Take them out translate Turkish
1,555 parallel translation
Okay, this is my- - Boris, he said that we- - uh, we gotta take them out.
Arayan Boris'ti, ve onların işini bitirmemiz gerektiğiniz söyledi.
- We gotta take them out!
Dur! - İşlerini bitirmeliyiz!
We're sitting ducks until we take them out.
Onları oradan çıkartana kadar armut gibi açıkta kalacağız.
Take them out now!
Hemen öldürün onları.
I'll take them out early again tomorrow morning.
Yarın sabah erkenden yine dışarı çıkaracağım onları.
Wash your face and take them out again.
Yüzünüzü yıkayın da tekrar çıkarın onları.
Someone had to take them out.
Birilerinin onları götürmeleri gerekiyordu.
If we can get two or three upstairs and take them out?
Onları yukarı çıkarıp işlerini bitirmek.
Phil, take them out.
Phil, götür onları.
- The police is gonna take them out.
- Polis onları kurtarır.
This morning, you tried to take them out.
Bu sabah, onları saf dışı bırakmak istediniz.
Take them out!
Çağır gelsinler!
Take them out of here!
Dışarı çıkarın şunları!
They probably thought we would take them out.
Muhtemelen biz onları alacağını düşündüm.
I wasn't gonna take them out with that.
Onları böyle haklamayacaktım.
"Take them out"?
Haklamak?
Okay, what's the worst thing that could happen if you don't take them out?
Peki, eğer onları çekmezseniz olabilecek en kötü şey nedir?
The financial system is a system full of petrodollars and if you take them out it's bound to shrink.
Finansal sistem, petrol gelirleriyle dönen bir sistemdir ve bu gelirleri çıkaracak olursanız, küçülmeye mahkumdur.
Hurry up and take them out!
Acele edin!
Kent made entry to take them out before they could get to the rest of us.
Kent onlar bizi almadan önce içeri girdi.
Take them out.
Vurdunuz.
Take them out!
Çıkarın onları!
Take those sweet eyes from me before I pluck them out, boy.
O güzel gözlerini yerinden çıkarmadan bana bakmayı kes çocuk!
We gotta take out as many of them as we can.
Olabildiğince çoğunu saf dışı etmeliyiz.
- See those SWAT guys take him out? - Yeah, I saw them.
- Özel Polis nasıl vurdu, gördün mü?
I take out the organs, prep them, stuff like that.
İç organları alıp hazırlıyorum, bunun gibi şeyler.
Now, I need everybody to take your cell phones and your keys out of your pockets and handbags and hold them in the air.
Şimdi, herkesten cebindeki ve çantasındaki cep telefonunu... ve anahtarlarını çıkarıp havaya kaldırmasını istiyorum.
So take them out too.
O zaman onları da halledin.
And if there's anything negative in the script, the Pentagon wants them to take it out.
Eğer senaryoda negatif bir şey varsa Pentagon bunu senaryodan çıkarmalarını ister.
But if you rat them out before that happens, and they take the fall for it, you'II be a hero again.
Ama onlar yamadan gammazlarsan... Onlar gözden düşer, Sen ise yine kahraman olursun.
Take out all cell phones and pagers and drop them on the floor.
Bütün cep telefonu ve çağrı cihazlarını çıkartın ve yere atın.
Take the restraints out of my belt, and put them on Kyle.
Tutukluları belimden al ve, Kyle a koy.
Take them back to the lab, find out what kind of day he was really having.
Onları labaratuara götürüp gerçekten nasıI bir gün geçirdiğini öğrenelim.
I will take those peanuts you're trying to pass off as testicles, and I will squeeze them so hard your eyes pop out, and then I'll feed them to you like grapes!
Ve Tanrı yardımcım olsun, onunla aynı havayı soluduğunu bile görürsem testis dediğin o fındıkları öyle bir sıkarım ki gözlerin yerinden fırlar. Sonra üzüm gibi yediririm sana.
I went to the air force recruiting center, and they gave me some forms to take home and I just never filled them out.
