English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Talk to them

Talk to them translate Turkish

3,546 parallel translation
Fine. Go talk to them.
Ozaman tamam, söyle ona!
Uh... fine. I'll talk to them.
Peki, onlarla konusurum.
We can bring them in and talk to them.
Onları getirebiliriz ve konuşabiliriz.
How about I talk to them instead?
Yerine benim konuşmamı ister misin?
He knows how to talk to them. DiNozzo.
Onlarla nasıl konuşulacağını biliyor.
I am unsatisfied that now I have to talk to them.
Tatmin olmadığım şey ise onlarla konuşmak zorunda olmam.
I just want to... talk to them for a second.
Onlarla biraz konuşmak istiyorum.
You look them in the eye, you talk to them like you care.
Gözlerine bakıp onlarla onlara değer veriyormuş gibi konuşmalısın.
Now you have the chance to talk to them again.
Öyleyse onlara karşı konuşma şansınız var. Teşekkür etmenize gerek yok.
I'll go alone to talk to them.
Kendim gidip her şeyi onlara anlatacağım.
I would rather not have to talk to them.
Onlarla konuşmamayı tercih ederim.
Let me talk to them.
Ver ben konuşayım.
Just to go out and see people and talk to them.
Sadece dışarı çıkıp, birkaç insan görmek onlarla konuşmak istiyorum.
Don't talk to them.
Onlarla konuşma.
But if I don't talk to them, it looks like I have something to hide.
Konuşmayınca da bir şey saklıyormuşum gibi olmaz mı?
Are you gonna talk to them?
Onlarla konuşacak mısın?
Talk to them.
Onlarla konuş.
What am I supposed to talk to them about?
Onlarla ne konuşmalıyım?
Can I talk to them?
Onlarla konuşabilir miyim?
Talk to them.
Onlarla görüşün.
You talk to them.
Sen konuş onlarla.
I would like to talk to them.
Onlarla konuşmak istiyorum.
He wants to talk to them.
Onlarla konuşmak istiyor.
If we can figure out the reasoning, then we could talk to them.
Eğer bulabilirsek, onlarla konuşabiliriz.
Yes. It is up to you to follow people where I cannot go, to talk to them, to listen to them, to spy on them, watch through keyholes.
Senin işin benim gidemeyeceğim yerlerde insanları takip etmen, onlarla konuşman, onları dinlemen, gizlice izlemen, anahtar deliklerini gözetlemen.
Let me talk to them.
Bırak konuşayım.
I'm going to talk to them, I promise...
Onlarla konuşacağım. Söz veriyorum.
No-one'll talk to them.
Kimse konuşmayacak onlarla.
And if you come across his family, bring them here, so we can talk to them.
Ayrıca ailesini bulursanız getirin, onlarla da bir görüşelim.
I talk to them.
Onlarla konuşuyorum.
Maybe I should go talk to them.
Belki de gidip onlarla konuşmalısın.
- You have to talk to them.
- Onlarla konuşman gerek.
You should talk to them.
Senin ailenle konuşman gerek.
Just talk to them.
İçinden geleni söyle.
I thought we were going to talk about big decisions before we went and just... made them.
Büyük kararlar vermeden önce onları tartışacağımızı sanıyordum.
Last time we hung out, it was awful. I figure the best way to talk to models is just point to objects and describe them.
Anladım ki modellerle konuşmanın en iyi yolu nesneleri gösterip, onları tanımlamakmış.
But of course you could make them talk if you wanted to, couldn't you?
Ama istersen onları konuşturabilirsin, yapamaz mıydın?
It's like you're, um... lost, drifting in the dark, no one to talk to, nothing to do except think of all the people that you love and how you'll never see them again.
Sanki yolunu kaybetmiş karanlıkta avare dolanıyor gibisin. Ne konuşacak kimsen var ne de yapacak bir işin. Düşüncelerinse sevdiğin insanlarla ve onları bir daha göremeyeceğin gerçeğiyle dolu.
Did the two of you talk about how much money you could make if you could just bend the rules, how easy it would be to forge documents to put people into mortgages that they couldn't afford, and how you could make a quick buck by selling them off to investors?
Kuralları esnetip, kolayca sahte belgeler düzenleyerek insanları karşılayamayacakları kredilerin altına sokup, evlerini ellerinden alarak başkalarına satınca ne kadar çok ve çabuk bir şekilde para kazanacağınızı aranızda konuşmuş muydunuz?
No, Cooper's right. It seems like there are more of them right now, but that's because people think it's okay to talk about it.
Çoğalmışlar gibi görünüyorlar ama aslında artık insanlar bu konuyu konuşabildiği için böyle algılanıyor.
It was really interesting just to go talk with them, just sort of get the rundown on what it's like riding to a bust.
Oraya gidip onlarla konuşmak bile gerçekten çok ilginçti. Bir polis baskınının neye benzediği hakkında...
But there's also, you know, in that scene is- - He's starting to talk about the Lizard, he's talking about them.
Ama bu sahnede ayrıca Kertenkele'den, onlardan bahsetmeye başlıyor.
If you want to talk about ghosts really being real, Redding House probably has thousands of them, all pissed off with holes in their heads.
Eğer hayaletlerin gerçekliği hakkında konuşmak istiyorsan Redding House'da kafalarındaki deliklerden çıkarılmış binlercesi vardır.
Do your best to talk them down, Frank, but you're on the clock.
Pazarlık için elinden geleni yap, Frank ama çok vaktin yok.
They would skin people alive to get them to talk.
Konuşturmak için insanların canlı canlı derilerini yüzerlerdi.
- Does everyone have to... talk about what happened to them?
- Herkes başından... geçenleri anlatmak zorunda mı?
- Yeah, they're talking about you, Sal ; don't you want to talk back to them?
- Evet, konuşuyor sen, Sal, siz onlara geri konuşmak istemiyor musun?
Much as I enjoy the entertainment, signor, we came to talk to the Duke about hiring his mercenaries, not to watch them beat each other senseless.
Bu ne kadar eğlenceli olsa da Signor,... Dük ile askerlerini kiralamayı görüşmek için geldik birbirlerini bilinçsizce dövmelerini izlemeye değil.
But you can talk to Josh and Aidan about them?
Ama Josh ve Aidan'a onlardan bahsedebiliyorsun?
We need to go back and talk to them.
Geri dönüp onlarla konuşmalıyız.
Get them to talk and work things out.
- Konuşmak için bir araya gelecekler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]