, just take a bite if the answer is yes.
Kelimeler kullanman bile gerekmez, cevabın evetse bir lokma ısır.
Psy ops, rip a man's guts out, take a bite out of his liver drop it on his chest so he don't go to Buddha heaven.
Bıçakla adamın karnını deşer, ciğerinden bir parça keser göğsüne koyardık ki, ruhu cennete gitmesin.
You go to your favorite restaurant order your favorite meal, take a bite and under the steak is a scabby Band-Aid.
En sevdiğin lokantaya gidiyorsun yemeğinin ilk lokmasından sonra içinde pis bir yara bandı olduğunu fark ediyorsun.
Take it back to the kitchen. I won't eat a bite.
Geri götürebilirsin, bir lokma bile yemeyeceğim.
Aw, come one, take just a little bite! Come on!
Haydi, sadece küçük bir parça tatlım.
Well, can be. I can take a small bite before sleep.
Şey, yatmadan önce atıştırmayı seviyorum da.
Come on, take a little bite here.
Haydi, küçük bir ısırık al şuradan.
Since you didn't eat a bite of your meal, I won't take the money for it.
Yemekten bir gıdım bile yemediğin için onu saymıyorum.
That "poor thing" could take a bite of you before he does.
- Tamam.
You guys take a big bite.
- Anca doyarız diyorsun.
I'm afraid it's going to bite my ass every time I take a shit.
Korkarım ki, her sıçtığımda kıçımı ısırıyor.
Here, take a bite.
Ne oldu?
Now, come on. Take you a little bite.
Şimdi, hadi sen de küçük bir ısırık al.
You look at it, touch it, chew it, swallow it, add ketchup, take a second bite, third bite.
Bakıyorusn, dokunuyorsun, çiğniyorsun, yutuyorsun, ketçap ekliyorsun, 2. ısırık 3. ısırık.
He may take a while with that last bite but it'll go.
Son lokmayı yutması biraz sürebilir, ama yutacak.
Make him happy. Take a bite.
Bir kaşık al.
Take a big bite.
Büyük bir parça ısır.
Even then it would take more than one bite to kill, so I figure this guy's death and the spider bite, if it a spider bite, are coincidental.
Öldürmek için bir ısırıktan fazlası gerekir. Yani bu adamın ölümü ve örümcek ısırığı, ki gerçekten örümcek ısırığıysa, sadece rastlantı.
Well, I'm gonna take a big fuckin'bite out of your fuckin'ass then... so you better watch out for this little dog.
O lanet kıçından kocaman bir parça kopardığımda görürsün sen o küçük köpeği!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]