Hava Kuvvetleri Merkezi'ne gittim. Bana bazı formlar verdiler. Ama hiçbir zaman doldurmadım.
Take them out.
Vurun onu.
We need to take them someplace where nobody can find them, so we can figure this out.
Onları kimsenin bulamayacağı bir yere götürmeliyiz ki bu işi çözebilelim.
Well, we can take Billie and Christy out before we get infected or we can do nothing, let them get The Hollow and then all of this really won't matter because then we'll be dead.
Ya kendimize bulaştırmadan Billie ve Christy'i halledebiliriz ya da hiç bir şey yapmadan, onların Boşluğu almalarına izin verebiliriz ve bunların hepsinin bir anlamı kalmaz çünkü o zaman ölü oluruz.
You are more than welcome to have your goon take both my thumbs and break them if you want to, Bob, but I am officially OUT out.
İstersen fedaine başparmaklarımı tutup kırdırabilirsin Bob ama ben resmi olarak buradan çıkıyorum.
If we don't take them to the village... What if Grandma finds out?
Onları köye götürmediğimizi ya büyükanne öğrenirse?
Take them out.
Öldürün.
But between them and the ad in Variety that they put out, I'm pretty sure that went a long way towards convincing the producers to take me back... have me... to invite me back.
Ama onlar ve Variety'ye verdikleri reklam arasında, oldukça eminim ki, yapımcıları beni geri almaya ikna etmek ve beni davet ettirmek arasındaki tüm o yolu kapattı.
Told them to take a little, you know, love bite out of you to, you know, make you look nice and innocent, you know?
Onlara dersini verdin, malum. Sendeki ufak bir yara seni tatlı ve masum yapacaktı, değil mi?
It should take them three minutes, just enough time for them to see me dragging Rice out single-handed.
Gelmeleri üç dakika kadar sürer bu da Rice'ı suçüstü yapıp dışarı çıkarırken görmelerine yeter bir süre.
Sweetheart, you're not strong enough... get them to take it out.
Tatlım, yeterinde güçlü degilsin... onlara bunların çıkarılmasını yaptırtın.
Do you want me to go back there and tell them that just because I'm a freak that they shouldn't take it out on my sister?
Oraya geri gidip onlara yalnızca ben ucubeyim kardeşim bunların dışında mı diyeyim?
I've sent billions of soldiers out there. It's time for one of them to finally take the hill.
Savaş meydanına milyarlarca asker göndermişim, içlerinden birinin o tepeyi alma vakti geldi.
When you take a man's life, you're not just killing them. You're snuffing out all the things he'll ever become.
Bir adamın hayatını aldığında, sadece onu öldürmüş olmuyorsun ilerde olabileceği tüm şeyleri de yokediyorsun.
Then take them out!
- İçinde iki göğüs tüpü takılı.
With Nova's help, we'll attack the Army base where the experiment's conducted. Take out the lab, the training facility. And when we find the soldiers getting promicin, neutralize them.
Nova'nın yardımıyla, deneylerin yönetildiği ordu üssüne saldıracağız, labaratuar ve eğitim alanını ele geçireceğiz, ve askerlerin promisin kaynaklarını bulduğumuzda,... onları etkisiz hale getireceğiz.
Situational offenders rarely seek out children, but they'll take advantage of a situation when presented with it, w hereas preferential offenders actively target children by age group, hair color... they'll seek out jobs which give them as much access to children as possible.
Duruma göre olanlar, nadiren çocuk avına çıkarlar. Ancak fırsatını bulduklarında harekete geçerler. Ama seçici sübyancılar yaş grubuna, saç rengine göre çocuk avına çıkarlar.
take them off 138
take them 308
take them all 26
take them away 101
take them back 16
take them down 41
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
take them 308
take them all 26
take them away 101
take them back 16
take them down 41
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my sight 38
outside of work 17
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of love 16
out of time 18
out of the way 896
out here 191
outta here 19
out of mind 55
out of love 16
out of time 18
out of the way 896
out here 191
outta here 19